21 Eylül 2016 Çarşamba

ALLÂH RIZASINA ERMEK İÇİN KENDİNİ FEDÂ EDENLER


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يُشَفَّعُ الشَّهِيدُ فِي سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ بَيْتِهِ. (د)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."    شهيده ، آئله سندن يتمش كشيه شفاعت أتمه حقى واردر ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Şehide, ailesinden yetmiş kişiye şefaat etme hakkı verilir.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvud)
Hicrî:   17  Zilhıcce   1437  Fazilet Takvimi 

ALLÂH RIZASINA ERMEK İÇİN KENDİNİ FEDÂ EDENLER


Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi vesellem, hicret ettiği gece kâfirler evini sardığında yatağına Hz. Ali’yi yatırıp evinden çıktı. Hz. Ali ölümü göze alarak Peygamberimiz’in yatağına uzandı.
Allâhü Teâlâ Cebrâîl ile Mîkâîl aleyhimesselâm’a:
“Ben sizi kardeş ettim. Birinizin ömrünü de diğerinden uzun yapacağım, hanginiz kardeşini kendine tercih eder? buyurdu. Biri öbürünü tercih etmedi.
Bunun üzerine Allâhü Teâlâ onlara şöyle vahyetti: “Siz Ali bin Ebî Tâlib gibi olamadınız mı? Onu Muhammed (aleyhisselâm) ile kardeş kıldım, Ali nefsini fedâ ederek onun yatağına yattı ve Muhammed Aleyhisselam’ı kendi üzerine tercih etti. Yeryüzüne inin ve onu düşmandan muhafaza ediniz, buyurdu.
Cebrâil aleyhisselâm başucunda, Hazret-i Mîkâîl de ayakucunda durdu. Cebrâil aleyhisselâm ona şöyle sesleniyordu:
“Ne mutlu sana ey İbn-i Ebî Tâlib, Allâhü Teâlâ seninle meleklerine övünüyor.”
Bunun üzerine Allâhü Teâlâ “Yine insanlar içinden kimi de vardır ki, Allâh’ın rızasına ermek için kendini fedâ eder. Allah ise kullarına çok re’fetlidir (merhametlidir).” (Sûre-i Bakara, âyet 207) meâlindeki âyeti indirdi. (İhyâ) 
TIBBIN ASLI
Süleyman Aleyhisselam her sabah Mescid-i Aksâ’ya gelir, gönül huzuruyla ibâdet ederdi. Her gün orada yeni bir otun bittiğini görür, o otun ismini ve faydalarını öğrenirdi. Bir ota, ‘Senin adın nedir? Neye faydalısın, neye zararlısın?’ diye sorar:
‘Ben falanca otum. Şunlara yararlı, şunlara zararlıyım’ cevabını alırdı.
Hekimler de hangi otun neye iyi geldiğini Hazret-i Süleyman’dan öğrenirlerdi. Böylece tıp sahasında nice kitaplar yazıldı, birçok hastalığın çaresi bulundu.
Tıbbın aslı vahiydir. Basit akıl her şeyi bilemez. Belki anlayabilir, ama öğrenmek için peygambere muhtaçtır. (Mesnevi’den Seçmeler, Çamlıca B.Y.)
Hicrî:   17  Zilhıcce   1437  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder