قَالَ اللهُ تَعَالَى:
وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ
اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ... الآية. (سورة
التوبة، 100)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Muhacirler ile Ensar’dan ilk evvel
İslâmiyet’i kabul ile başkalarından öne geçenler ve onlara ihsan ile
tâbi olanlar var yâ! Allah onlardan râzı oldu, onlar da Allah’tan râzı
oldular...”
الله
تعالى شويله بويوردى : مهاجرلر ايله أنصار،دان إلك أول إسلاميتى قبول ايله
باشقهلرندان اونه كجنلر و اونلره إحسان ايله تابع اولانلر وار يا ! الله اونلاردان
راضى اولدى اونلرده الله تان راضى اولدولر ."
(Tevbe Sûresi, âyet 100)
Hicrî: 22 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
ASHÂB-I KİRÂM
Ashâb-ı Kirâm efendilerimiz, Arab lisânının bütün inceliklerini bildikleri gibi Kur’ân âyetlerinin indiriliş sebeplerini, hadîslerin nerede, hangi hâdise üzerine buyurulduğunu ve dînî hükümlerin dayandığı delilleri herkesten daha iyi bilirlerdi. İctihâdın şartlarına tamamen sahiptiler. Allâhü Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de onları medhetmiş, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), hadîs-i şerîflerinde onların dînin emînleri ve hidâyet yıldızları olduklarını bildirmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’i ve hadîs-i şerîfleri Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) “Burada bulunan, bulunmayana teblîğ etsin” emrine uyarak onlara hayırlı halef olan tâbiîne teblîğ etmişlerdir.
Allâhü Teâlâ, Ashâb-ı Kirâm’ı dînin yayılması husûsunda Habîb-i Ekrem’ine dost ve refîk kılmıştır. Onlar da bu büyük nimetin kadrini bilerek i‘lâ-i kelimâtullah (dini yayma) uğrunda mal ve canlarını fedâ etmişlerdir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’in de beyân buyurdukları üzere Ashâb’ın hepsinin Allâhü Teâlâ’nın rızasına nâil oldukları kat‘î deliller ile sabittir.
Ashâb-ı Kirâm’ın ve Tâbiîn’in fazîletini ve dîne olan hizmetlerini inkâr etmek kadar cehâlet ve nankörlük düşünülemez. İslam dîninin koruyucusu ve yayıcısı olan o zâtları hatâ ile ithâm eden sapık fırkalar acaba din ve mezheblerini ne vâsıta ile dînin sâhibi Resûl-i Ekrem Efendimiz’e (s.a.v.) isnâd edebileceklerdir?
İşte bu hakîkatlere binâen Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır…” buyurmuşlar ve kurtuluşa erecek yegâne fırkayı da “Onlar benim ve Ashâbım’ın yolu üzere olanlardır” diye beyân etmişlerdir. (Mevâhibü’r-Rahmân fî-Menâkıb-ı İmâm-ı A‘zam)
Hicrî: 22 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder