Hadîs-i Şerîf: “Allâh’ı
zikretmeksizin çok konuşmayın. Allâh’ı zikretmeden çok söz söylemek, kalbi
katılaştırır. Muhakkak ki insanların Allâhü Teâlâ’dan (onun rahmetinden) en
uzakta olanı katı kalpli olanlarıdır.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 4 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
HARAM
ŞEYLERLE TEDAVİ
Tedavi için temiz ve helâl olan ilâçları içmek,
kullanmak esastır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Ey Allâh’ın kulları! Tedavî olunuz. Çünkü
Allâhü Teâlâ yarattığı her hastalığa bir ilaç ve çâre yaratmıştır. Yalnız bir
şey müstesna ki, o da ihtiyarlıktır.” diye buyurmuşlardır.
Binaenaleyh birçok hastalıklar, tedavî sebebiyle
iyileşir. İlâhî âdet böyledir. Bununla beraber şifayi tedaviden değil, Allâhü
Teâlâ’dan bilmelidir.
Helâl, temiz olmayan şeyler ile tedavide bulunmak
esasen câiz değildir. Ancak bazı âlimlere göre başka bir ilâç bulunmadığı
takdirde Müslüman ve âdil bir doktorun göstereceği lüzum üzerine câiz olabilir.
Şöyle ki: Bir hastalığın veya bir hastalığa
sürükleyecek bir zayıflığın tedavisi için mübah bir ilâç bulunmazsa böyle bir
doktorun “Şifa ümidi vardır.” diye tavsiyesi üzerine liaynihi (haramlığı kat’i
delil ile sabit olan) bir şey ile zaruret miktarı tedâvî câiz olur.
Fakat sadece zahiri bir menfaat düşüncesiyle, meselâ:
Yalnız iyi beslenmek arzusuyle böyle bir ilâcı kullanmak caiz değildir. Bu
tedavi değildir. Bunun haram olduğunda ittifak vardır.
Hicrî: 4 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder