İmam Gazalî -kuddise sirruh- (v. 1111)
Oğlum! Şu üç ibâdetinde mutlak sûrette kalbini teyakkuz hâlinde bulundur, aklın ve kalbin başka yerde olmasın! Bunlar, Kur'ân-ı Kerîm okurken, Rabbini zikrederken ve namaz kılarken. Bu üç hâlde bir an bile aklını ve gönlünü başka yere verme. Allâh'ın huzûrunda olduğunu unutma! Yoksa yönünü kıbleye çevirip de, aklın başka şeyler peşinde olursa, bunun değeri zaafa uğrar. Yönünü İslâm'ın doğduğu ilk mâbed olan Kâbe'ye, kalbini de Hazret-i Allâh'a bağla! Ayrıca âriflerden olmak istersen; sükûtun fikir, bakışın ibret ve dileğin tâat olsun. Zîra bu üç haslet, âriflerin alâmetidir.
Oğlum! Kul borcundan son derece sakın! Bir kuruş borç yüzünden, kabul olmuş pek çok ibâdetin sevabı gider. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, borçlu olarak ölenlerin namazını kılmazdı. Bundan maksadı, zengini merhamete getirip alacağını bağışlatmaktı. Mümin, borç yaparken fuzûlî yere borca girmez. Lâkin zarûreten borçlanırsa ve ödemek niyetiyle alırsa, Allâh Teâlâ ona yardımcı olur. Hattâ ödemenin gayreti içinde olup da borcunu ödeyemeden ölürse, kıyamette de Allâh yardımcısı olur.
Dünya ve âhirette huzur istersen, kimseyi incitme! Senden gencini
gördüğün vakit; "Bunun günahı benden az", senden yaşlısını gördüğün
vakit; "Bunun sevabı benden çok, bilmediğim tarafları ile benden daha
fazîletlidir" düşüncesi ile onlara bak!
Bir âlim gördüğünde; "Bunun ilmi
var, kendisini kurtarır", senden câhilini gördüğünde; "Bu bilmez, Allâh
onu bağışlar", diye düşün! Hattâ bir kâfir gördüğün vakit, son nefes
belli olmadığından; "Allâh Teâlâ buna hidâyet nasip ederse, bütün
günahları bağışlanmış ve tertemiz olarak ilâhî huzûra çıkabilir. Acaba
benim son nefesim ne olur?" diye âkıbetini düşün! Kendini ne kadar tanır
ve ne kadar düşük görürsen, Allâh katında o nisbette mevkî kazanırsın.
Oğlum! Elinden geldiği kadar din kardeşlerinin ihtiyaçlarını karşıla!
Zîrâ Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:"Kim mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allâh Teâlâ da onun bir ihtiyacını giderir." (Buhârî, Mezâlim, 3)
Diğer bir hadîs-i şerîfte Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
"Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allâh Teâlâ da dünya ve âhirette onun ayıbını örter." (Müslim, Birr, 72)
Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermâyem, yalnız ömrümdür.
Başka bir şeyim yoktur. Bu sermâye, o kadar kıymetlidir ki, verilen her
nefes, artık hiçbir şekilde ele geçmez. Nefesler sayılıdır ve
azalmaktadır. O hâlde, nefeslerini iyi değerlendir ve bu fânî dünyâya
yarın ölecekmiş gibi nazar et. Bütün azâlarını haramdan koru ve takvâya
sarıl.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder