31 Mayıs 2012 Perşembe

Yedikıta Dergisi, "İstanbul'un Fetih Planı Posteri" hediye ediyor





Yedikıta Dergisi, "İstanbul'un Fetih Planı Posteri" hediye ediyor


Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi bu ay, Sultan Abdülaziz Han’ı hal’ eden ve şehit ettiren devlet adamlarından intikam alan Çerkes Hasan’ı kapağa taşıyor. Osmanlı tarihinin etkili ve unutulmayan hadiselerinden olan bu vakıa en ince teferruatlarıyla anlatılıyor.

19. asır Avrupa’sında Fransız İhtilali’ni müteakip baş gösteren Milliyetçilik akımının Balkanlar’da derin tesirleri olmuştu. Irkî ve dinî anlamda farklı kimliklerin ortak hayat sahası olan Osmanlı’dan Yunanistan, sonra Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan derken 1912’de Osmanlı’ya sadakatiyle ve şecaatiyle nam salan Arnavutluk merkezden kopacaktı. Arnavut Milletinin Haklarını Müdafaa Cemiyeti adına faaliyet gösteren beş on kişi Osmanlı aleyhine faaliyetler tertip ediyordu… Yedikıta, bu karışık dönemde Sultan İkinci Abdülhamid’in Arnavut halkına yayınladığı nutku sayfalarına taşıyor.

Yine Osmanlı Rumelisi’ni konu alan, Doç Dr. Hamit Pehlivanlı imzasını taşıyan “Mamur Manastır’dan Mahzun Manastır’a” makalesinde de Manastır’ın geçmişiyle bugünü kıyaslanıyor.

Prof. Dr. Mehmet Arslan’ın Osmanlı’nın Düğün Sandığı: Surnameler makalesinde Osmanlı’nın ihtişamının sergilendiği düğün, şenlik ve merasimler en ince ayrıntılarıyla gözler önüne seriliyor.

Yedikıta tarih ve kültür seyahatinde Elektrikle Aydınlanan İlk Şehir: Tarsus ve Yemen’in Alim Sultanları: Resuliler makaleleri de ilgi çekiyor.

Derginin bu sayısında Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethini anlatan, büyük boy İstanbul’un Fetih Planı posteri hediye ediliyor.

Birbirinden orijinal makalelerin yayınlandığı Aylık Tarih ve Kültür Dergisi Yedikıta, seçkin bayii ve kitap evlerinde...

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi
Abonelik: (0212) 6577735
(0212) 6578800 – 157
bilgi@yedikita.com.tr
www.yedikita.com.tr

Osmanlı'nın İrlanda'ya yardımı Avrupa'ya örnek oldu


Osmanlı'nın İrlanda'ya yardımı Avrupa'ya örnek oldu


Yedikıta Dergisi'nin Mart 2012 sayısında, derginin ilgi çeken içeriği dışında bir de hediye var. Osmanlı Devleti'nin yaptığı yardımlardan dolayı İrlanda'dan Sultan Abdülmecid Han'a yollanan mektup, 
Bu Mektubun gönderilmesine sebep neydi....

Osmanlı'nın İrlanda'ya yardımı Avrupa'ya örnek oldu



Osmanlı İmparatorluğu büyük bir kıtlık geçiren İrlanda'ya 1847'de yardım göndermiş ve bu yardım Avrupa devletlerine örnek olmuştu.

İrlanda Cumhurbaşkanı'nın Türkiyeye yaptığı ziyaret, iki ülke arasında 19'uncu yüzyıl ortalarına uzanan tarihi bağları yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine bir tartışma başladı. İrlanda'ya yardımın şehir efsanesi olduğunu söyleyenler oldu. Ancak Osmanlı'nın gönderdiği bu yardımla ilgili arşivlerimizde birçok belge mevcut.

PATATESLER ÇÜRÜDÜ

19. yüzyıl İrlanda'sı İngilizler'e karşı mücadele içindeydi. Katolik İrlandalılar, kabul etmedikleri Anglikan Kilisesi'ne vergi vermeyi hazmedemiyorlardı. Ayrıca ırken İngilizler'den farklıydılar ve ayrı bir dil konuşuyorlardı. İrlandalılar'ın bir kısmı bağımsızlık, bir kısmı ise özerklik peşindeydi.

1841'de İrlanda 8 milyon kişilik bir nüfusa sahipti. Nüfusun büyük bir kısmı tarımla uğraşıyordu. En önemli ürün ise patatesti. Patates, özellikle yoksulların ana yemeği olmuştu. Bu dönemde meydana gelen ve patatesleri çürüten bir hastalık İrlanda'yı perişan etti. 1846 kıtlık yılında 800 bin kişi ölürken bir milyondan fazla İrlandalı göç etti. Zaten nüfusu fazla olmayan İrlanda iyice güçsüzleşti. İngiliz yöneticileri bu durumu kullandılar. Direnen siyasi liderlerin bir kısmını satın aldılar. Bir kısmını ise sürgüne gönderdiler.

OSMANLI YARDIMI

Osmanlı Devleti İrlanda'daki bu durumu haber alınca 1,000 paundluk bir yardım yaptı. İngiltere elçiliği 1847 Nisan'ında bu yardım için padişaha teşekkür etti. Daha sonra İrlandalı asilzâdeler bir teşekkür mektubunu padişaha gönderdiler. Mektubu getiren Oberbak padişahın huzuruna çıkmak için müracaat etti. Teşekkür için gelen Oberbak 26 Mayıs 1849 Cumartesi günü Sultan Abdülmecid'in huzuruna çıkarak halkının minnettarlığını ifade etti.

BÜYÜK KITLIK

19. yüzyılın başlarında İrlanda'nın en önemli yiyeceği patatesti. İrlandalılar'ın neredeyse yarısı patates sayesinde yaşıyordu. Yarım dönümlük bir araziye ekilen patates dört kişilik bir ailenin karnını doyuruyordu. Ancak 1845'in sonlarından itibaren yaşanan ve dört yıl süren kıtlık İrlanda'da her şeyi alt üst etti. Bir tür mantar 1845'te patatese musallat oldu. Patatesler topraktayken çürüdü. 1845 mahsulünden umudunu kesen köylüler 1846 ekimine umut bağladılar. Fakat 1846 daha kötü oldu. Çürüyen patateslerin kokusu İrlandalılar'ın da umudunu sona erdirmişti. İnsanlar yiyecek bir şey bulamadıkları için bir deri bir kemik kalmışlardı. İngiltere zamanında yardım etmediği gibi aç kalanları da düşük ücretle yol ve kanal inşaatında çalıştırdı. Yüz binlerce İrlandalı ölürken bir milyondan fazlası da ABD veya Avustralya gibi ülkelere göç etti. 1849 yılında hastalık sona ermiş ancak İrlanda, nüfusunun dörtte birinden fazlasını kaybetmişti. Bugün İrlanda, Kuzey İrlanda ile birlikte 6 milyonluk bir nüfusa sahip ve işin ilginç tarafı dünyanın değişik ülkelerinde on milyonlarca İrlandalı yaşıyor.

ALLAH MAJESTELERİNDEN RAZI OLSUN

Majesteleri Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid Han'a,

Allah Majestelerinden razı olsun.

Biz aşağıda imzası bulunan İrlandalı asilzâdeler, ileri gelenler ve tüm halk olarak majesteleri tarafından çilekeş ve ıstıraplı İrlanda halkına gösterilmiş olan ihsan ve teveccühün cömertliğine en derin teşekkür ve minnetimizi ifade etmek ve halkımız adına İrlandalılar'ın sıkıntılarını hafifletmek ve acılarını dindirmek için gönderilen bin paundluk cömert yardıma teşekkür için müsaadenizle hürmetlerimizi sunuyoruz.

Eşine az rastlanır türde, ülkemizde ansızın ortaya çıkan kıtlık ve fakir halkın karşı karşıya kaldığı çaresizlik Allah'ın hikmetiyle takdir olunmuştur. İrlanda halkının bu durumda kendilerini ve ailelerini açlık ve ölümden korumak adına diğer ülkelerin şefkat ve cömertliğine başvurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Majestelerinin bu zor durumdaki insanların yardım talebine verdiği mertçe cevap büyük Avrupa devletlerine kıymetli bir örnek olmuştur.

Bu vaktinde yapılmış hayırlı davranış, pek çok kişiyi ferahlatmış ve ölümden kurtarmıştır. Onlar adına tekrar majestelerine minnettarlığımızı sunmak, idareniz altında bulunan ve ihsanınızda payı olan halkınızın ve ülkenizin, katlanmak zorunda kaldığımız sıkıntılardan muhafaza buyrulması dileğimizi izninizle ifade ediyoruz.

Gökkubbe Altında Birlikte Yaşamak, Ankara 2006, s. 321.


Osmanlı'nın İrlanda'da bıraktığı iz




(İrlandalılar'ın Osmanlı Sultanı'na Gönderdikleri Teşekkür Mektubu)
İrlanda Asilzâdeleri'nin Osmanlı Padişahı'na gönderdikleri ve hâlen Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen yardım sonrası gönderilmiş Teşekkür Mektubu'nda şöyle deniliyor:

"Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda Asilzâdeleri, Beyefendileri ve Sâkinleri, Majesteleri tarafından acı çeken kederli İrlanda Halkı'na gösterilen cömert hayırseverlik ve alâkaya en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve onlar adına Majesteleri tarafından İrlanda Halkı'nın ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan 1.000 Sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz."



(Drogheda Şehri'nin Ayyıldızlı Amblemi)
İrlanda’yı kasıp kavuran kıtlık döneminde, Osmanlı Devleti’nin yaptığı nakdî ve aynî yardımın hatırasına 2006 Mayıs ayında Dublin’e yetmiş mil uzaklıktaki Drogheda şehrinde tören yapılarak, o döneme ait tarihî Belediye Binası'na "Şükran Plâketi" asıldı.

Yaklaşık iki milyon İrlandalı'nın göç etmesine ve ölümüne sebep olan açlık ve kıtlık felâketi sırasında Sultan Abdülmecid, zor durumdaki İrlanda halkına 10.000 Sterlin yardımda bulunmak istedi. Fakat kendi topraklarına dâhil olan bu bölgeye sadece 2.000 Sterlin yardım yapmayı kararlaştıran İngiltere Kraliçesi Victoria, Osmanlı'nın kendilerinden kat kat fazla bağış yapmasını kabul etmeyerek, İstanbul’daki büyükelçisi vasıtasıyla, Sultan’ın teklifini reddetti ve Osmanlı bağışı -İngiltere'nin isteğiyle- 1.000 Sterlin'e indirildi.


Sultan Abdülmecid bunun üzerine İrlanda’ya tahıl yüklü 5 gemi gönderdi. Fakat İngilizler'in Dublin Limanı’na sokmadıkları erzak dolu yardım gemileri, yüklerini Drogheda Limanı’na boşalttı. (1847) Bu dönemde İngiltere ve kıta Avrupa’sı sanayi devriminin getirdiği refah ve zenginliğe rağmen İrlanda’ya yardım etmezken, Osmanlı içinde bulunduğu maddî sıkıntı ve uzak coğrafi mesafeye aldırmadan zor durumdaki bölge insanına yardım etmek istiyordu.

İşte, bu olayın anısına 800. kuruluş yıldönümünü kutlayan Drogheda Belediyesi’nce yaptırılan "Şükran Plâketi", 150 yıl önce Türk Gemicilerin misafir edildiği eski belediye sarayının duvarına (şimdiki Westcourt Oteli'ne) törenle çakıldı.



Drogheda’nın Belediye başkanı Alderman Frank Goddfrey törende yaptığı konuşmada şehir ambleminin Osmanlı hilâl ve yıldızı olduğunu hatırlatarak “Şükran Plâketi'miz, iki ülke insanlarının dostluk sembolü olacaktır ümidindeyim” dedi. Kıtlık ve Açlık Müzesi müdürü de, Türk Halkı'na ve Osmanlı Devleti’ne minnettar olduklarını vurguladı.



İrlanda Tarihi'nin en önemli olaylarından biri olan İrlanda Açlığı, Büyük Kıtlık veya Patates Kıtlığı diye de adlandırılan İrlanda patatesinin zehirlenmesi sonucu ortaya çıkan büyük afette yaklaşık 1 milyon İrlandalı hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 2 milyon İrlandalı da çoğunlukla Amerika'ya göç ederek ülkeyi terk etmiştir. 1845'te Amerika'dan sızan zehirli bir mikroskobik mantar olan Phytophtera İnfestans'ın, ülkenin en temel gıda maddesi olan patates ürününün üçte birini yok etmesiyle başlayan kıtlıkda ertesi yılki kayıp yüzde 80-90'lara kadar ulaştı. Aç halkın tohumlukları da yemesi sebebiyle kıtlık 1847'de zirveye ulaştı. İthal tohumların kullanıldığı 1848'deki mahsulde ise patateslerin yarıya yakını heba oldu. 1849'dan itibaren azalmaya geçen felaket 1851'de sona erdi.

Katolik İrlanda, İngiltere tarafından acımasızca sömürülmekteydi. Adanın tarım topraklarının tümü, yaklaşık 10 bin İngiliz'in elinde bulunmaktaydı. Bunlar, bu toprakları 600 bin İrlandalı çiftçiye kiralıyor, aldıkları yüksek rantlarla İngiltere'de lordlar gibi yaşıyorlardı. Nüfus yoğunlundan ötürü toprak kiraları çok yüksekti. En verimli topraklar İngiltere'ye ihraç edilmek üzere tahıl üretimine ayrılmıştı. Öylesine ki, kıtlığın patladığı 1845'te İngiltere'ye 1 milyon ton tahıl ile 258.000 koyun gönderilmişti. İşçilere ücret ödenmiyor, bunun yerine ücret olarak küçük bir toprak parçası kiralanıyordu. Kiracı çiftçiler ve işçiler, yani 4 milyondan fazla İrlandalı ise tek gıdaları olan patatesi buralarda üretiyorlardı.


Patates Kıtlığı'nın yaşanmasından sonra başlayan ölümler ve göç olaylarından sonra yaklaşık 8 Milyon olan İrlanda nüfusu bir kaç yıl içinde yaklaşık 5 milyona gerilemiş, Amerika'ya göç etmek zorunda kalıp bir daha vatanlarına dönemeyen İrlandalılar ise geride pekçok hüzünlü hikaye bırakmışlardır.

 
İngiltere Kraliçesi'nin kendi topraklarına dahil bir bölgeye Osmanlı Devleti tarafından yapılmak istenen nakdî yardımı engellemesi ve yardım miktarını onda bire düşürmesi, ibret verici bir olaydı. Buna karşılık, Osmanlı Sultanı Abdülmecid’in muhtemel siyasi gerilimleri ve ulaşım güçlüklerini de göze alarak 4.000 kilometre uzaklıktaki fakir bir ülkeye tahıl yüklü gemiler göndermesi tarih sayfalarında benzerine rastlanmayacak bir alicenaplık örneğiydi.


(150 Yıl Önce Türk Gemicilerin Misafir Edildiği Eski Belediye Sarayı)
Evet, Avrupa'nın en batısında, tarih boyunca hiç karşı karşıya gelmediğimiz insanların memleketinde, bizimle ilgili, kitabe diyebileceğimiz bir belge çakılı. Oradaki üç-beş satır, insanlık tarihini anlatan ciltler dolusu kitaba sığmayacak bir mana zenginliği içinde, daha nice asırlar ötesine mesaj verip, ışık tutacak.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Güzel Köyümüz { Çifter }












                                                                          







 












 


 
 
 

 
 






 







































 







             
  

 
       


            









     




                                                                                      

                   




















:10, Kasım , 2007,   08,00
بسم الله الرحمن الرحيم

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

قال تعالى : " كل نفس ذائقة الموت "

وقال عز وجل : " فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون ساعة ولا يستقدمون "


اللهم اغفر لنا خطايانا يا رب العالمين

لا حول ولا قوة الا بالله

انا لله وانا اليه راجعون... الله يرحمها




 KIYMETLİ BABAM (HALİM İMRE) 10-11-2007 TARİHİNDE SABAH SAAT SEKİZDE  RAHMETİ RAHMANA  KAVUŞTU MEVLAM MEKANINI CENNET KILSIN İNŞAALLAH .AMİN




 TÜM KÖYDE Kİ,VE KÖYDEKİ KOMŞU VE AKRABALARIMIZ KADARDA DIŞARIDAN GELEN HOCA EFENDİ VE MÜSAFİR ABİ VE KARDEŞLERİMİZ DEN BİZLERİ YALNIZ BIRAKMAYIP ACIMIZI PAYLAŞAN VE TELEFONLA BAŞ SAĞLIĞI DİLEYEN , VE BİLAHERE EVİMİZE KALABALIK BİR ŞEKİLDE GELİP TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNAN TÜM DOST VE AKRABALARIMIZDAN ALLAH RAZI OLSUN DER MEVLAM DAN SIHHATTA VE AFİYETTE OLMALARINI TEMENNİ VE NİYAZ EDERİM.




17.05.2007 DE KÖYE GELİRKEN ADAPAZARINDA ARABANIN İÇİNDE ÇEKİLEN FOTOGRAF ELİN DE TESBİHİ KOLUNDA SERUM İÇİN TAKILAN İĞNE ÇÜNKİ AKŞAM SABAH SERUM TAKIYORDUK BESLENMESİ İÇİN.ARKADA GÖRÜNEN KUTU SERUM İGNE VE İŞAÇLARI



RAHMETLİ BABAM KAMİL OĞLU HALİM     İMRE  DOĞUMU 03-04-1927 , VEFATI 10-11-2007    


ÖLÜMDEN KAÇIŞIN OLMADIGI VE MUHAKKAK HER CANLININ MUTLAKA ÖLECEĞİ İNSAN OĞLU BİZLERİN HEP ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ GAFLETTE BULUNMAMIZ!

ÖLÜMDEN KURTULUŞ OLSA İDİ ALLAH!IN RESÜLÜ KURTULURDU.


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِّن قَبْلِكَ الْخُلْدَ أَفَإِن مِّتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ

- Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar? (Enbiya  34)

 MEVLAM BİZLERİ ÖLMEZDEN EVVEL UYANAN LARDAN KILSIN.AMİN

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

-  Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir.
 (Al-i imran 185)


İŞDE NE KADAR UĞRAŞIRSAN UĞRAŞ NETİCE!


28.05.2005 de Mide rahatsızlığı ile İstanbul numune hastanesinde tedavi ettirdik .
11.06.2005 de Endoskopi çektirdik raporunu 16.06.2005 de Ülser teşhisi ile tedavisini yaptırdık köyümüze geri geldik .



Tekrar Mide den rahatsızlanmış !

05.03.2007 de Tosya devlet hastanesine yatırılmış .

08.03.2007 de haberim oldu hemen İstanbul Göztepe egitim ve araştırma (eski s s k) hastanesine getirdik aynı gün hastaneye yatırdık. Tahliller ve tedaviye başladık iki ünite kan ve her gün üç defa serum ile tedavisi sürdü.


Uzman Dr. Can Murat Akıncı beye(çok emeği geçti bizim için her şeyi yaptı) ve diğer tüm Doktor lara çok teşekkür eder Mevlam razı olsun derim.

02.03.2007 de BILTOMER BILG TOMOGRAFI ULTRASON MERKEZI nde bir film daha çektirdik.

12.03.2007 de İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ nde Tüm batın us incelemesi yaptırdık.
13.03.2007 de taburcu edilerek evimize geldik.

23.03.2007 de İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ nde randevü ile yine flim çektirdik.


26.03.2007 de BILTOMER BILG TOMOGRAFI ULTRASON MERKEZI nde Mide duedonum grafisi çektirdik.


03.04.2007 de İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ nde MR ve MULTISLICE TOMOGRAFİ ÜNİTESİNDE MR çektirdik.

03.04.2007 de İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ne tekrar  yatırdık. Her gün üç serum ile tedavi gördü. Bu arada İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Cerrah doktorlar tarafından çeşitli muayneler neticesinde tekrar Endoskopi istenildi .


16.04.2007 de İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ nde  Endoskopi yaptırdık Genel cerrah Opr. Dr. Haydar Yalman (Şef Yardımcısı) bey in görmesi ile Ameliyat edilince ayağa kalkamama durumu olduğu için aynı gün taburcu edildi. Ve Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne sevk edildi. Netice de Kartal daki doktor ların gözetimi ile Oliklinemel Beslenme serumu ve normal serumlarla  İstanbulda evimizde  sabah akşam hastaneye gitmekle serum tedavilerine devam ettik.


17.05.2007 de Rahmetli Babamın israrı köydeki komşu ve akrabalarımızı görmek ve özlem sebebi ile Köyümüz Çifter e getirdik.ve buradada Tosya Devlet hastanesine serum için defaten gittik fakat !

NE YAZIKKİ:        

MEMLEKETİMİZ İN HASTANESİNDE OLİKLİNEMEL BESLENME SERUM İÇİN İSTENİLEN RANDUMANI ALAMADIK BULAMADIK BİR SERUM TAKTIRMAK İÇİN EN AZ ÜÇ BEŞ DEFA DENEME İLE DAMAR YOLUNU BULABİLİYOR LAR VE SERUM GİTMİYOR TEKRAR SÖYLEDİĞİMİZDEDE PEK ORALI OLUNMUYOR .

EN SON GİTTİĞİMİZDE ÜÇ BUÇUK DÖRT SAAT TE BİTMESİ İCAP EDEN OLİKLİNEMEL BESLENME SERUMU SEKİZ DOKUZ SAAT GİBİ BİR ZAMAN GEÇMESİNE RAGMEN  YARISI BİLE GİTMEDİ AĞRILARI OLUYORDU SERUMLA BESLENEMEYİNCEDE ZAYIF DÜŞÜYORDU NETİCEDE BÖYLE OLMAYACAK DİYE ERTESİ GÜN YANİ:

25.MAYIS 2007 DE TEKRAR İSTANBULA GETİRDİK EVE GELMEDEN KARTAL EGİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİNDE İKİ DAKİKADA SERUM U TAKTIRDIK İŞİMİZ BİTİNCE İSTANBUL DAKİ EVİMİZE GELDİK.YİNE SABAH AKŞAM HASTANEYE GİTMEK KAYDI İLE SERUM LARIMIZA DEVAM ETTİK.


20.06.2007 de RAHMETLİ BABAM IN İSTEĞİ ÜZERİNE tekrar doktorla görüşmekle bu sefer serumu bıraktık beslenme mamaları aldık. Köyde komşu ve akrabalarımızın yanında (özlemi ile) nasıl olsa Ölümden kurtuluş yok diyerek Köye götürme arzusu neticesinde Köyümüze getirdik. ÇOK MEMNUN OLUYOR DU EVİMİZE GELENLERİ GÖRÜNCE ADETA HASTALIGINI UNUTUYORDU.
YİNE GELİN DİYORDU!

Rahmetli Babamın isteği ile 26.Haziran.2007 de İstanbula kendim geri döndüm. Bu arada devamlı defaten hemen hemen her Çarşamba günü Kartal egitim hastanesindeki doktorla görüşüp ilaçlarını alıp, gönderip ilaç tedavisi ne devam ettik.

27.07.2007 de haber üzerine gittik biraz iyileşmesi neticesi 08.08.2007 de tekrar İstanbula döndük. Yine doktoru ile görüşüp ilaç larını değiştirip gönderdik.

12.10.2007 de tekrar ziyaretine hemde Bayram münasebeti ile köyümüze geldik bu sefer vucud itibarı ile zayıflamış oldugunu görünce çok üzüldüm ve …………………


14.10.2007 de Çocuklarımın okul durumu ve tekrar Doktoru ile görüşmek üzere İstanbul a döndük.Doktor tekrar serumlara devam edebilirsiniz dedi fakat Rahmetli Babam istemedi.
Telefonla bilği alarak tekrar ilaç yazdırdım ve 08.11.2007 tarihinde sabaha karşı köye geldik bakdım biraz daha agırlaşmış.

09.11.2007 de Akşam arkadaşıma telefon ettim serum takacak arkadaş getirdi serum taktırdık akşam sekiz de biraz rahatladı .

(KOMŞU LARI ÇOK SEVER ELİNDEKİ İMKANLARI PAYLAŞIR GÜCÜ VE İMKANI NİSBETİNDE YARDIM EDERDİ!(BUNU KOMŞULARIMIZ DAHA İYİ BİLİRLER)

09.11.2007 GÜNDÜZÜ VE GECESİNDE ARA SIRA KOMŞULAR SİZ CAMİYE GİDİN BEN SİZİ BEKLİYORUM DİYE  KONUŞUYOR VE BİZEDE AKLIM BAŞIM DA DİYORDU HEP KOMŞULARI ANDI .

İSTANBUL DAN GELMESİNİ İSTEDİĞİ ZAMANDA KOMŞU VE AKRABALARI GÖRMEKDİ ARZUSU.

YİNE ARA SIRADA KOMŞULAR HAKLARINIZI HELAL EDİN DİYORDU .BEN YOLCUYUM DİYORDU ELİNDEN TESBİHLERİ HİÇ DÜŞMEDİ TAKİ SON NEFESİNE KADAR.

KÖYÜMÜZDEN HER HANKİ BİRİ VE YA DİGER TANIDIKLARIN DAN BİRİSİ VEFAT EDİNCE DEFTERİNE YAZAR ONLAR İÇİN BAZI GECELERİ OKURDU RUHLARINA GÖNDERİRDİ SON ÜÇ GÜNE KADAR KURANI KERİMİ HATMETMEK İÇİN DEVAM LI OKUYORDU SON ÜÇ GÜNÜ ELİNE ALDI İSEDE PEK OKUYAMADI BİTKİN VAZİYETTE OLDUGU İÇİN MEVLAM KABUL BUYURSUN)


10,11,2007 de Sabah a kadar uymadı bizde uyumadık yapa bildiği kadarı ile günlerini, ve o gece yi ibadet ile geçirmeye çalıştı yatsı namazını kıldı  gece teheccüd namazını kıldı .Aklı başın da idi ve sabah namazını kıldık kendiside kıldı ABDESTSİZ HİÇ BİR AN DURMADI beni otutturun dedi otutturduk yarım saat kadar öyle kaldı  Saat 08 de HAKKIN RAHMETİNE KAVUŞTU.MEKANI CENNET OLSUN İNŞAALLAH.
AMİN






بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ


كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

- Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (Enbiya  35)



 ALLAH GANİ GANİ RAHMET ETSİN MEVVLAM  BİZLERE  DE  SON NEFESE KADAR SON NEFES DAHİL İMAN I KAMİL İLE GİTMEK NASIP EYLESİN VELHASIL ÖLÜMDEN KAÇIŞ YOK.



10.11.2007 DE KOMŞU VE AKRABALARIMIZ ve HOCA ARKADAŞ VE KARDEŞLERİMİZ ABİLERİMİZLE  ÖGLE  NAMAZ INDAN SONRA YIKADIK .İKİN Dİ NAMAZINI MÜTAAKİP SAAT ÜÇ ÜÇ BUÇUK ARASI EBEDİ İSTİRAHAT GAHINA DEFN ETTİK  ALLAH!IM GANİ GANİ RAHMET ETSİN.
AMİN


HER ŞEY KOMŞULARLA OLUYOR KİMSEYİ KIRMAMAK HERKESLE GÜZEL GEÇİNMEK VE YARDIMLAŞMAK LAZIM MEVLAM HERKES DEN TEKRAR RAZI VE MEMNUN OLSUN  TEŞEKKÜR EDERİM.
BİLMEM EVLAD LIK VAZİFESİNİ İFA EDEBİLDİMMİ?





بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ


أَوَلَمْ يَرَوْاْ أَنَّ اللّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ قَادِرٌ عَلَى أَن يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ وَجَعَلَ لَهُمْ أَجَلاً لاَّ رَيْبَ فِيهِ فَأَبَى الظَّالِمُونَ إَلاَّ كُفُوراً

- Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya da kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah onlar için şüphe edilmeyen bir vâde takdir etmiştir. Fakat zalimler, inkârlarında yine de ısrar ederler. (Isra  99)



Ölümü düşününüz,ölümü düşünmek; nefsi temizler, kâlbi uyandırır, dünyadan nefret ettirir, ölümü düşünen Allah dostu olur.”

“Hak Teala kime hidayet etmiş ise ona nasihat için ölüm yeterlidir.”

“Halkın en çok akıllı olanı ölümü en çok düşünendir, hazırlığını tamamlayandır, şeref ve itibarıyla gidendir.”

“İnanan insan ölümle kederlenir zannetmeyiniz, onun için ölüm bir evden diğerine taşınmaktır.”

“Cesur mü’min ölüm gelince, sevdiği dostunu karşıladığı gibi karşılar.”

“Bütün insanlar, gaflet uykusundadır, hepsi ölümle uyanırlar.”




بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ


ثُمَّ إِنَّكُمْ بَعْدَ ذَلِكَ لَمَيِّتُونَ

- Sonra siz bunun ardından, muhakkak ki öleceksiniz. (Mü'minun  15)




“Însan ölümden kaçar, feryat eder, halbuki ölüm onu fitnelerden kurtarır.”

Ölüm mü’minin canına hediye, ona verilen nimetlerin en büyüğü, ruhuna ulaşan güzel kokudur.”

Ölüm mü’minin rahatıdır, sevincidir, ganimetidir.”

Ölüm mü’minin mutlu bayramı önceden söz verilen buluşma anıdır.”

“Dünya mü’minin zindanı, ölüm otlak ve seyranıdır.”

Ölümün kendisine hayırlı olmayan bir mü’min yoktur. Mü’minler ister takva sahibi, isterse günahkar olsun, ölüm mutlaka ona hayırlıdır.”

Ölümü hem kendi nefsime ve hem sadık dostuma arzu ederim. Çünkü Mü’min, Allah ile mülaki olmanın ölüm ile elde edildiğini bilir. Allah ile mülaki olmak arzusu olan mü’min ölüme muhabbet eder. Ölüm vasıtası ile seven sevdiğini bulur. Ölüm ile dünya dertlerinden azat olunur.”

Ölümü hiçlik ve yokoluş zannetmeyiniz. Ölüm bedenden soyunup sonsuzluğu bulmaktır.”




بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

مَنْ عَمِلَ صَالِحاً فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ أَسَاء فَعَلَيْهَا وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ

-   Her kim iyi bir iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur. Kim de bir kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur. Rabbin kullara zulmedecek değildir.(Fussilet  46)




Ölüm bedenden ayrılış ve hâlin değişimidir. Bir evden diğer eve taşınmaktır.”

“Nefs için dört makam vardır:

 Birincisi ana karnıdır.

İkinci makam âlem-i şehadet (içinde yaşadığımız, şahit olunan bu maddi âlem) dir.

 Üçüncü makam alem-i berzah (mahşer gününe kadar ruhların beklediği âlem) dir.

Dördüncü makam alem-i ervah (Ruhlar âlemi) dir.


Dünyada ölümün örneği ana rahimde ceninin hâlidir. Nitekim cenin doğum anında dünyaya gelmeyi istemez. Bunun gibi insan ölümden hüzün duyar, feryat eder, ölmeyi arzu etmez. Ölüm anında nefsi iman etmiş olanlar ölüm meleğinin güzelliğiyle meşguldür. Ölüm anının eleminden kurtarıldığı için o elemi unutmuştur. Nitekim Mısırlı kadınlar, Yusuf’un güzelliğine dalıp ellerini kestiklerinde kesik acısının farkına varmamışlardı.”

Ölüm anında mü’mine Rabbi görünür, dünya hüznünden kurtulur, ahiret korkusundan emin olur.”

“Hak mü’minin nefsini aldığında ruhu mutmain olur, beden ağırlığından kurtulur, rahat ve selamet bulur." "Beden kafes, ruh kuştur, bedende can mahpus ve mecruhtur.”
















 

 YUKARIDA (EL İÇİNDE) Kİ AYETİ KERİMENİN MEALİNİ VE KISACA EHEMMİYETİNE BİNAEN KALEME ALDIM MEVLAM RAZI OLUR İNŞALLAH HEPİMİZDEN!


Neml Suresi:19
"Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!"



  
 
 

 



 

 













































                    



















































 
 
 

 

 



 

hareketli sari lale

hareketli cicek resimleri






"SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"