قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ثَلَاثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ
حَلَاوَةَ الْإِيمَانِ أَنْ يَكُونَ اللهُ وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا
سِوَاهُمَا وَأَنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لَا يُحِبُّهُ إِلَّا لِلهِ وَأَنْ يَكْرَهَ
أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ. (ق)
بيغمبر
أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ." شو
اؤج شى كندسنده بولونان كمسه ( قلبنده ) إيماننى لزتنى بولور . الله و رسولونو هر
شيدن دها جوق سومك ، سوديكنى آنجق الله ايجن سومك و كفره دونمي آتشه آطلمق كبى
جركين كورمك ."
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Şu
üç şey kendisinde bulunan kimse (kalbinde) îmânın lezzetini bulur: Allah
ve Resûl’ünü her şeyden daha çok sevmek, sevdiğini ancak Allah için
sevmek ve küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin görmek.”
(Hadîs-i
Şerîf, Müttefekun aleyh)
Hicrî: 05 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi
RESÛLULLÂH’A BENZEYEN ÜÇ ZÂT
Ebû Süfyân, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) süt kardeşi ve amcası Hâris’in oğlu idi. Halîme hatun onu da emzirmişti.
(Hz. Muâviye’nin babası Ebû Süfyân bin Harb başka bir zattır. Bu iki zat birbirine karıştırılmamalıdır.)
Ebû Süfyân, peygamberliğinden evvel Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile ülfet
eder, gâyet tatlı görüşürdü. Fakat peygamberlik geldikten sonra Resûl-i
Ekrem’e pek şiddetli düşman oldu, hicviyeler (kötüleyici şiirler)
söyledi. Peygamber Efendimizin şâiri Hz. Hassân (r.a.) da ona cevap
verirdi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), fetih için Mekke üzerine
giderlerken; Ebû Süfyân, oğlu Cafer ve halasının oğlu Abdullah ile özür
dilemek için Mekke’den çıktılar ve Ebvâ’da Peygamberimize kavuştular.
Peygamberimiz (s.a.v.), huzuruna girmelerine izin verdiğinde Hazret-i Ali, Ebû Süfyân’a:
“Resûlullah Efendimizin mübârek huzurlarına gel ve kardeşlerinin
Yûsuf'a (Aleyhisselâm) dedikleri gibi: ‘Vallâhi Allah seni bize üstün
kıldı. Biz doğrusu büyük suç işlemiştik.’ (Yûsuf sûresi, âyet 91)'de
dedi. Ebû Süfyân, böyle deyince Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Bugün
sizin üzerinize bir kınama yoktur, Allah sizi mağfiretiyle bağışlar ve o
Erhamürrâhimîn’dir.” meâlindeki Yûsuf sûresinin 92. âyetini okudu.
Ebû Süfyân (radıyallâhü anh), îmân ettikten sonra hicabından başını
kaldırıp Resûllâh Efendimize (s.a.v.) bakamazdı. Müslüman olduktan sonra
hiç günah işlemedi.
Mekke’nin fethinde Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) ile beraberdi.
Huneyn Gazâsı’nda Müslümanların dağıldığı ilk anda ordu toplanıncaya
kadar Resûl-i Ekrem Efendimizin (s.a.v.) yanından hiç ayrılmayanlardan
biriydi. Peygamberimiz onun için hayır duâ etti ve cennetle müjdeleyip:
“Senin Hamza’ya halef olacağını (onun yerini alacağını) umuyorum” buyurdular.
Resûlullah Efendimize (s.a.v.) en çok, Ebû Süfyân bin Hâris,
Hz. Ali’nin birâderi Cafer bin Ebî Tâlib ve Hz. Ali’nin oğlu Hasan bin
Ali (r.anhüm) benzerlerdi.
(Üsdü 'l-Gâbe)
Hicrî: 05 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder