13 Aralık 2014 Cumartesi

MİRASTA DEDE NİNE MAHRUMU GERÇEĞİ NEDİR?



MİRASTA DEDE NİNE MAHRUMU GERÇEĞİ NEDİR?


Eğer bir baba öldüğü zaman çocukları zor durumdalar ise dedelerinin ölmelerini beklemeleri doğru olmaz. Dede kendi ölümüyle torunlarının mirastan mahrum kalacağını bilerek hayatta iken torunlarına evlatlarına gösterdiğinden daha fazla himaye gösterebilir. Buna kendi evlatları da dâhil hiçbir kimsenin itiraz etme hakkı yoktur. Dede nine mahrumunun püf noktası işte budur. Eğer dede ölmeden torunlarına bir şey bırakmazsa öldükten sonra torunları mirastan pay alamazlar.
Torun dedenin mirasçısı değildir
İslam hukukuna göre anne hayatta iken nineye, baba hayatta iken dedeye mirastan pay düşmez. Oğul varken de oğlunun çocukları bir şey alamaz. Dede nine mahrumu; feraiz’e göre taksimde meselenin detaylarını bilmeyen insanlar tarafından tenkit edilen bir husustur. Eğer İslam’ın ön gördüğü fert mülkiyeti yerleşmiş olsa burada bir sıkıntı olmazdı.
Aile mülkiyeti anlayışı hâkim olan memleketlerde şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Menkul ve gayrimenkul geriye kalan bütün miras aile reisinin kabul ediliyor. Aile reisinin 3 oğlu olduğunu kabul edelim, bu oğullardan evli ve çocukları olan biri vefat ediyor; ancak bu kişinin malı olduğu kabul edilmediği için çocuklarına herhangi bir şey verilmiyor. Hatta ölenin hanımına bile nasıl olsa evin gelini diye bir şey verilmiyor.
Aynı şekilde dede vefat ettiği zaman İslam hukukuna göre torunları onun mirasçıları olamıyorlar. Zira ölen dedeye en yakın mirasçı olan oğul varken torunları mirastan pay alamazlar.
Eğer İslam’ın öngördüğü ferdin mülkiyet haklarına riayet edilseydi gencin bu soruyu sormasına gerek kalmayacaktı. Dedesi vefat eden oğlun daha çocukluktan elde ettiği mallar ile rüşde erdiği yaşından itibaren kendi kazanmış olduğu mallar kendisine verilseydi dedenin ölümü halinde çocukları ve torunları onun malından miras haklarını alırlardı ve kimse mağdur edilmezdi.
Küçük çocuğa dedesi mirasından vasiyet bırakabilir
Eğer çocuklar küçükse, büyükler göz kulak olurlar, himaye ederler ve muhtaç iseler dede ve nine bu torunlara kendi mallarından hibe, bağış ve temlik edebilirler. Hatta mallarının 1/3 ‘üne kadar vasiyet yapabilirler. Zira bu mirasçı olmayan torunlar için yapılan vasiyet geçerlidir.
Böylece öksüz kalan çocuklar bir başlarına bırakılmamış olur. Dedeleri torunlarının başkasının eline bakmasını sefalet içinde yaşamasını önlemek için onlara hayatta iken mal verebilir. Öksüz kalan çocukların hakkı gözetilmiş ve dede üzerine düşen görevi yapmış olur. Fakat bütün bunlar yapılmadığı için amcaları varken o çocuklara dedelerinin malından bir şey verilmemesi haksızlık varmış ve bu haksızlıksa İslam’dan geliyormuş zannediliyor.
Evet. Öyle yapılırsa bir haksızlık vardır. Ama bu İslam’dan değil, İslam’ı bilmeyişimizden kaynaklanmaktadır. Netice olarak, İslami usulleri uyguladığımızda, insanların uygulamada yapmış olduğu hatalar da telafi edilmiş olur.


Ekran Alıntısı

Dede nine mahrumu olan toruna, dede bakmakla mükellef olduğu için hayatta iken torununa mal verebilir. İşte bu husus bütün Müslümanlara sık sık anlatılmalı ki bu dede mahrumu (yetimi) olan torunlar dedenin ve ninenin himayesinde olsunlar. Ve helal kapıdan girerek helal yesinler. Helal olmayan bir usul ile miras almaya kalkmasınlar.
İnsan ve Hayat Dergisi
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder