قَالَ اللهُ
تَعَالَى: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ
وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ
مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ.
(سورة المائدة، 51)
الله تعالى
شويله بيوردى : أى إيمان أدنلر يهودى و حرستيانلرى دوسط طوطماينز اونلر بر
برلرينيك دوسطودر . و سزدن هر كيم اونلرى دوسط أدينر ايسه محقق او ده اونلرداندر .
شبهه يوقكى الله او ظالم قوملره هدايت أتمز . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Ey iman
edenler Yahûdî ve Hristiyanları dost tutmayınız. Onlar bir birlerinin dostudur.
Ve sizden her kim onları dost edinirse muhakkak o da onlardandır. Şüphe yok ki
Allah o zalim kavimlere hidayet etmez.”
(Mâide sûresi, âyet 51)
Hicrî: 02 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi
KURÂN TEFSİRİNE DÂİR
Kur’ân-ı Kerîm’in tefsîri için, şu on beş ilmi mükemmel bilmek şarttır: Lugat, Nahiv, Sarf, İştikâk, Meânî, Beyân, Bedî‘, Kırâet, Akâid, Usûlü Fıkıh, Esbâb-ı Nüzûl, Nâsih-Mensûh, Fıkıh, Hadîs ve bunlara ilâveten Allâhü Teâlâ tarafından ihsân olunan ilm-i ledünnî.
Cenâb-ı Hakk’ın vergisi olan ilm-i ledünnî, “Kim bildiği ile amel ederse Allâhü Teâlâ ona bilmediklerini öğretir” hadîs-i şerifinde haber verilen ilimdir. Kurân-ı Kerîm ilimleri sâhili olmayan okyanus gibidir. Günahda ısrar eden kalbinde bid‘at, kibir, hevâ, dünyâ sevgisi olan, îmânı tahkîk mertebesine ermemiş kimseye Kur’ân-ı Kerîm’in esrârı aslâ keşfolmaz, verilmez.
Bu sayılan âlet ilimleri ve âlî (yüce) ilimler, müfessirler için birer âlet mesâbesindedir. Bu ilimlere muttali olmayan kimselerin yazmaya cür’et edecekleri tefsîrler, kendi görüşüne göre tefsîr kabîlinden olacağı cihetle mutâlaası asla câiz değildir.
Kendi bozuk kanaatlerini yaymak istediklerinden kötü itikad sahiplerinin yazdıkları tefsirler itimada ve mütâlaaya asla lâyık değildir. Resûlullâh’ın (s.a.v.) sünnetine sarılmayanların tefsirleri de itimaddan mahrum ve manevî feyizden nasipsiz olacağından yine okunması tavsiye edilmez. Hele Bâtınıyye, Râfizıyye gibi sapıkların tefsirleri İslam bünyesini tahrip gibi hâince bir maksada dayandığından bunları ele almak bile câiz değildir.
Bid‘at sâhiplerinin tefsirleri de kendi bâtıl, boş itikadlarını te’yîd düşüncesiyle yazılmış şeylerdir. Bunlardan bir takımı, kendilerini gizleyerek haktan yana görünmüş, halkı ehl-i sünnet yolundan ayırmak gayesi gütmüşlerdir. Bunun için tefsirlerinde kalplere şüphe bırakacak meseleleri yazmışlar, yazıları arasına saf zihinleri tereddüde düşürecek, muhâkemesiz kimseleri yanlış kanâatlere saptıracak ibâreler sokuşturmuşlardır.
Bu sebeplerle Ehl-i Sünnet âlimlerinin mutemed tefsirlerinden başka tefsîr ve meâlleri okumak aslâ câiz olamaz.
(Ö. Nasuhi Bilmen, Tefsîr Tarihi)
Hicrî: 02 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi