قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلشِّتَاءُ رَبِيعُ الْمُؤْمِنِ
قَصُرَ نَهَارُهُ فَصَامَ وَطَالَ لَيْلُهُ فَقَامَ. (هب)
بيغمبر
أفندمز محمد مصطفى صلى الله عليه وسلم بيوردلر ." قش مؤمنيك
بحاريدر . كوندوزلرى قصه اولور اوروج طوطار . كجلرى اوزون اولور ( تهجد و ذكرله )
إحيا أدر ."
Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)
buyurdular: “Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur oruç tutar,
geceleri uzun olur (teheccüd ve zikirle) ihya eder.”
(Hadîs-i Şerîf,
Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 14 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi
DÖRT MEZHEPTEN BİRİ İLE AMEL ETMEK LAZIMDIR
Sahâbe-i Kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn (radıyallahü
anhüm) zamanında mezhepler pek çoktu. Onların hiç birisini ve
mezheblerini kötülemek câiz değildir.
Ashâb-ı Kirâm’ı ve mezheb imamlarından hiç birisini, kavrayamadığımız
ictihâdları ve işledikleri amelleri sebebiyle kötülememeliyiz.
Zîrâ müctehidin, ictihâdı ile amel etmesi farzdır.
Kötüleyenin günahı kendi üzerinedir. Âyet-i celîlede
تِلْكَ
اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْ وَلَا
تُسْپَلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ
(meâlen):
“O, bir ümmet idi, geldi geçti: Ona kendi kazandığı, size de kendi
kazandığınız vardır. Siz onların amellerinden sorulacak değilsiniz.”
(Bakara sûresi, âyet 134) buyurulmuştur.
Bugün amelde Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheblerinden başka
bir mezhebi taklîd câiz değildir. Bu, Ashâb ve Tâbiîn’in mezheblerindeki
bir noksanlıktan yahut dört mezhebin onlara üstün olduğundan değildir.
Zîrâ Ashâb-ı Kirâm ve Tâbiîn’in içinde bütün ümmetin en üstünü olan
Hulefâyı Râşidîn (dört halîfe) vardır. Onların mezhebleri bize tevâtür
yolu ile ulaşıp yazılmadığından, bizim, o imamların verdikleri hüküm ve
fetvaların şartlarını ve kayıtlarını bilmediğimizdendir.
Eğer tevâtür yolu ile ulaşsa idi taklîdi caiz olurdu. Lâkin böyle olmamıştır.
İmâmü’l-Harameyn el-Cüveynî: “Hükümlerinin tamamı tedvîn (yazılıp
kayd) edilmiş olmadığı için dört mezhepten başka bir mezhebi taklîd câiz
olmaz.” buyurmuştur. Zîrâ dört mezhebin esasları ve teferruâtı
yazılmış, yayılmış ve herkesin malumu olmuştur. İbn-i Nüceym (r.h.)
buyurdular ki:
“Muhakkak hükümlerinin zabt (kayd) edilmiş bulunması ve
tâbilerinin (uyanlarının) çok olması sebebiyle dört mezhepten başka bir
mezheble amel olunamayacağında icmâ vardır.”
Celâleddîn el-Mahallî der ki: “Avâmın veya müctehid âlimlerden
olmayan herkesin dört mezheb âlimlerinden bir müctehidi taklîd etmesi
lazımdır. Zîrâ Allâhü Teâlâ:
فَسْپَلُوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ
كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
-meâlen-“İmdi, eğer bilmiyorsanız
bilenlerden sorunuz.” (Nahl sûresi, âyet 43) buyurmuştur. Muhammed Mustafâ’nın (s.a.v.) dini ile amel etmek, ancak bu dört mezhepten birine uymak ile mümkündür. Bundan başka yol yoktur.
(Hulâsatü ’t-tahkîk fî-hükmi ’t-taklîd ve’t-telfîk, Abdülganî Nablûsî)
Hicrî: 14 Rebîulâhir 1438 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder