Hadîs-i Şerîf: “Başkasının ayıp ve kusurunu söyleyeceğin zaman, derhal kendi kusurunu hatırla.” (Hadîs-i Şerîf, Kenzü'l-Ummâl)
Hicrî: 5 Safer 1434 •Fazilet Takvim
ALLÂH’I SEVEN ONU SEVENİ VE ONUN SEVDİĞİ HER ŞEYİ SEVER
İmâm Gazâlî Hazretleri buyurdular: Güzel ahlâk sevmeyi, birlik ve
beraberliği icap ettirdiği gibi kötü ahlâk da düşmanlığı ve
çekememezliği icap eder.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• “Mü’min, sever ve sevilir. Başkası ile geçinemeyen ve kendisi ile geçinilemeyen kimsede hayır yoktur.”
•
“Birbiri ile buluşan iki (din) kardeşi bir diğerini yıkayan iki el
gibidir. Allâhü Teâlâ, birbirine ülfet eden her iki mü’minin her birini
diğer arkadaşı sebebi ile hayırla mükâfâtlandırır.”
Sevmek ve dostluk ya Allâh içindir veya dünya içindir. Bu da dört kısımdır.
Birinci kısım, bir şeyi yaratılışından ve tabiatından dolayı
seversin. Eğer bu sevmek her hangi bir maksada dayanmadan bir akarsu,
çiçek, çimenliğe bakmak gibi olursa bu mübahtır. Ne övülür ne de
kötülenir. Eğer fenâ bir maksadla olursa o kötüdür.
İkinci kısım bir kimseyi bir menfaat elde etmek için sevmektir.
Burada aslında sevilen şey o elde edilecek menfaattir. Eğer sevilen şey
dünyaya ait ise bu Allâh için bir sevgi değildir. Talebenin hocasını
ilim tahsîli için sevmesi gibi. Zira burada sevgi ilmedir. Onu Allâh’a
yaklaşmak için değil onunla mal ve mülk kazanmak ve insanlar nazarında
makbûl olmak için seviyor.
Üçüncü kısım, bir şeyi dünyâdaki manfaati için değil de âhiretteki
menfaati için sever. Mesela bir kimse hocasını yahud şeyhini hayırlı
amel işlemesine yarayacak ilim öğrettiği için sever. Eğer ilim ve
amelden maksadı âhirette kurtuluşa ermek olursa bu Allâh yolunda
sevgidendir. Yine hoca da talebesini sever.
Zira, onun sebebi ile Allah katında kıymeti artar.
Dördüncü kısım, Allâh’ı kendi zât-ı ilâhîsi için sevmektir. Bu en
yüksek ve en ince derecedir. Allâh’ı seven, onu seveni ve onun sevdiği
her şeyi sever.
Hicrî: 5 Safer 1434 •Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder