16 Mart 2016 Çarşamba

İSLÂM KAHRAMANLARINDAN SALÂHADDİN EYYÛBÎ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ مَيِّتٍ يُخْتَمُ عَلَى عَمَلِهِ إِلَّا الَّذِي مَاتَ مُرَابِطًا فِي سَبِيلِ اللهِ فَإِنَّهُ يُنْمَى لَهُ عَمَلُهُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَيَأْمَنُ مِنْ فِتْنَةِ الْقَبْرِ. (ت)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم  بيوردلر :" الله يولنده مرابط ( دوشمانه قارشى نوبتجى ) اولراق اؤلن خارج ، هر اؤلونون عمل ( دفتر ) ى مهرلنر . محقق اونون عملى قيامت كونونه قدار جوغالر ( دفترينه يازلر ) . قبر عذابندن ده أمن اولور ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allah yolunda murâbıt (düşmana karşı nöbetçi) olarak ölen hâriç, her ölünün amel (defter)i mühürlenir. Muhakkak onun ameli kıyâmet gününe kadar çoğalır (defterine yazılır). Kabir azâbından da emîn olur.
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî
Hicrî: 24  Cemaz,yelevvel  1437  Fazilet Takvimi

İSLÂM KAHRAMANLARINDAN SALÂHADDİN EYYÛBÎ


Salâhaddin Eyyûbî, 567 (M. 1172) târihinde Abbâsî halîfesi Müstazî-bi-nûrillâh’ın izniyle Mısır’a padişah oldu. Haçlılarla büyük harpler etti. Başta Kudüs-i şerîf olmak üzere İslâm memleketlerinden kâfirler eline düşen altmış şehri geri almıştır. Mısır, Şam, Haleb, Kudüs, Haremeyn, Yemen ve bazı Batı Afrika beldelerini idaresi altına almıştır.
Salâhaddin Eyyûbî, adâletli, ihsânı, hayır ve hasenâtı çok bol padişahdı. Gayet cesur idi. Bir defasında beş yüz bin kâfir askeriyle harb etmişti. Ömrü uzun olsaydı şark ve garbı muhakkak fethederdi.
Şafii mezhebinden ve zâhid meşrebli idi. Aslâ bir vakit namazını vaktinden geciktirmez, bütün namazlarını cemâatle edâ ederdi.
Salâhaddin Eyyûbî, hicretin 589. senesi Safer ayı sonlarında (M. 1193) vefât etti. Cenâzesini Telhîs kitabının müellifi -Hatîb-i Dimaşkî diye bilinen- Celâleddin Kazvînî yıkadı. Hakkında bütün halkı ağlatan bir mersiye okudu. Rahmetullâhi aleyh. (Nişancızâde, Mir’ât-ı Kâinât)

SUSULACAK YERDE KONUŞMA, KONUŞULACAK YERDE SUSMA

Ağızda dil, hüner sâhibinin hazînesi ve hazîne kapısının anahtarıdır. Hüner sâhibinin hazîne kapısı kapalı olduğu için onun ne sattığını kim nereden bilecek? Yani konuşmayan bir kimsenin âlim veya câhil olduğunu kimse bilemez. O hâlde herkesin ilmi ve marifeti sözünden anlaşılır.
Akıllı kimsenin huzurunda susmak edepli ve akıllıca bir iştir. Ancak gerektiği zamanda söz söylemek daha iyidir.
İki şey öfke ve huzursuzluğa sebeptir:
Birisi konuşmak gerektiğinde sessiz kalmak ve birisi susulacak zamanda konuşmak. Zîrâ ikisinden de pişmanlık duyulur.
Hicrî: 24  Cemaz,yelevvel  1437  Fazilet Takvimi




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder