قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ: اُبْسُطُوا بِالنَّفَقَةِ فِى شَهْرِ رَمَضَانَ فَاِنَّ
النَّفَقَةَ فِيهِ كَالنَّفَقَةِ فِى سَبِيلِ اللهِ. (كنز)
" رمضانى شريف آينده نفقاي ( جولق جوجوغونوزه و ديكر إهتياج
صاحبلرينه يابلان حرجملرى ) جوغالتنز . جونكى بو آيداكى نفقه الله يولنده
حرجنان نافقه كبى در ."
“Ramazân-ı şerîf ayında nafakayı (çoluk çocuğunuza ve diğer
ihtiyaç sahiplerine yapılan harcamaları) çoğaltınız. Çünkü bu aydaki
nafaka, Allah yolunda harcanan nafaka gibidir.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî:18 Ramazan 1436 Fazilet
Takvimi
BABANIN EVLADINA İYİLİĞİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
وَرُوِيَ
عَنْ بَعْضِ الصَّالِحِينَ أَنَّهُ كَانَ لاَ يَأْمُرُ ابْنَهُ بِأَمْرٍ ، وَكَانَ
إِذَا احْتَاجَ إِلَى شَيْءٍ يَأْمُرُ غَيْرَهُ.
فَسُئِلَ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ : إِنِّي أَخَافُ أَنِّي لَوْ أَمَرْتُ ابْنِي بِذَلِكَ يَعْصِينِي فِي ذَلِكَ ، فِيَسْتَوْجِبَ النَّارَ ، وَأَنَا لاَ أُحْرِقُ ابْنِي بِالنَّارِ.
“Evladının iyiliği için (kendisine karşı gelebileceğinden korktuğu
bir şeyi söylemeyerek) ona yardımcı olan ana babaya Allâhü Teâlâ
rahmetiyle muamele etsin.”فَسُئِلَ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ : إِنِّي أَخَافُ أَنِّي لَوْ أَمَرْتُ ابْنِي بِذَلِكَ يَعْصِينِي فِي ذَلِكَ ، فِيَسْتَوْجِبَ النَّارَ ، وَأَنَا لاَ أُحْرِقُ ابْنِي بِالنَّارِ.
Sâlih zatlardan biri oğluna bir şey emretmez, bir ihtiyacı olduğu zaman başkasına söylermiş. Sebebini soranlara şöyle dermiş:
“Ben ona bir şey emretsem, o da bana karşı gelse bundan dolayı ateşe atılır. Ben oğlumun cehennem ateşinde yanmasını istemem.”
ÂZÂLARIN ORUCU
Oruç sadece yemek, içmek ve orucu bozan şeyleri terk etmekten ibâret değildir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):
“Nice oruçlular vardır ki ona orucundan kalan sadece açlığı ve susuzluğudur.” buyurmuşlardır.
Muhakkak her âzânın oruçta bir hissesi vardır. Bütün âzâları, Allâh’ın hoş görmediği amellerden sakındırmak lâzımdır.
Gözün orucu, onu harama bakmaktan korumaktır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “(Harama) bakmak İblis’in zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü harama bakmaktan tutarsa Allah onun kalbini nura vâris kılar (kalbini nurlandırır).” buyurmuşlardır.
Dilin orucu onu faydasız sözden menetmek, tutmak, sadece faydalı şeyleri konuşmaktır.
Kulağın orucu onu gıybet gibi Allâh’ın haram kıldıklarını dinlemekten tutmaktır. Zira dinleyen, günahda söyleyene ortaktır.
Elin orucu haramı tutmamak, ayağın orucu harama gitmemektir.
Hâsılı bütün bedeni dînin hoş görmediği şeylerden uzak tutmak lâzımdır.
Oruçtan maksad nefsin şehvetini kırmaktır. Böyle olunca oruçlunun iftarda ve sahurda aşırı yemesi, diğer zamanlarda iki defada yediğini bir defada yemesi doğru olmaz.
Oruçlu gündüz işinin ağırlığına göre işine ve ibâdetine yetecek, kuvvet verecek kadar yemelidir.
Hicrî:18 Ramazan 1436 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder