قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا تَزُولُ قَدَمَا عَبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ وَعَنْ عِلْمِهِ فِيمَ فَعَلَ وَعَنْ مَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَ أَنْفَقَهُ وَعَنْ جِسْمِهِ فِيمَ أَبْلَاهُ. (ت)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : قيامت كونى ، دورت شيدن سؤآل أدلمدكجه بر قلون آياقلرى ( حضورى إلهيدن ) آيرلماز . عمرندن ، اونى نره ده توكتدى ؟ علمندن ؛ اونونله نه عمل أتدى ؟ مالندان ، اونى نره دن قازاندى و نره يه حارجادى ؟ بدنندن ؛ اونى نره ده أسكتدى ؟ . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kıyamet günü, dört şeyden suâl edilmedikçe bir kulun ayakları (huzûr-ı İlâhî’den) ayrılmaz: Ömründen; onu nerede tüketti? İlminden; onunla ne amel etti? Malından; onu nereden kazandı ve nereye harcadı? Bedeninden; onu nerede eskitti?”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 02 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim
MÜSLÜMAN, SÂLİH AMELLER İLE MEŞGUL OLMALIDIR
Malumdur ki dinimiz İslâm’da bir kısım vazifeler vardır. İşte bunlara “Sâlihât (sâlih ameller)” denir. İmanın kemâli, nuraniyeti ve zeval tehlikesinden korunması bu sâlih ameller ile olur. Müslümanların âhiret gününde nâil olacakları yüksek mertebeler de sâlih amellerinin dereceleriyle mütenasip olacaktır.
Sâlih amellerin en büyüğü, Allah indinde en makbulü; namaz, zekât, oruç, hac ve cihâddır; İslâmiyet’e ve insaniyete mal, beden ve ilim ile güzel hizmettir. İnsanların salâhı (iyiliği), manen yükselişi, rûhen safâya nâil olması ancak bu güzel ameller sayesinde olur. Bununla birlikte güzel ve hayırlı bir niyetle yapılan içtimaî birtakım ameller vardır ki, bunlar da İslâm nazarında sâlih amellerden, ibadet ve tâatten sayılır. İnsanların, rızkını helâlinden temin etmek için bir sanat, ticaret ve ziraatle meşgul olması da bu cümledendir. Eğer biz Müslümanlar, bu gibi şeylerde de başkalarına muhtaç olursak nasıl yaşayabiliriz?
İslâm dini, bir hikmet dinidir, bir terakki dinidir. İnsanların bütün ihtiyaçlarını gözetir; bu ihtiyaçları temin edecek şeylere, büyük bir kıymet vermiştir. Bir hadîs-i Nebevî’de buyurulmuştur ki: “Cenâb-ı Hak, sanat (zanaat) sahibi olan, (alın teri ile maîşetini temine çalışan) mümin kulunu sever.” Bu hadîs-i şerîf, pek büyük bir teşviktir!
Yapı ustalığı, doğramacılık, dokumacılık, terzilik vesaire birer sanattır. Bunlar, helâle, harama dikkat edilerek yapıldığı müddetçe İslâmiyet’te övülmüş şeylerdir. Nitekim ticaret ve ziraat hakkında da birçok hadîs-i şerîf vardır. İnsan, hayatının kadrini bilmeli, vaktin kıymetini takdir etmelidir. İnsan, dünyayı verse hayatının bir dakikasını geri döndüremez. İşte hayat, bu kadar kıymetlidir. Bu sebeple hayatımızı, gerek dünyada ve gerek âhirette selamet ve saadetimize vesile olacak sâlih amellere sarf etmeliyiz. Hem ibadet ve tâatte bulunmalıyız hem de ziraat gibi, ticaret gibi faydalı şeylerle meşgul olmalıyız. Zira bu kıymetli hayatı, beyhûde yere ve gayrimeşrû eğlenceler uğrunda zâyi etmek, büyük bir ziyan, büyük bir felâkettir.
Hicrî: 02 Şevvâl 1446 Fazilet Takvim