30 Nisan 2017 Pazar

ZUHR-İ AHÎR




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَمَنْ كَانَ ذَا لِسَانَيْنِ فِي الدُّنْيَا جَعَلَ اللّٰهُ لَهُ لِسَانَيْنِ مِنْ نَارٍ يَوْمَ الْقِيَامَة. (مجمع)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."     دنياده إيكى دللى ( إيكى يوزلى منافق ) اولانه الله تعالى قيامت كونونده آتشدن إيكى ديل ياراتر."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Dünyada iki dilli (ikiyüzlü, münafık) olana Allâhü Teâlâ kıyâmet gününde ateşten iki dil yaratır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Mecmau’z-Zevâid)
Hicrî:   04 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 

İLMİHAL: ZUHR-İ AHÎR

Cuma namazı, cuma günü öğle vaktinde cemâatle kılınması farz olan bir namazdır. Cuma namazının dört rek'at ilk sünneti kılındıktan sonra hutbe okunur, sonra imamla cumanın iki rek'at farzı kılınır. Bundan sonra dört rek'at cumanın son sünneti, akabinden dört rek'at zuhr-i ahîr ve iki rek'at vaktin sünneti kılınır. Her cuma bu rek'atları tamamen kılmalıdır. Çünkü İmâm-ı A'zam'a göre cuma namazı bir beldede yalnız bir cami-i şerîfte veya mescitte kılınır, birkaç yerde kılınmaz.
Fakat İmâm-ı Muhammed'e ve İmâm-ı A'zam'dan diğer bir rivayete göre cuma namazı bir beldede bulunan birkaç camide kılınabilir. Esah olan da budur. Nitekim böyle amel edilmektedir.
Cuma namazının birden fazla yerlerde kılınmasının câiz olmadığı içtihâdına göre bir beldede birkaç yerde kılınan cuma namazlarından hangisine daha evvel tekbir alınarak başlanılmış ise o sahîh olmuş, diğerleri sahîh olmamış olur. İşte böyle bir ihtilâftan kurtulmak içindir ki, cumanın dört rek'at son sünnetinden sonra “Zuhr-i ahîr” adı ile dört rek'at namaz daha kılınmaktadır. Şöyle ki:
“Vaktine yetişip henüz üzerimden sâkıt olmayan son öğle namazına” diye niyet edilip öğle namazının dört rek'at farzı veya dört rek'at sünneti gibi dört rek'at namaz kılınır. Evlâ olan, bunu sünnet gibi kılmaktır. Çünkü eğer cuma namazı sahîh olmamış ise bu dört rek'at ile o günün öğle namazı kılınmış olur. Son iki rek'atında Fâtiha'ya zammedilen sûre veya bir miktar âyet-i celîle namazın sıhhatine zarar vermez. Ve eğer cuma namazı sahih olmuş ise bu dört rek'at kazaya kalmış bir öğle namazı yerine geçer. Kazaya kalmış böyle bir namaz bulunmayınca da bir nafile namazı olmuş olur.
Velhasıl: Bu sûretle kılınması ihtiyata muvafık olduğundan ekserî âlimlerce güzel görülmüştür. Hattâ Şâfiî âlimlerinden birçokları da bunu muvâfık görmektedirler. Çünkü İmam Şâfiî'ye göre de bir beldede ilk kılınmaya başlanan cuma namazı muteberdir, diğerleri mûteber değildir. (B.İ. İlmihâli)
Hicrî:   04 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 

29 Nisan 2017 Cumartesi

KIYÂMETE KADAR İSLÂMA HİZMET EDECEK TÂİFE



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ لَا يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ (م)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."     اؤمتمدن دائما دين دوشمانلرينه قرشى غالب كله جك و محالفلرى كنديلرينه ضرار ورمين بر طوبلولق ، ( قيامته قدار )  هج أكسك اولماياجقدر ."
Resûlullâh Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Ümmetimden dâima din düşmanlarına karşı gâlib gelecek ve muhâlifleri kendilerine zarar veremeyen bir topluluk, (kıyâmete kadar) hiç eksik olmayacaktır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî:   03 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 

KIYÂMETE KADAR İSLÂMA HİZMET EDECEK TÂİFE


Kur'ân-ı Kerîm'de Mâide sûresinin, 54. âyetinde kıyâmete kadar İslâm dinine hizmet edecek kavimlerin geleceği beyan edilmektedir. Âlimler bu âyet-i kerîmeyi şöyle tefsir etmişlerdir:
Ey ehli îman, sizden ferd veya cemaat her kim dininden dönerse bilmiş olsun ki Allah onların belâlarını verip yerlerine diğer bir kavim getirecektir. Öyle bir kavim ki hem Allah onları sever; dünya ve âhiret hayırlarını murad eder, hem de onlar Allâh'ı severler; tâatine koşar, isyandan kaçarlar. Öyle bir kavim ki müminlere karşı mütevazı ve merhametli, kâfirlere karşı izzetli, satvetli (güçlü), Allah yolunda mücahede ederler, kötüleyenin kınamasından korkmazlar, münafıklar gibi şunun bunun hatırına, gönlüne bakmaz, dedikoduya aldırmaz, vazifelerini yaparlar. Bu hâl sırf Allâh'ın fazlı ve ihsanıdır. O, bunu kime dilerse verir, dileyene de verir.
Binaenaleyh hiç biriniz ümitsizliğe düşmeyiniz, düşüp de kâfirler peşinde koşmayınız, Allah'tan böyle bir kavim olmayı isteyiniz, dileyiniz. Bu şereflere bu hürriyyete, bu izzet ve istiklâle ermek isteyenler başkalarının değil ancak Allâh'ın velâyetine (dostluğuna) koşmalı, Allâh'ın sevgili peygamberine, müminlere baş kaldırmamalı, muhabbet ve yardım etmelidir.
Mürted (dininden dönen)lerin zararlarına mukâbil olmak ve onların terkettikleri saadetli mevkiyi işgal eylemek üzere kıyâmete kadar zaman zaman nöbetle gelecek ve i'lâyı kelimetullah (Allâh'ın kelimesini yükseltmek) ile İslâm'a hizmet edecek birçok kavimler, topluluklar gelecektir. Vaktiyle Yahudilerin Hıristiyanlara, Hıristiyanların Müslümanlara mevkilerini terkettikleri gibi İslâm nimetinin kadrini bilmeyen nankörler de, onun kadrini bilecek, şükrünü eda edecek yeni bir Müslüman topluluğuna mevkilerini terk etmeğe mecbur olurlar.
Binaenaleyh ey mü'minler, dininizin kadrini biliniz, Hakk'ın bu geniş feyzini, bu ilâhî fazlını, bu yüksek hürriyyeti bırakıp da başkalarının dostluğu arkasına düşmeyiniz.”
(Elmalılı, Hak Dîni, Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   03 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 


28 Nisan 2017 Cuma

SALEVÂT-I ŞERÎFE’NİN FAZÎLETİ





قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَكْثِرُوا عَلَيَّ مِنَ الصَّلَاةِ فِي كُلِّ يَوْمِ جُمُعَةٍ فَإِنَّ صَلَاةَ أُمَّتِي تُعْرَضُ عَلَيَّ فِي كُلِّ يَوْمِ جُمُعَةٍ فَمَنْ كَانَ أَكْثَرَهُمْ عَلَيَّ صَلَاةً كَانَ أَقْرَبَهُمْ مِنِّي مَنْزِلَةً. (هق)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."     جمعه كونلرى بانه صلوات اوقوماي جوغالتنز جونكى اؤمتمين صلواتى بانه جمعه كونلرى آرض اولونور . دره جه باقمندان بانه أك يقين اولان ، بانه أك جوق صلوات اوقوياندر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Cuma günleri bana salevât okumayı çoğaltınız. Çünkü ümmetimin salevâtı bana cuma günleri arz olunur. Derece bakımından bana en yakın olan, bana en çok salevât okuyandır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Sünen-i Kübrâ)
Hicrî:   02 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 

SALEVÂT-I ŞERÎFE’NİN FAZÎLETİ


Allâhü Teâlâ kullarının âhirette azâbdan kurtulmalarına bir vesîle olması için Peygamberlerin efendisi Hazret-i Muhammed Mustafâ'ya (s.a.v.) salevât-ı şerîfe getirmeyi emretmiştir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ey insanlar! Kıyâmet gününün korkunç hâllerinden ve zorlu geçitlerinden ilk önce kurtulacak olanınız bana dünyâda en çok salevât getireninizdir.
Allâhü Teâlâ peygamberini şereflendirmek için salevât eder. Melekler fazîletini ikrâr ve hürmet için, biz de cennette yüce makâmlara ermek için salât ve selâm okuruz. Allâhü Teâlâ -meâlen- “Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere hep salevât ile tekrîm (ikrâm) ederler. Ey îmân edenler! Haydin ona teslîmiyetle salevât ve selâm getirin.”
(Ahzâb sûresi, âyet 56) buyurmuştur.
Bir zât ki onu Hak Teâlâ medhetmiştir (övmüştür); bütün yaradılmışlar onu hakkıyla medhetmekden elbette âcizdir. Allâhü Teâlâ biz kullarının Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) hakkını ödemekten âciz kalacağımızı bildiği için bize salevât ve selâm okumamızı emir buyurmuştur. Ümmeti olarak ona salevât ve selâmı, gücümüz yettiğince çok getirelim ki kıyâmet gününde şefâatçimiz olsun.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Muhakkak Allâhü Teâlâ istiğfâr ettiğinizde günahlarınızı bağışlar. Kim sâdık bir niyetle Allâhü Teâlâ'ya istiğfâr ederse elbette onu affeder. Kim lâ ilâhe illallâh derse mîzânında hasenâtı (iyiliklerinin sevâbı) ağır gelir. Kim de bana salevât okursa kıyâmet gününde ona şefâatçi olurum.”
Ensâr-ı Kirâm'dan bir genç Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) huzûruna geldi. Peygamberimiz (s.a.v.) ona yer açıp Hazret-i Ebûbekir'le arasına oturttu. Sonra Hazret-i Ebûbekr'e: “Aramıza şu genci oturtmam sana güç gelmiş olabilir” buyurdu. Hazret-i Ebûbekir (r.a.):
“Vallâhi öyle Yâ Resûlallah, aramızda başka birinin olması bana güç geldi.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ey Ebâbekir! Bu genç bana ümmetimden hiç kimsenin getirmediği gibi salevât getiriyor.”
Hicrî:   02 Şaban   1438  Fazilet Takvimi 



27 Nisan 2017 Perşembe

RESÛLULLÂH’IN ÇOK OKUDUĞU DUÂ





قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلَاةً وَاحِدَةً صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ عَشْرَ صَلَوَاتٍ وَحُطَّتْ عَنْهُ عَشْرُ خَطِيئَاتٍ وَرُفِعَتْ لَهُ عَشْرُ دَرَجَاتٍ. (ن)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."     كيم بانه بر دفعه صلوات كتررسه الله تعالى اونه اون رحمت إنديرير ، اون كوناحى سلنر و اون درهجه يوكسلتلر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim bana bir defa salevat getirirse Allâhü Teâlâ ona on rahmet indirir, on günahı silinir ve on derece yükseltilir.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Nesâî)
Hicrî:   29  Recep   1438  Fazilet Takvimi 

RESÛLULLÂH’IN ÇOK OKUDUĞU DUÂ


Şehr bin Havşeb (r.a.), Ümmü Seleme (radıyallâhü anhâ) vâlidemize sordu:
“Ey mü'minlerin annesi, senin yanında iken Resûlullâh'ın (s.a.v.) en çok okuduğu duâ ne idi?” Şöyle buyurdu:
Yâ mukallibel-kulûb sebbit kalbî alâ dînike’ idi.”
(Tercümesi: Ey kalpleri çeviren Rabbim, kalbimi dînin ve tâatin üzerinde sâbit kıl.) Ben:
“Yâ Resûlallah bu duâ'yı ne çok okuyorsunuz?” dedim de şöyle buyurdu:
“Ey Ümmü Seleme, hiçbir insan yoktur ki kalbi Allâhü Teâlâ'nın kudreti altında olmasın. O dilediğini sabit kılar, dilediğini kaydırır.”
 (Sünen-i Tirmizi)

ŞÂBÂN-I ŞERÎF

Şâban ayı, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin ayıdır. Bu îtibarla bu ayda salevât-ı şerîfeye devam etmek lâzımdır. Yine mümkün oldukça istiğfar ve İhlâs-ı Şerîf okumalı, teheccüd ve tesbîh namazları kılmalı ve hatm-i enbiyâ yapmalıdır.
Şâban ayı, şerefli, ulvî, berâta erdirici, ilâhî ihsâna kavuşturucu, mü'minlere rahmet, kâfirlere gazap olan ve ilâhî nûra nâil eden bir aydır.
Bu ayın birinci gecesinde, yani bu akşam, her rek'atte bir Fâtiha, üç Âyetü'l-Kürsî ile bir tesbih namazı kılınır. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)

ŞÂBAN AYI İCTİMÂ’I, RU’YET VE BAŞLANGICI

Hicrî Kamerî 1438 yılı Şâban ayı ictima‘ı (26 Nisan Çarşamba) günü Türkiye yaz saati ile 15.16'dır.
Ru'yet, ise (27 Nisan Perşembe) Türkiye yaz saati ile 02.10'dur.
Hilâl'in görüldüğü yerler: Büyük Okyanus, Meksika, Avustralya Kıtası, Yeni Zelanda, Papua Yeni Gine, Endonezya, Malezya, Filipinler, Japonya, Güney Kore,
Hilâl: Türkiye, Almanya, Avusturya, Mısır, Fas, Cezayir Tunus ve Arap yarımadasından görülemeyecektir.
Hilâl'in görüldüğü günü takip eden 27 Nisan Perşembe günü de Şâban ayının 1. günüdür.
Hicrî:   29  Recep   1438  Fazilet Takvimi