Hadîs-i Şerîf: “Bizim
dışımızdakilere benzemeye yeltenen, bizden değildir.” (Hadîs-i Şerîf,
Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 26 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
“KİM BİR
KAVME BENZERSE ONLARDANDIR”
İkinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî (k.s.)
Hazretleri buyuruyorlar ki:
“İki dîni tasdîk eden kişi şirk ehlinden sayılır.
İslâm hükümleri ile küfrü bir araya getirmeye teşebbüs
eden de müşriktir. Hâlbuki küfürden teberrî etmek (uzaklaşmak) İslâm'ın
şartıdır, şirk şâibesinden sakınmak tevhiddir...”
Hindûların büyük bildikleri günlere hürmet etmek,
Yahûdîlerce bilinen âdetlere uymak küfrü îcâp ettirir. Nitekim bazı câhil
Müslümanlar, bilhassa kadınlar, küffârın belli günlerindeki küfür merâsimini
icrâ etmektedirler. Bunları, kendileri için de bayram kabul edip, kızlarının ve
kardeşlerinin evlerine onlar gibi hediyeler yollarlar... Böylelikle o merâsime
tam mânâsı ile îtinâ ve îtibâr ederler.
İslâmda bunların hepsi şirk ve küfürdür.” (Mektûbât-ı
İmâm-ı Rabbânî, 3 /41)
“Bir kere, bir hastanın ziyâretine gitmiştim. Ölümü
yaklaşmıştı. Hâline teveccüh ettiğim zaman gördüm ki kalbi şiddetli zulmet
içinde... Her ne kadar bu zulmetin kalkması için teveccüh ettiysem de kalkmadı.
Çokça teveccühten sonra bilindi ki, bu zulmetler, kendisinde gizli bulunan
küfür sıfatındandır. Bu sıkıntıların sebebi küfür ehlini dost edinmesindendir.
Bana mâlum oldu ki bu zulmetlerin kalkması için
teveccüh etmek, yerinde bir iş değildir. Zîrâ onun bu zulmetlerden
temizlenmesi, küfrün cezâsı olan cehennem azâbına bağlıdır.
Ve bana mâlum oldu ki, onda zerre miktarı îmân
mevcuttur ve bunun bereketiyle cehennemde ebedî kalmaktan kurtulacaktır.”
Cehennem azabı -azab ebedî olsun veya muvakkat olsun-
küfür ve küfür sıfatlarına mahsustur. Muvakkat cehennem azabı küfür sıfatının,
ebedî cehennem azabı ise küfrün cezasıdır. (Mektûbât-ı İ. Rabbânî, 1/266.)
Hicrî: 26 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder