Allahü Teala miras meselesini, Sure-i Nisa Ayet; 11, 12 ve 176 ‘da biz kullarına emr-u ferman buyurmuştur.
يُوصٖيكُمُ اللّٰهُ فٖى اَوْلَادِكُمْ لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ الْاُنْثَيَيْنِ فَاِنْ كُنَّ نِسَاءً فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ
ثُلُثَا مَا تَرَكَ وَاِنْ كَانَتْ وَاحِدَةً فَلَهَا النِّصْفُ وَلِاَبَوَيْهِ
لِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ اِنْ كَانَ لَهُ وَلَدٌ فَاِنْ
لَمْ يَكُنْ لَهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُ اَبَوَاهُ فَلِاُمِّهِ الثُّلُثُ فَاِنْ كَانَ
لَهُ اِخْوَةٌ فَلِاُمِّهِ السُّدُسُ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٖى بِهَا اَوْ
دَيْنٍ اٰبَاؤُكُمْ وَاَبْنَاؤُكُمْ لَا تَدْرُونَ اَيُّهُمْ اَقْرَبُ لَكُمْ
نَفْعًا فَرٖيضَةً مِنَ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلٖيمًا حَكٖيمًا
Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki
dişinin payı kadarını emreder. (Cocuklar sadece) ikiden fazla kız
iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız
bir ise (mirasın) yarısı onundur. ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı
maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer
çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir
düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu
paylaştırma, ?lenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır.
Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu
bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah,
hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
4-Nisa suresi 11
وَلَكُمْ نِصْفُ مَا تَرَكَ
اَزْوَاجُكُمْ اِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُنَّ وَلَدٌ فَاِنْ كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ
فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٖينَ بِهَا اَوْ دَيْنٍ
وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْتُمْ اِنْ لَمْ يَكُنْ لَكُمْ وَلَدٌ فَاِنْ
كَانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ
تُوصُونَ بِهَا اَوْ دَيْنٍ وَاِنْ كَانَ رَجُلٌ يُورَثُ كَلَالَةً اَوِ امْرَاَةٌ
وَلَهُ اَخٌ اَوْ اُخْتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ فَاِنْ كَانُوا
اَكْثَرَ مِنْ ذٰلِكَ فَهُمْ شُرَكَاءُ فِى الثُّلُثِ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ
يُوصٰى بِهَا اَوْ دَيْنٍ غَيْرَ مُضَارٍّ وَصِيَّةً مِنَ اللّٰهِ وَاللّٰهُ
عَلٖيمٌ حَلٖيمٌ
Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye
bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının
dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları
vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ?denmesinden
sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri
onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri
onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine
getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer
kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz
ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer.
Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu
paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine
getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar)
Allah'ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir (hemen
cezalandırmaz, mühlet verir.)
4-Nisa suresi 12
يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللّٰهُ
يُفْتٖيكُمْ فِى الْكَلَالَةِ اِنِ امْرُؤٌا هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ
اُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَا اِنْ لَمْ يَكُنْ لَهَا وَلَدٌ
فَاِنْ كَانَتَا اثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا الثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَاِنْ كَانُوا
اِخْوَةً رِجَالًا وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْاُنْثَيَيْنِ يُبَيِّنُ
اللّٰهُ لَكُمْ اَنْ تَضِلُّوا وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمٌ
Senden fetva istiyorlar. De ki: "Allah, size
"kelâle" (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü
açıklıyor: Cocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa,
bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da
bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler,
(erkek kardeşin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler
erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar
(pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah,
her şeyi hakkıyla bilendir.
4-Nisa suresi 176. ayet
Hazreti Allah miras meselesini ayeti
kerimelerle tek tek Vazetmiştir .
Taksimi zorlaştıran tek nokta
ailelerin bu taksime razı olmamalardır.
Terekeden pay alacaklar kabul
ettiği takdirde, mülkiyette de problem olmadığı varsayılırsa beş dakika
içerisinde miras taksim edilebilir.
Hiçbir kimse, hiçbir kanun, hiçbir mevzuat ve hiçbir güç; Rıza-i
taksime yani Feraize ( Feraiz: İslam Miras Hukuku) göre taksime mani
değildir.
Evlatlık mirasçı değildir.
Genelde evlatlık meselesi bir şekilde çocuğu olmayan aileler arasında
görülüyor.
Ailenin düşüncesi evlatlık edindiği çocuğu büyütür
yetiştiririm ve yaşlılığımda da o bana bakar sonunda da miras ona kalır.
Ancak burada iki önemli konunun altı çizilmesi gerekiyor. Biri
evlatlığın mahremiyet meselesi diğeri ise miras.
Günümüz aile yapılarında genelde mahremiyet unutulduğu gibi
evlatlığın aile içindeki mahremiyet durumu ise tamamen terk edilme
noktasındadır.
Meri hukukun evlatlığı, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olarak
kabul etmesi de evlatlığın mirastan hisse almasına sebep oldu.
Meri
hukukta evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığının devam etmesi ise
kendi içinde ayrı bir mantık problemi olarak duruyor.
Feraizin miras
taksimine inandığımız için, bunun gibi mantık problemleri bizi
ilgilendirmiyor.
İslam’dan önce de evlatlık muamelesi vardı ve çok yaygındı. Araplar
evlatlık edindikleri çocukları öz evladı yerine koyarlardı. Hatta
Peygamber Efendimiz Hazreti Zeydi evlatlık almıştı. Fakat daha sonra bu
hususta ayeti kerime inzal buyurularak onlara öz evlat muamelesi
yapılması yasaklanmıştır.
Evlat edinme meselesinin gerek çocuğun psikolojisi gerek mahremiyet
açısından pek çok tarafı vardır. Fakat mirası alakadar eden tarafı da
olduğu için kısa bir hatırlatma yapılacaktır.
Bir miras mevzuunda
mirasçılar arasında evlatlık olup olmadığı da sorulmalıdır.
Feraize göre miras taksiminde evlatlık verilmiş olanlar kendi anne
babalarının mirasçıları olup, evlatlık gittiği yerden dinen miras
alamazlar.
Eğer evlatlık olana, nüfusta kaydına geçirildiği kişinin
mirasından pay verilirse Hazreti Allah’ın mirasçı kılmadıkları mirasçı
yapılmış olunur ve mirasçı olanların hakları da noksanlaştırılmış, hatta
belki de tamamen mahrum edilmiş olur.
Ancak nesebini (Nüfus kayıt bilgilerini) bozmadan ve mahremiyete
riayet ederek muhtaç çocuklar himaye edilebilir. Kişi hayatta iken bu
çocuğa istediği kadar mal verebilir, Hatta malının tamamını verebilir.
Fakat ölümü halinde asla mirasçısı olamaz.
Yine bu evlatlık alan kişi
sağlığında iken bir vasiyet ile terekesinin 1/3’ünü vefatından sonra
verilmek üzere evlatlığına bırakabilir.
Bir kişinin kendi varisi olan öz evladını evlatlıktan, baba ve
anasını, babalıktan, analıktan, red suretiyle mirastan mahrum etme
muamelesi de dinen caiz değildir. Yani; hiç kimse dinen mirasçısı olan
bir kimseyi mirasından mahrum etme hakkına sahip değildir.
Esasen bu
gibi davranışlar akrabalar arasında nefret duygularını körükler.
Dinimiz
ise meydana gelmiş kırgınlıkların giderilmesi için gayret
gösterilmesini emreder.
Dinen mirasçı olmayan evlatlıklar için, murisin bu çocuklar
üzerindeki bazı taahhüt ve tasarruflarından dolayı “Zımni Vasiyet”
olduğu telakki edilerek, Fakat mutlaka ve muhakkak dinen mirasçı olan
varislerinden helallik alınarak terekeden 1/3’e kadar bu evlatlık
çocuklara mirastan pay verilebilir. Ancak bu hususta da hak geçmemesi
için çok iyi tetkikat yapılması gerekir.
Eğer vefat eden kişi erkek ise
çocuksuz olarak vefatı ile geride bıraktığı eşi; Sure-i Nisa Ayet:12’ye
göre 14 hisse miras alacaktır.
Evlatlık edinen kişi vefat ettiğinde kendi öz evladı, torunu, annesi,
babası, dedesi ve hiçbir kardeşi yoksa varislik ölenin amca
tarafınındır. Amcası ve amcaoğulları ve onların oğulları da yoksa ayrıca
babasının amcaları veya oğulları, meyyitin dedesinin amcaları veya
oğulları yok ise yani meyyitin baba tarafından hiçbir erkek varis
olmazsa o zaman, zevi’l-erham dediğimiz meyyitin; kız yeğenleri ile kız
kardeşinin çocukları ve hala, dayı, teyze cihetinden akrabaları vesaire
gibi kişiler mirasçı olurlar.
Erkek akraba bulunmadığında evlatlığa değil kadın olsun erkek olsun zevi’l-erham sınıfından en yakın akrabaya miras verilir.
Yine onlarında; Aana baba bir veya baba bir veya ana bir akrabalık
durumları varislik yönünden dikkate alınır ve öncelik tanınır.
Murisin mal varlıkları; bahçe, tarla, arsa, evler gibi
gayrimenkulleri, nakit, araba ve sair menkulleri, velhasıl bütün mal
varlığı feraiz hükümlerine tabidir.