19 Kasım 2012 Pazartesi

İKİNCİ ÂDEM: HZ. NÛH ALEYHİSSELAM







Mü’minun Sûresi:  “Celâlim hakkı için biz Nûh’u kavmine resûl gönderdik de dedi ki: ‘Ey benim kavmim: Allâh’a ibadet edin, ondan başka bir ilâhınız yoktur. Artık korunmaz mısınız?” (Mü’minun Sûresi, âyet 23
Hicrî: 6 Muharrem 1434   •Fazilet Takvim



İKİNCİ ÂDEM: HZ. NÛH ALEYHİSSELAM

Allâhü Teâlâ kavmini küfür ve isyandan hidâyete davet etmek üzere Hz. Nûh’u elli yaşında iken kavmine peygamber gönderdi. Kavmi arasında 950 sene kaldı.

Hz. Nûh, onları hakka davet ettikçe onu dinlemedikleri gibi eziyet ederlerdi. Nûh aleyhisselâm ise her seferinde “Yâ Rabbi! Beni ve kavmimi affet, zira onlar bilmiyorlar.” diye duâ ederdi. Onlar isyanlarına devâm ettiler, gittikçe de hataları çoğaldı ve bu hal Hz. Nûh ve kavmi için uzun sürdü. Hz. Nûh bir nesil gelip geçtikçe sonrakinin hidâyeti için uğraşıyor, fakat her gelen öncekinden daha fenâ çıkıyordu.

Nihâyet kavminden şimdiye kadar iman edenlerden başkasının inanmayacağı kendisine bildirilince Nûh (a.s.) onlar aleyhine “Yâ Rabbi! Yeryüzünde kâfirlerden birini bırakma. Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarıyorlar, nankör ve fâcirden başka da doğurmuyorlar. Yâ Rab! Beni, babamı, anamı, mü’min olarak evime gireni ve bütün mü’min erkek ve kadınları mağfiret buyur. Zalimlere ise helâkden başka birşey artırma.” (Nûh Sûresi, âyet 26-28) buyurulduğu üzere duâ etti.

Allâhü Teâlâ “Bizim nezâretimiz altında ve vahyimiz dâiresinde gemi yap, hem o zulmedenler hakkında bana hitâb etme, çünkü onlar boğulmuşlardır.” buyurdu. Bunun üzerine Nûh (a.s.) gemi inşasına başladı. Nihâyet 

Allâh’ın emri geldi, yeryüzünü su kapladı, bütün kâfirler helâk oldu, Mü’minlerden başka kimse kalmadı. Allâh’ın emri tamam olunca gemi Cûdî dağına oturdu. Nûh (a.s.) ile gemide bulunan müslümanlar kurtulup insanlar onlardan çoğaldılar. Onun için Hz. Nuh (a.s.)’a ikinci Adem denilir. Hz. Nûh (a.s.) gemiye bindiği vakit her cins hayvandan ikişer çift almış olduğundan hayvanlar da onlardan çoğaldı.
Hz. Nûh (a.s.) karaya çıktığı Âşûrâ günü Allâh’a şükretmek için oruç tuttu, gemideki halka da oruç tutmalarını emretti. Sonra yanında kalan hubûbâttan yedi çeşit azığı topladı, onları birbirine karıştırarak pişirdi ve yediler. İşte, bugün de hubûbâtı karıştırıp pişirmek Nûh aleyhisselâmdan kalma bir adet olup müstehabdır.
Hicrî: 6 Muharrem 1434   •Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder