قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نِعْمَ الْمَطِيَّةُ الدُّنْيَا
فَارْتَحِلُوهَا تُبَلِّغْكُمُ الْآخِرَةَ. (ادب الدنيا والدين)
بيغمبر أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر : " دنيا نه كوزل
بنكتر . اونه بنين كى سزى آخرته كوتورسون ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Dünya ne güzel binektir. Ona binin ki sizi âhirete götürsün.”
(Hadîs-i Şerîf, Edebü’d-dünyâ ve’d-din)
Hicrî: 27 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
EN KIYMETLİ SERMÂYE: OMÜR
Cennetteki ebedî hayata ulaşmak için bulunduğu seferde, ömrünün yegâne sermayesi olduğunu bilen kimse onu aslâ zâyi etmez. Dünyada tembellik ve rahatı tercih edenler, ilmi az ve hesap gününe îmânı zayıf olanlardır. Onlar elden kaçırdıkları yüksek derecelere asla bakmazlar.
Ömrü zâyi etmek: Uzun emel sahibi olmak, fânî dünyada râhatı tercih etmekten ileri gelir. Hazret-i Ali (k.v.):
“Uzun emel (sonu gelmez, bitmez tükenmez dünya hırsı) âhireti unutturur” buyurmuştur. Hasan-ı Basrî (rh.):
“Dünyalık emelleri uzun olan her kulun amelleri de kötü olur” demiştir.
Âlim bir zât kabristana girdi ve dedi ki “Lâ ilâhe illallâh! Buradakilerin hepsinin yapacağım deyip de yapamadıkları birçok işleri vardı.”
İnsanın en kıymetli iki şeyi kalbi ve vaktidir. Vaktini boşa geçirip zâyi eden ve kalbini Allâh’a isyanla öldüren âhirette fayda göreceği her şeyi kaçırmış olur. Hasan-ı Basrî (rh.) buyurdu ki:
“Âdemoğluna kıyâmet gününde ömrü saat saat gösterilir. Hayırlı bir şey söylemediği her an için pek çok pişmanlıklar çeker.”
İnsan her gün ve gece binlerce nefes alıp verir. Her nefes hazine gibidir, onunla ne yapacağına iyi bak.
Âbidlerden Huveyl bin Muhammed (rah.) derdi ki:
“Öyle görüyorum ki -kıyâmet gününde- Huveyl’i hesap için durdurup:
Ey Huveyl bin Muhammed! Sana altmış sene ömür verdik. Onda ne işledin?” diye sorarlar, sonra hesaba başlarlar:
Altmış senede gündüz kaylûle ile birlikte uykularım toplanır, ömrümün bir kısmı ona gitmiştir. Yemek yediğim saatler toplanır, ömrümün bir kısmı onda geçmiştir. Abdest saatlerim toplanır, bir kısmı da onunla geçmiştir. Sonra namazlarıma, oruçlarıma bakılır, noksandır. Öyle ise âkıbet ya helâk olmak ya da Allâh’ın affına nâil olmaktır.
Hicrî: 27 Rabiulevvel 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder