قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ: إِنَّ بَيْنَ
يَدَيِ السَّاعَةِ لَأَيَّامًا يَنْزِلُ فِيهَا الْجَهْلُ وَيُرْفَعُ فِيهَا
الْعِلْمُ وَيَكْثُرُ فِيهَا الْهَرْجُ وَالْهَرْجُ الْقَتْلُ. (خ)
" قيامت كونى ياقلاشتغنده اؤيله زمانلر
اولاجق كى جهالت يايلاجق ، علم قالدرلاجق ، يوق اولاجق ، فتنه و قارشقلقلر
جوغالاجق تر ، فتنه اؤلم در ."
“Kıyâmet günü
yaklaştığında öyle zamanlar olacak ki cehalet yayılacak, ilim
kaldırılacak, yok olacak, fitne ve karışıklıklar çoğalacaktır. Fitne
ölümdür.” (Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Daha fazlası için: http://www.fazilettakvimi.com/tr/2015/8/31.html
Daha fazlası için: http://www.fazilettakvimi.com/tr/2015/8/31.html
“Kıyâmet günü yaklaştığında öyle zamanlar olacak ki cehalet
yayılacak, ilim kaldırılacak, yok olacak, fitne ve karışıklıklar
çoğalacaktır. Fitne ölümdür.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 15 Zilkâde 1436 Fazilet
Takvimi
SULTAN ABDÜLHAMÎD HAN PEYGAMBERİMİZİN HALÎFESİDİR
Beyrut Hukuk Mahkemesi reisi ve büyük âlim Yusuf İsmail Nebhânî (1849-1937) merhûm diyor ki:
Müslümanların halifesi Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın dostlarına
dostluk, düşmanlarına düşmanlık etmek her Müslümana zaruri bir
vazifedir.
O Emîru’l-mü’minîndir, peygamberimizin halîfesidir. Dîn-i mübînin
hükümlerinin koruyucusudur. Allâh’ın haremi Mekke’nin ve Resûlünün
haremi Medîne’nin hizmetkârıdır.
İslâm milletinin ve devletinin bütün işlerini hakkıyla yerine
getirmek için bütün kuvvetini sarfetmektedir. Güvenilir zâtlardan
işittiğime göre; Sultan Abdülhamîd Han geceleri uyumazdı. Ancak uyku
kendisini iyice kapladığında bağdaş kurup öğlen kaylûlesi gibi kısacık
bir uyku ile iktifâ ederdi. Zira o bütün vaktini ümmet-i Muhammed’in ve
İslâm devletinin işlerini dürüstçe görmeye vakfetmiş, ayırmıştı.
Muhakkak halifemiz hazretlerinin zamanında, Resûlullâh Efendimizin şu hadîs-i şerîflerinde bildirdikleri haller apaçık ortaya çıkmıştır: “Yakında -Din düşmanı- kavimler, yiyicilerin yemek kabı etrafına toplandıkları gibi sizin aleyhinize bir araya gelirler”
(Ebû Davud). Bu sebeple düşmanlarının bu ittifaklarına karşı Sultan
hazretlerinin gayet uyanık olduğunu görmekteyiz. Bütün varını yoğunu din
hizmetine, Müslümanların himâyesine harcamaktadır. Her Müslümana düşen
vazife sadâkatle onun ve İslâm devletinin hizmetinde olmak, dâimâ Allâhü
Teâlâ’nın yardımına nâil olması için duâda bulunmak lâzımdır.
Tâbiîn’in reîsi Hasan-ı Basrî (rh.) hazretleri buyurdu:
“Eğer benim bir duâm olsa onu sultan için yapardım. Zira ona ulaşan her türlü hayır bütün Müslümanlara döner.”
İşte dîni ve aklı kâmil mü’minin hali budur. Amma dini ve aklı noksan
olan kişiye gelince o Sultanın yaptığı işlere ve emirlerine razı olmaz
da, Sultanın şu yaptırdığı iş şöyle olsaydı daha iyi olurdu diye
dedikodulara ve zannına göre sultana ve yaptığı işlere itiraz eder.
Hâlbuki Allâhü Teâlâ’nın mü’minlerin işlerini görmesi için Resûlullâh’ın
halifeliği makâmını ihsân ettiği bir kimseye itiraz etmek dînî ve
dünyevî zararlara sebep olur. (Hulâsatu’l-Beyân)
Hicrî: 15 Zilkâde 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder