قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ثَلَاثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ
لَهُنَّ لَا شَكَّ فِيهِنَّ دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ
وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ .
بيغمبر
أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر :" اؤج
دعا واردركى بونلر مستجابدر؛ قبول أديلر . بونده هج شك و شبهه يوقدر: مظلومون
دعاسى ، مسافريك ( يولجونون ) دعاسى و بابانيك أولادنه دعاسى ."
“Üç duâ vardır ki bunlar müstecâbdır; kabul edilir. Bunda hiç şek
ve şüphe yoktur: Mazlûmun duâsı, müsâfirin (yolcunun) duâsı ve babanın
evlâdına duâsı.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 23 Cemaz,yelevvel 1437 Fazilet Takvimi
BABANIN DUÂSI DERTLERE DEVÂDIR
Hazret-i Ali’nin oğlu Hazret-i Hasan (r. anhümâ) anlattı:
Pederimle birlikte karanlık bir gecede Beytullâh’ı tavâf ediyorduk.
Gözler kapanmış, her tarafı sessizlik kaplamıştı. Pederim hazîn ve
kederli bir sesle günahından tevbe eden birini işitti. Bana: “Ey oğul!
Şu günahına ağıt yakan, Rabb’ine yönelmiş kişinin sesini işitmez misin?
Ona yetiş, bulursan bana getir” dedi. Hemen çıktım, Ka’be etrâfında
koşarak onu arıyordum, nihâyet Makâm-ı İbrâhim’de buldum. Onu babama
getirdim.
Hazret-i Ali ona, “Bana hâlini iyice anlat” dedi. Şöyle anlattı:
“Devamlı oyun ve eğlenceyle vakit geçiren bir genç idim. Bana çok
nasîhat eden bir babam vardı. Diyordu ki ‘Ey oğul, gençlikteki hatâ ve
günahlardan sakın. Zîrâ Allâhü Teâlâ’nın zâlimlerden hiç uzak olmayan
azâbı vardır.’ Bana ısrarla nasihat ettiğinde ben de ona vururdum. Bir
gün yine bana çok va’z ve nasîhatlerde bulundu. Ben de ona vurarak
incittim. Beytullâh’a gelip Ka‘be’nin örtüsüne sarılıp bana bedduâ
edeceğine yemin etti. Sonra Beytullâh’a geldi ve bedduâ etti. Vallâhi
sözü daha tamam olmadan şu gördüğünüz hâle geldim.”
Adam elbisesini açtı, sol tarafının kurumuş olduğunu gördük. Sonra
dedi ki: “Ben bundan sonra babamı razı etmek için, ona yalvarıyor,
affetmesini istiyordum. Nihayet kabul edip bana bedduâ ettiği yerde duâ
etmek için Beytullâh’a doğru yola çıktık. Erâk vadisine geldiğimiz
sırada ağaçtan havalanan bir kuş pederimin bindiği deveyi ürküttü, deve
babamı üzerinden attı. Taşlık bir yere düşüp orada vefât etti. Onu oraya
defnettim ve ümitsiz bir hâlde buraya geldim. Bu iş babama isyânım
sebebi ile başıma geldi, şefâatçim de ancak o olacaktı.”
Hz. Ali (k.v.): “Müjde, sana şefâatçin geldi” dedi. Sonra kalktı, iki
rekat namaz kıldı ve onun için tekrar tekrar duâ etti. Allah’ın izniyle
hastalıklı uzuvları eskisi gibi iyileşti. Sonra Hz. Ali (k.v.): Eğer
baban sana hayır duâ etmeyi kabul etmiş olmasaydı ben de sana duâ
etmezdim.” dedi. (er-Rikkatü ve’l-bükâ, İbn-i Kudâme)
Hicrî: 23 Cemaz,yelevvel 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder