Hadîs-i Şerîf: “Allâhü
Teâlâ’dan af ve âfiyet isteyiniz. Çünkü hiçbir kimseye yakînden (hakîki
îmandan) sonra âfiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.” (Hadîs-i
Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 15 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
ÂFİYET İSTEMEK
Resûlullah Efendimiz (s.a.v): “Ezan ve kamet arasında
yapılan duâ geri çevrilmez.” buyurdular. Orada bulunanlar “Nasıl duâ edelim?”
diye sorunca Resûlullah (s.a.v) “Allâhü Teâlâ’dan dünya ve âhirette afiyet
isteyin” buyurdular.
Diğer bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: “Allâhü
Teâlâ’dan istenen şeyler içinde onun en çok hoşuna giden, afiyet istenmesidir.”
Bir adam “Yâ Resûlallah! Hangi duâ daha faziletlidir?”
diye sordu. Resûlullah (s.a.v) “Rabbinden sana, dünyada ve ahirette af ve
âfiyet nasip etmesini iste” buyurdu. Adam ikinci gün geldi, tekrar aynı şeyi
söyledi. Üçüncü gün yine geldi ve tekrar aynı şeyi söylerek Allâhü Teâlâ sana
dünyada af ve âfiyet verirse kurtuldun demektir buyurdu.
Bir diğer hadîs-i şerîfte Resûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: “Allahümme innâ nes’elüke’l-muâfâte fi’ddünyâ ve’l-âhireti: Kulun
‘Allâh’ım! Senden dünyada ve ahirette âfiyet istiyorum’ demesinden daha
faziletli bir duâ yoktur.”
Ashâb-ı Kirâm’dan Irbâz bin Sâriye’nin (r.a.) yaşı
oldukça ilerlemişti. Vefât etmeyi çok istiyor ve Allâhü Teâlâ’ya: “Yâ Rabbi,
yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi, beni nezdine kabûl buyur.” diye duâ ederdi.
Şöyle anlattı:
Bir gün Şam mescidinde namaz kıldıktan sonra yine
rûhumun alınması için duâ ediyordum. Bu sırada gâyet güzel bir delikanlı geldi,
üzerinde yeşil bir kaftan vardı.
Bana “Niçin böyle duâ ediyorsun.” dedi.
Ben “Ya nasıl duâ edeyim.” dedim.
O “Yâ Rabbi, amelimi de ecelimi de güzel kıl” diye duâ
et. dedi.
Ben “Allâh sana rahmet etsin, kimsin.” dedim.
“Ben mü’minlerin göğüslerinden hüznü çıkaran meleğim.”
dedi. Sonra tekrar dönüp baktığımda kimseyi göremedim.
Hicrî: 15 Muharrem 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder