Hadîs-i Şerîf: “Muhakkak cennette bir kimsenin derecesi yükseltilir de, ‘Bu
derece bana nereden?’ diye sorar. ‘Evladının senin için istiğfar
etmesindendir,’ denilir.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 18
Cemâziyelevvel 1433 •Fazilet
Takvimi
KABİR EHLİ DÜNYADAN NASIL HABERDAR OLUR
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
Onlar (hâlâ dünyada olduğunu zannettikleri), bir adamdan sual ederler. Hâlbuki o adam âhirete gitmiş ve çok sene de geçmiştir. Yeni gelen mü'min onlara "Sizin sorduğunuz kişi benden evvel vefat etti" diye haber verince, onlar vaziyeti (onun hâtimesinin kötü olduğunu) anlayarak istircâ ederler; (yani, innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn derler.) İmanın vasıtalarını öğretmediği için onun atasını ve kendisini kötülerler.
Peygamberimiz (s.a.v.) sonra şöyle buyurdular:
"Ey ümmetim, sizin salih amelleriniz, şüphesiz, vefat etmiş olan akrabâ ve aşiretlerinize bildirilir. Eğer, ameliniz hayır olursa, onlar ferahlanır ve derler ki, "Ey Rabbimiz, bu kimsenin hayır işlemesi, senin fazlın ve rahmetindir, bu kimsenin üzerine nimetini tamamla ve o kimsenin, rûhunu o nimet üzere al." diye duâ ederler.
Kötü ameller bildirildiği zaman, âhirette olanlar hüzün ve keder duyarlar ve Ey Rabbimiz, bu kimseyi, râzı olduğun ve onu sana yaklaştıracak salih amellere muvaffak buyur." diyerek niyazda bulunurlar.
Bir mü'minin ruhu kabzolunduğu vakit, evvelce Allâhü Teâlâ'nın
rahmetine ermiş olanlar, (dünyada, müjdeci nasıl sevinçle karşılanırsa
öyle karşılayıp) onun yanına toplanırlar. Birbirlerine, "Ona müsaade
veriniz, biraz istirahat etsin." derler. Ona az bir zaman mühlet
verirler.
Sonra onlar -ölülerin ruhları- yanına gelip dünyada bulunan akraba,
ahbab ve dostlarından haber sorarlar. O mü'min de, dünyada kalanların
iyi hallerinden ve salih amellerinden veyahud, kötü hallerinden ve
amellerinden haber verir.
Onlar (hâlâ dünyada olduğunu zannettikleri), bir adamdan sual ederler. Hâlbuki o adam âhirete gitmiş ve çok sene de geçmiştir. Yeni gelen mü'min onlara "Sizin sorduğunuz kişi benden evvel vefat etti" diye haber verince, onlar vaziyeti (onun hâtimesinin kötü olduğunu) anlayarak istircâ ederler; (yani, innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn derler.) İmanın vasıtalarını öğretmediği için onun atasını ve kendisini kötülerler.
Peygamberimiz (s.a.v.) sonra şöyle buyurdular:
"Ey ümmetim, sizin salih amelleriniz, şüphesiz, vefat etmiş olan akrabâ ve aşiretlerinize bildirilir. Eğer, ameliniz hayır olursa, onlar ferahlanır ve derler ki, "Ey Rabbimiz, bu kimsenin hayır işlemesi, senin fazlın ve rahmetindir, bu kimsenin üzerine nimetini tamamla ve o kimsenin, rûhunu o nimet üzere al." diye duâ ederler.
Kötü ameller bildirildiği zaman, âhirette olanlar hüzün ve keder duyarlar ve Ey Rabbimiz, bu kimseyi, râzı olduğun ve onu sana yaklaştıracak salih amellere muvaffak buyur." diyerek niyazda bulunurlar.
Ameller Pazartesi ve Perşembe günleri Allâhü Teâlâ'ya, Cuma günü de
peygamberlere, dede ve ninelere arzolunur. Onlar, hayattaki nesillerinin
yaptıkları hayırlı amellere sevinirler ve yüzlerinin aklığı ve
parlaklığı artar. Allâh'dan korkunuz ve ölülerinize eziyet etmeyiniz.
Hicrî: 18
Cemâziyelevvel 1433 •Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder