Hadîs-i Şerîf :
"Kim, (işlediği)
bir günâh sebebiyle (din) kardeşini ayıplarsa, o günâhı işlemedikçe
ölmez."
(Hadîs-i Şerîf,
Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:18 Rabiülahır 1435 •Fazilet Takvimi
İNSANLARIN
HAYIRLISI İNSANLARA FAYDALI OLANDIR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Ey mü'minler!...
Ölülerinizin güzel hallerini söyleyiniz, kötü hallerini söylemekten
çekininiz." buyurdular.
İnsan başkalarının hayrına çalışmalıdır, başkalarının
kemalatını itiraf etmelidir. Yoksa onun bunun fena hallerini araştırmak,
bunları dile dolayıp teşhir etmek en kötü bir harekettir. Bilhassa ölüp gitmiş,
kendi amellerinin sevap veya cezasına kavuşacak olan bir din kardeşimizin
şahsına ait bulunan kötü hallerini söylemek asla caiz görülemez. Onun güzel
hallerini söylemelidir ki hakkında rahmet okumaya vesile olsun. Ancak bir
şahsın bid'at ve zulüm gibi dine uymayan, insanlara zararlı olan bir hali
bulunursa halkı ondan sakındırmak için bunu söylemek lâzım gelir. Bunları
söylemek ve elden gelirse menetmeye çalışmak mühim bir vazifedir.
Fakat insanların şahıslarına ait bazı kusurlarını
görüp de bunu orada burada söyleyip durmak insanlığa yakışmaz.
"Cihanda bî-kusur insan bulunmaz. / Velâkin her
kusur teftiş olunmaz." Yani kusursuz insan olmaz, öyleyse her kusura
bakılmaz. denilmiştir.
İnsan, kendi kusur ve ayıplarını görüp kurtulmaya
çalışmalıdır. İnsanların ayıplarını araştırmak ayıptır. Kendi ayıplarını gören
başkalarının ayıplarını göremez. Öyle kimseler vardır ki, kendilerinin birçok
kusurları olduğu halde onları görmezler de başkalarının en ufak bir kusurunu
bile görmekten kendilerini alamazlar. Maamafih kusur sahipleri de kendilerine
bir iyilik olmak üzere hakikî mü'minler tarafından yapılacak nasihatleri,
hatırlatmaları memnuniyetle karşılamalıdırlar. Bu bir insanî vazifedir. Hazreti
Ömer, radıyallahü teâlâ anh demiştir ki:
"Bana ayıplarımı gösteren kimseye Allâhü Teâlâ
rahmet etsin."
BEYİT:
"Dost odur ki sana doğrusun(u) diye,
Dost değildir sana doğrusun diye." (La edri)
Hicrî:18 Rabiülahır 1435 •Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder