BERÂT GECESİNDE İBÂDET
Bu
gecede hiç olmazsa bir Tesbih namazı kılınır. Berât gecesinde “Hayır
namazı” namıyla 100 rek’at bir namaz vardır ki, kılan kimse o sene
ölürse, şehidlik mertebesine nâil olur.
Namaza şöyle niyet edilir:
“Yâ Rabbî, niyet ettim senin rızâ-i şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhine, feyz-i ilâhine mazhar eyle. Kasvet-i kalbten dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip, süedâ defterine kaydeyle.”
Her rek’atte Fâtiha’dan sonra 10 İhlâs-ı şerif okunur. İki rek’atte bir selâm verilerek 100 rek’ate tamamlanır. Her rek’atte 100 İhlâs-ı şerif okumak suretiyle 10 rek’at da kılınabilir.
Namazdan sonra; (Allah Teâlâ’nın “Hû” ism-i şerifinin ebced hesabına göre adedi olan) 11 şey, (Resûlüllah Efendimiz’in ismi olan “Tâhâ”nın ebced hesabıyla âdedi olan) 14 kere okunur.
Bunlar;
“Yâ Rabbî, niyet ettim senin rızâ-i şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhine, feyz-i ilâhine mazhar eyle. Kasvet-i kalbten dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip, süedâ defterine kaydeyle.”
Her rek’atte Fâtiha’dan sonra 10 İhlâs-ı şerif okunur. İki rek’atte bir selâm verilerek 100 rek’ate tamamlanır. Her rek’atte 100 İhlâs-ı şerif okumak suretiyle 10 rek’at da kılınabilir.
Namazdan sonra; (Allah Teâlâ’nın “Hû” ism-i şerifinin ebced hesabına göre adedi olan) 11 şey, (Resûlüllah Efendimiz’in ismi olan “Tâhâ”nın ebced hesabıyla âdedi olan) 14 kere okunur.
Bunlar;
1. İstiğfar: 14 kere,
2. Salevât-ı şerife: 14 kere,
3. Fâtiha-i şerife (Besmeleyle): 14 kere,
4. Âyetü’l-Kürsî (Besmeleyle): 14 kere,
5. Tevbe sûresinin son 2 âyeti olan “lekad câeküm...” (Besmeleyle): 14 kere,
6. 14 kere “Yâsin, Yâsin...” dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerif (Yâsîn-i şerifte 7 zâhirî, 7 bâtınî “mübîn” vardır, böylece o da 14 olur.)
7. İhlâs-ı şerif (Besmeleyle): 14 kere,
8. Felak sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
9. Nâs sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
10. “Sübhânellâhi ve’l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azıym”: 14 kere,
11. Salavât-i şerife (Salât-ı Münciye okumak efdaldir): 14 kere okunur. Bundan sonra duâ edilir.
2. Salevât-ı şerife: 14 kere,
3. Fâtiha-i şerife (Besmeleyle): 14 kere,
4. Âyetü’l-Kürsî (Besmeleyle): 14 kere,
5. Tevbe sûresinin son 2 âyeti olan “lekad câeküm...” (Besmeleyle): 14 kere,
6. 14 kere “Yâsin, Yâsin...” dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerif (Yâsîn-i şerifte 7 zâhirî, 7 bâtınî “mübîn” vardır, böylece o da 14 olur.)
7. İhlâs-ı şerif (Besmeleyle): 14 kere,
8. Felak sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
9. Nâs sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
10. “Sübhânellâhi ve’l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azıym”: 14 kere,
11. Salavât-i şerife (Salât-ı Münciye okumak efdaldir): 14 kere okunur. Bundan sonra duâ edilir.
Beraat gecesi,Rrabbimiz tevbe,
istiğfar ederek pişmanlık duyan günahkârların cümlesini affedeceğini
bildiriyor. Ancak şu sekiz sınıfın KESİN TEVBE ETMEDİKÇE bu aftan
istifadelerinin olamayacağını da işaret ediyor:
1-Allah'a şirk koşanlar.
2-Ana-babalarına isyan eden, onların kablerini kırıp gönüllerini
yıkanlar.
3-İçkiye devam edenler.
4-Falcılık edip gelecekten haber verenler.
5-Din kardeşine besledikleri kinden vazgeçmek istemeyenler.
6-Adam öldürmekten pişmanlık duymayanlar.
7-Nikâhsız aile ile yaşayanlar.
8-Akrabalarıyla alâkayı kesip ihmal edenler.
Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece.
Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır:
Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle 'Berae veya Sakk' adı da verilir.
Bu gecenin beş özelliği vardır:
1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
5) Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın onüçüncü günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban'ın onbeşinci günü verilmiştir.
Anne ve babasını incitenler, büyücüler, başkalarına kin besleyenler içki düşkünleri bu gecenin faziletinden yararlanamazlar.
Bu konuyla ilgili olarak şu hadisler rivayet edilmektedir:
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu geceyi Hz. Âişe validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:
"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Benü Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem'den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz. " (Buhârî, et-Tergîb ve't-Terhib, II, 118).
İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar o gece içerisinde meleklere bildirilir. O geceyi ibâdet ve tâatla geçirmek ve nafile namaz kılmak sevaptır.
Peygamber Efendimiz bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir: "Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamdetmekten âcizim. Sen seni senâ ettiğin gibi yücesin. " (et-Tergib, II, 119, 120).
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bizlere de şöyle buyurmuştur:
"Şaban ayının yarısı (Berâet gecesi) gelince: gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifaâ dileyen yok mu;ş ifâ vereyim. "
"Allah Teâlâ Şaban'ın onbeşinci geresi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar. " (İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38).
Berat Kandili Gecesi Edilecek Dua
Peygamber efendimizin Berat gecesi yaptığı dua. Bu dua bizzat Cebrail (A.S) tarafından peygamberimize (S.A.S) öğretilmiştir..
Berat Kandili Duası Arapça
"Bismillâhirrahmanirrahim. Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike."
Türkçe Anlamı
Ya Rabbi azabından affına sığınırım,
Gazabından rızana sığınırım,
Senden yine sana sığınırım,
Senin zatın çok yücedir.
Sana gereği gibi hamd etmekten acizim,
Sen, kendini sena ettiğin gibi (övdüğün gibi) yücesin
'Apaçık
kitaba yemin
olsun ki, Biz Kur'an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten
uyarıcıyız.
O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt
edilir...'(Duhan,
44/1-4)
Ayette geçen, 'mübarek
gece'den maksat; Berat gecesidir. Kur'ânın
bu gecede, Yedinci semadan dünya
semasına indirildi. Kadir
gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlandı.
Bu gecenin, dört adı vardır.
"Mübarek gece", "Berae
gecesi" "Sakk gecesi", "Rahmet gecesi". Ve denildi ki bununla Kadir Gecesi
arasında kırk gün vardır. Berae ve Sakk gecesi denilmesi
hakkında da denilmiştir ki, haraç tamamen alındığı zaman beraetlerini
(temize çıkmalarını) dile getiren bir sened yazıldığı gibi, Allah
Teâlâ da bu
gece mümin kullarına beraet yazar. Ve denilmiştir ki bu gecede
beş özellik vardır:
Bu gecenin beş özelliği
vardır:
1)
Bu gecede önemli
işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle
geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler
gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma
ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan
ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
5) Bu gecede
Peygamberimize
şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın
onüçüncü
günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, geri kalan üçte biri de
Şaban'ın
onbeşinci günü verilmiştir.
Hazreti
Âişe
(ranha) bu gecenin fazileti hakkında şunları anlatıyor:
Günün
birinde Hazreti Peygamber
yanıma girdi. Elbisesini çıkardı.
Aradan zaman geçmeden tekrar giyindi. Bunun üzerine beni şüphe,
kıskançlık sardı. Ortaklarımdan birinin yanına gidecek sandım ve peşini
takip ettim. Medine’nin kabristanı olan Bakîu’l-Garkad’da kendisine
eriştim. Mü’minlere ve şehidlere istiğfar ve dua ediyordu. Kendi
kendime: ‘Anam babam sana feda olsun! Sen Rabb’ının rızası uğrunda, ben
ise dünya peşindeyim!’ diyerek döndüm. Soluk soluğa eve girdim.
Arkamdan da Resülüllah (sav) girdi.
-Neden böyle hızlı nefes alıyorsun?’ dedi.
Ben,
-Anam babam uğruna feda olsun. Yanıma gelip elbisenizi çıkardıktan sonra tekrar giyindiniz, beni kıskançlık tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi kabristana giderken gördüm,dedim.
Resul–ü Ekrem,
-Resülüllah sana haksızlık edecek diye mi korkuyorsun?’ dedi.
Ardından Cibril geldi ve şöyle dedi:
-Bu gece Şa’bân’ın on beşinci gecesidir. Cenabı Hak bu gecede Benî Kelb kabilesi koyunlarının sayısı kadar kimseyi cehennemden âzâd eder. Fakat bu gece Allah; müşriklerin, kincilerin, akrabalarıyla münasebeti kesenlerin, hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların, ana ve babalarına isyan edenlerin, içki düşkünlerinin yüzlerine bakmaz.
-Neden böyle hızlı nefes alıyorsun?’ dedi.
Ben,
-Anam babam uğruna feda olsun. Yanıma gelip elbisenizi çıkardıktan sonra tekrar giyindiniz, beni kıskançlık tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi kabristana giderken gördüm,dedim.
Resul–ü Ekrem,
-Resülüllah sana haksızlık edecek diye mi korkuyorsun?’ dedi.
Ardından Cibril geldi ve şöyle dedi:
-Bu gece Şa’bân’ın on beşinci gecesidir. Cenabı Hak bu gecede Benî Kelb kabilesi koyunlarının sayısı kadar kimseyi cehennemden âzâd eder. Fakat bu gece Allah; müşriklerin, kincilerin, akrabalarıyla münasebeti kesenlerin, hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların, ana ve babalarına isyan edenlerin, içki düşkünlerinin yüzlerine bakmaz.
Resul–ü
Ekrem, elbisesini çıkardı.
-Bu gece ibadet etmeme müsaade eder misiniz? buyurdu.
-Evet, sana anam babam feda olsun, dedim.
Peygamber namaza kalktı. Secdeye kapanıp uzun müddet kaldı. Endişelendim, elimle yokladım. Elim, ayağının altına dokununca kımıldadı. Ben de sevindim. Secdede şöyle niyaz ettiğini işittim:
‘Allah’ım! azabından afvına, gazabından rızana sığınıyorum. Sen’den yine Sana iltica ediyorum. Şânın yücedir. Sana yaptığım senayı Senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana lâyık bir surette hamd etmekten âcizim.’
-Bu gece ibadet etmeme müsaade eder misiniz? buyurdu.
-Evet, sana anam babam feda olsun, dedim.
Peygamber namaza kalktı. Secdeye kapanıp uzun müddet kaldı. Endişelendim, elimle yokladım. Elim, ayağının altına dokununca kımıldadı. Ben de sevindim. Secdede şöyle niyaz ettiğini işittim:
‘Allah’ım! azabından afvına, gazabından rızana sığınıyorum. Sen’den yine Sana iltica ediyorum. Şânın yücedir. Sana yaptığım senayı Senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana lâyık bir surette hamd etmekten âcizim.’
Sabah
olunca
bunları Resul–ü Ekrem’e söyledim. O da,
- Yâ Âişe,
bunları öğrendin mi? dedi.
-Evet yâ Resülüllah,
dedim.
Resuli Ekrem;
-Bunları hem öğren
hem de başkalarına öğret. Zira bunları bana Cibril
öğretti ve secdede bunları okumamı ta’lîm buyurdu.’ dedi.”
Sevgili
Peygamberimiz
(s.a.v) buyuruyor:
"Her
kim bu gece yüz
rekat namaz kılarsa yüce Allah ona yüz melek gönderir. Otuzu
ona
cenneti müjdeler, otuzu ona cehennem azabından teminat verir. Otuzu da
ondan dünya afetlerini savarlar, On'u da ondan şeytanın tuzaklarını
hilelerini savarlar."
"Yüce Allah bu gece ümmetine öyle rahmet eder ki Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca."
"Yüce Allah bu gece bütün müslümanlara mağfiret buyurur ancak kâhin, sihirbaz, yahut çok kin güden veya içkiye düşkün olan, yahut ana-babasını inciten, veya zinaya ısrarla devam eden müstesna."
"Yüce Allah bu gece ümmetine öyle rahmet eder ki Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca."
"Yüce Allah bu gece bütün müslümanlara mağfiret buyurur ancak kâhin, sihirbaz, yahut çok kin güden veya içkiye düşkün olan, yahut ana-babasını inciten, veya zinaya ısrarla devam eden müstesna."
'Şaban
ayının 15.
gecesini
ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü yüce Allah, bu gece
dünya
semasına rahmetiyle tecelli eder ve; 'tevbe eden yok mu! Onu affedeyim.
Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim, hastalığından şifa isteyen yok
mu ona şifa vereyim. Yok mu şunu isteyen yok mu bunu isteyen' der. Bu
durum,
sabaha kadar devam eder'
'Ameller, bu ayda
âlemlerin
Rabb'ı yüce Allah'a arz edilir. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah'a
arzedilmesini isterim'
Berat
Kandili olan bu mübarek geceyi
nasıl ihya edeceğiz?
2- Geceyi oruçlu olarak karşılayalım ve ertesi günü de oruç tutalım.
3- Bir günlük kaza namazı kılalım
4- Berâat gecesinde 100 rek'atlı Hayır Namazı vardır ki, kılan kimse o sene ölürse, şehitlik mertebesine nâil olur.
Niyet
"Yâ Rabbî, niyet ettim senin rızâ-i şerîfin için namaza. Beni afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden, dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip süedâ defterine kaydeyle, Allâhü Ekber'
Kılınışı
Her rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur
İki rek'atte bir selâm verilerek 100 rek'atte tamamlanır
Her rek'atte 100 İhlâs-ı şerîf okumak sûretiyle 10 rek'at olarak da kılınabilir.
(Hz. Allâh'ın HÛ ism-i şerîfinin ebced hesâbına göre adedi olan) 11 şey, (TÂHÂ'nın ebced hesâbıyla adedi olan) 14 kere okunur. (TÂHÂ Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in ismidir.
- İstiğfâr-ı
şerîf: 14 kere ,
- Salevât-ı şerîfe: 14 kere,
- Fâtiha-i şerîfe (besmeleyle): 14 kere,
- Âyetü'l-Kürsî (besmeleyle): 14 kere
- Lekad câeküm...' (besmeleyle): 14 kere
- 14 kere 'Yâsîn' dedikten sonra 1 Yâsîn-i Şerîf
- İhlâs-ı şerîf (besmeleyle): 14 kere
- Felak Suresi (besmeleyle): 14 kere
- Nas Suresi (besmeleyle): 14 kere
- 14 kere
"Sübhânallâhi
vel-hamdü
lillâhi ve lâ ilâhe
illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ
billâhil-aliyyil-azıym."
- Salevât-ı şerîfe (Salât-ı Münciye okumak efdaldir): 14 kere
"Allâahümme salli alâa seyyidinâa Muhammedin ve alâa âali seyyidinâa Muhammedin salâaten tünciinâa bihâa min cemî'ıl-ehvâali ve'l âafâat. Ve takdıy lenâa bihâa cemî'alhaacâat ve tütahhirunâa bihâa min cemî'ıs-seyyi'âat ve terfeunâa bihâa ındeke a'led-derecâat ve tübelliğunâa bihâa aksa'l gaayâat. Min cemî'ıl-hayrâti fi'l-hayâati ve ba'del-memâat. İnneke alâa külli şey'in kadiyr."
Mânâsı:
Allâh'ım,
Efendimiz Muhammed'e ve ehl-i
beytine bizi bütün
korku ve âfetlerden kurtaracağın, bütün ihtiyaçlarımızı göndereceğin,
bütün günahlarımızdan temizleyeceğin, nezdindeki derecelerin en
yücesine yükselteceğin, hayatta ve ölümden sonra bütün hayırların
nihâyetine ulaştıracağın şekilde râhmet eyle. Muhakkak sen her şeye
kaadirsin.“
Bunlardan
sonra duâ yapılır.
5- Berâat
Gecesi, bu gecede hiç
olmazsa bir Tesbih
Namazı kılınır.Not: Word çıktı almak isterseniz
BERAT KANDİLİ DUASI
Euzü billahi mine'ş-şeytani'r-racîm Bismillahi'r-rahmani'r-rahîm
Ey Bizleri varlığa erdiren,
Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran,
Güzeller Güzeli Rabbimiz!
Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.
Kainatın İftihar Tablosu peygamber efendimize Sonsuz salât ü selam olsun.
Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek berat ve gufran gecesinde bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:
1. YA İLAHE'L-ALEMİN!
Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek berat gecesinde bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!
2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!
Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.
Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü ve't-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. ibadet ü tâat kültür televvünlü.. duygular, düşünceler fantezilere emanet.. mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya rabbi!
3. YA RAB!
Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.
4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!
5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi!
Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. ya Rabbi
lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin,
hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle..
kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle..
niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!
6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.
7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu mübarek berat gecesinde binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki! Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.
8. EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyaları ekonomive refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.
9. EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet "sayyâd-ı bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü'l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! , bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs'atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş'esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.
10. EY RAB!
Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.
11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!
Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca günahkarın affedileceği bu mukaddes berat gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.
Ey yüceler yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed'e,
Muallâ aile efradına
ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden
dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!..
amin amin amin
velhamdü lillahi Rabbil alemine'l-fatiha
"SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder