2 Mayıs 2012 Çarşamba

Âdem’e isimlerin hepsini öğretti


للبسمله متحركه 2011 تجميعي



Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti

 

Te’vîlât-ı Necmiyyeden Tasavvufî Manâlar

Tevilâtı Necmiyyede buyuruldu.

Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti,”

İsimler üç kısım üzeredir.

Birinci kısım, bunlardan bir kısım, ruhanîlerin, melekûtîlerin isimleridir. Bu, meleklerin makamı ve mertebesidir. Melekler bu isimlerin bazısına sahihtirler. Yine bu ilmin bazısına istidatları da vardır. Çünkü onlara ilimleri olmayan şeyler haber verilmiştir. Ruhanîlerin ve melekûtilerinde cismânîler gibi bize şehâdetleri vardır. (İ/İ02)

ikinci kısım: Onlardan bir kısım, cimânîlerin isimleridir. Bu meleklerin mertebesinin altında bir mertebedir. Onların haber vermeleri mümkündür. Çünkü meleklere göre cismânî şeyler, bize nisbetle hayvanlar gibidir. Çünkü hayvanların mertebesi insanların mertebesinin altındadır. İnsan, hayvanların hallerinden haber verebilir.

Üçüncü kısım, ilahiyattır. Bu mertebe meleklerin mertebe­lerinin üstündedir. Allahü Teâlâ Hazretleri buyurdukları gibi.

“Kendilerine hakîm olan Rabblerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi yaparlar.

İnsana ondan haber vermek mümkün değildir. Melekler için­de kendilerini aşan şeyden haber vermek mümkün değildir. Allah’ın kendilerine öğrettiğinin üstünde olanları haber veremez­ler. Çünkü o gaybtır. Meleklere gayb âlemine yükselmek yoktur. O cebârut âlemidir. Melekler ise melekût âlemindedirler. Meleklerin bilinen bir makamı vardır. Onu aşamazlar.
Sidre-i müntehâ’da Cebrail Aleyhisselâm’ın Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerine: “Bir parmak ucu kadar yaklaşsam, yanarım“  demesi  gibi.  Âdem  Aleyhisselâm,  isimleri  bilmekle tahsis  edildi.   Çünkü  Âdem  Aleyhisselâm,   âlemin   hulâsasıdır (Özetidir.) 

Âdem Aleyhisselâm’ın ruhu âlem ağacının tohumuydu. Onun şahsı âlem ağacının meyvesiydi. Bundan dolayı onun şahsı (âlemin) içindeki her şey yaratıldıktan sonra yaratıldı. Meyve, ağacın tamamen yaratılmasından sonra yaratıldığı gibi. 

Meyve, ağacın bütün dallarında (parçalarında) olduğu ve hatta ağacın en yüksekliklerinde göründüğü gibi; böylece Âdem Aleyhisselâm da mevcudat ağacının dalları üzerinde tabir edilip o ağacın alt ve üstünde  bulunur.   O  mevcudat  ağacının   bütün  parçalarında (dallarında) onun için bir menfaat, zarar, maslahat ve mefsedet vardır. Mevcudat ağacında var olan her şey “isim” ile isimlen­dirildi. 

Bu menfaat ve mazarratı (zararlı şeyleri) Allahü Teâlâ Hazretlerinin kendisine öğrettiği ilim ile kavramaktadır. Bunlar, Allahü Teâlâ Hazretlerinin Âdem Aleyhisselâm’dan bilip, melek­lerin bilmediği şeylerin cümlesindendir. Âdem Aleyhisselâm’ın halinin kemâlini beyan etmektedir. Allahü Teâlâ Hazretlerinin isimleri, onun menfaati ve mazarratı üzerine geldi; başkaların isimlerinden fazla olarak.  Bu, Âdem Aleyhisselâm’ın mahluk, Allahü Teâlâ’nm Halik (yaratcı), Âdem Aleyhisselâm, nzıklanan,

Allahü Teâlâ’nm rezzâk (rızik veren), Âdem Aleyhis-selâm, âbid, Allahü Teâlâ Hazretleri ma’bud (ibâdet olunan), Âdem Aleyhisselâm (ve zürriyeti) ayıp sahibi (ayıp işleyenler olunca) Allahü Teâlâ Hazretleri settâr (hataları ve ayıpları örten), Âdem Aleyhisselâm, zelle (ve evladlan günahkâr olunca) Allahü Teâlâ Hazretleri, gaffar (günahları bağışlayıcı), Âdem Aleyhis-selâm, tevbe edici olunca, Allahü Teâlâ Hazretleri, tevvâb (tevbe-leri kabul edici), İnsanlar, faydalı olunca Allahü Teâlâ Hazretleri ona fayda ve menfaati yarattı, İnsanlar, başkalarına zarar verici olunca Allahü Teâlâ hazretleri de ona zarar veren oldu, insanlar, zâlim olunca Allahü Teâlâ Hazretleri adaletiyle tecelli etti, insan mazlum olunca Allahü Teâlâ Hazretleri müntekim (mazlumun hakkını zâlimden alan) oldu ve diğer bütün halleri buna kıyas et.

Kaynak : Ruhu’l Beyan Tefsiri Tercümesi .
..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder