اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : يَا أَيُّهَا
الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحًا... الآية. (سورة
التحريم, 8)
الله
تعالى بيوردى " أى ايمان ادنلر !
اللهه اؤيله تووبه أدنكى ناصوح ( غايت
جددى مؤسر ) بر تووبه اولسون ."
Allâhü Teâlâ buyurdu: “Ey îmân edenler! Allâh’a öyle tevbe edin ki nasûh (gâyet ciddî, müessir) bir tevbe olsun...”
(Tahrîm Sûresi, âyet 8)
Hicrî: 23 Muharrem 1437 Fazilet Takvimi
NASUH TEVBE VE İSTİĞFAR
Tevbe, bir günahtan, sırf günah olduğu için pişmanlık duyarak vaz geçmektir. Bedenine, malına, şeref ve haysiyetine gelecek bir zarardan korktuğu için veya bir menfaat beklediği için vaz geçmek tevbe değildir.
Tevbe, işlediği günahın bir menfaatini görse bile onun haddi zatında çirkinliğini duyup tiksinerek vaz geçmektir.
Allâhü Teâlâ Tahrîm Sûresi’nin 8. âyetinde kullarına nasûh tevbe ile tevbe etmelerini emretmiştir.
Nasûh tevbe, kulun, işlediği günahları -sırf Allâh’ın rızâsına aykırı olduğu için- pişmanlık duyarak terk etmesi, bir daha yapmamağa azmetmesi ve nefsini buna alıştırıp bir daha asla günah işlememeye karar vermesidir.
Muâz bin Cebel (r.a.) Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.)
“Yâ Resûlallâh, nasûh tevbe nasıl olur?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurdular:
“Kul, yapmış olduğu günaha öyle pişman olmalı ve Allâh’a öyle tevbe etmelidir ki, süt nasıl memeye geri dönmezse o da, o günaha bir daha dönmemelidir.”
Günah işleyen bir kul istiğfar etmeli; Allâhü Teâlâ’dan işlediği kabahatlerin günahlarının bağışlanmasını istemelidir.
En kısa istiğfâr “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk”dir.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) bildirdiği Seyyidü’l-İstiğfâr şudur:
“Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü e’ûzü bike min şerri mâ sana’tü ebûü leke bini’metike aleyye ve ebûü bizenbî, fağfirlî zünûbî feinneke lâ yağfiruzzünûbe illâ ente.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim gündüz, inanarak bunu (Seyyidü’l-İstiğfârı) okur ve akşam olmadan o gün içerisinde ölürse o kimse cennet ehlindendir.
Kim de geceleyin, inanarak bunu okur ve sabah olmadan ölürse, o kimse de cennet ehlindendir.” buyurmuşlardır.
Hicrî: 23 Muharrem 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder