9 Kasım 2012 Cuma

KABİR SUÂLİ HAKTIR



“Muhakkak kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçedir veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 17 Zilhicce 1433   •Fazilet Takvim



KABİR SUÂLİ HAKTIR

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Ashâbına “Kabir suallerine vereceğiniz cevapları öğreniniz, zira siz ondan mes’ûlsünüz.” buyururlar idi. Ensâr’dan bir zatın evinde bir müslümanın vefâtı yaklaşınca ona bu husûsta tavsiye ve telkînde bulundular.

Ashâb-ı Kirâm da çocuklarından biri iyiyi kötüden ayırabildiği vakit ona “Sana 'Rabbin kimdir? diye sorduklarında ‘Rabbim Allâh’dır, de. 
Sana ‘Dînin nedir?’ diye sorduklarında ‘dînim İslâm’dır, de.  
Sana ‘Peygamberin kimdir?’ diye sorduklarında da ‘Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdır’ de” diye belletirlerdi.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) oğlu İbrâhîm’i defnettiğinde kabri başında durup şöyle buyurdular: “Ey oğlum, kalb mahzûn olur, gözden yaş akar. Bizler, Rabbin gazabını celbeden söz etmeyiz. Ancak, ‘innâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn.’ deriz. Ey evlâdım, sana sorulduğunda Rabbim Allâh’dır, dînim İslâm, Resûlullâh da babamdır, de.” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm ağladılar. Hazret-i Ömer ise sesli olarak ağlamaya başladı.

Resûlullâh (s.a.v.) Ashâbına baktı da Hz. Ömer’in ve onunla beraber Ashâb’ının ağlaştığını gördü. Sonra “Ey Ömer, seni ağlatan nedir?’ buyurdular. O “Yâ Resûlallâh, bu senin evladındır, hem o bâliğ (ergen) de değildir. Kalem onun hayır ve şerden hiçbir amelini yazmamıştır. O senin telkînine muhtâc oluyor. Ya Ömer’in hâli ne olur? Halbuki o mükellef tutulmuş, kalem hayırdan şerden amelini yazmıştır. Onun senin gibi telkîn verecek kimsesi de yoktur.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) ağladı, Ashâbı da onunla ağlaştılar. Bu sırada Hz. Cebrâîl geldi ve “Rabbin sana selâm ediyor ve sana şu âyeti indirdi.” buyurup İbrâhîm sûresinin, 27. âyet-i celîlesini okudu.

  {  يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ (٢٧)


Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ’(yeşâu).

Allah âmenû olanları (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenleri) sabit sözle dünya ve ahiret hayatında sebat ettirir. Ve zalimleri dalâlette bırakır. Allah dilediği şeyi yapar.  }

 Bu âyet-i celîle ölüm vaktinde ve kabirde Allâh’ın mü’minleri hak söz yani ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlüllah’ kelime-i tevhidi ile sâbit kılacağını müjdelemektedir. Resûlullâh aleyhisselâm bunu Ashâbına bildirdiler ve gönüller hoş olup kalbler yatıştı ve Allâh’a şükrettiler.
Hicrî: 17 Zilhicce 1433   •Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder