Hadîs-i Şerîf:
"Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
(hakkıyla) iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi
seveceğiniz bir şeyi size bildireyim mi? Aranızda selâmı yayınız!"
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî:22 Rabiülevvel 1434 •Fazilet
Takvim
SELAMDAN DAHA BÜYÜK HEDİYE Mİ OLUR?
Ashâb-ı Kirâm'dan Eş'as bin Kays ve Cerîr bin Abdullah el-Becelî
(r.anhümâ), Medâyin şehrinin Hus nâhiyesinde bulunan Selmân-ı Fârisî
Hazretlerini ziyarete gelip selam verdiler, "Selmân-ı Fârisî siz
misiniz?" diye sordular. "Evet," buyurdu.
"Siz Resûlullâh'ın (s.a.v.) Ashâbından mısınız?" dediler.
"Bilemiyorum," deyince gelenler "Herhalde bizim aradığımız zat bu değil." dediler. Bunun üzerine Selmân-ı Fârisî Hazretleri,
"Sizin aradığınız kişi benim. Ben Resûlullâh'ı (s.a.v.) gördüm, onun
sohbetlerinde bulundum. Fakat onun Ashâbı, onunla beraber cennete giren
kimsedir. Buyurun, ne istiyorsunuz?" dedi.
"Biz, Şam'daki kardeşinin yanından geliyoruz." dediler.
"O kim?" dedi. "Ebu'd-Derdâ." dediler.
"Peki, sizinle gönderdiği hediye nerede?" diye sordu.
"Bizimle bir hediye göndermedi" dediler.
"Allâh'tan korkun ve emâneti teslim edin. Şimdiye kadar onun yanından
gelip de bana hediye getirmeyen hiç kimse olmadı." buyurdu.
"Bu hususta bize fazla ısrar etmeyin. Ancak bizim yanımızdaki mallarımızdan istediğini alabilirsin." dediler.
"Ben sizin malınızı istemiyorum. Ebu'd-Derdâ'nın sizinle gönderdiği hediyeyi istiyorum," dedi.
"Vallahi bizimle bir şey göndermedi. Sadece 'Gideceğiniz yerdeki zat
öyle bir kişidir ki, Resûlullâh (s.a.v.) onunla beraber olduğu zaman
başka hiç kimseyi aramazdı. O zatın yanına gittiğiniz zaman ona selamımı
söyleyin.' dedi. Selmân-ı Fârisî (r.a.); "Sizden istediğim hediye bu
selamdan başka ne olabilir? Hangi hediye Allah tarafından mübârek, hoş
bir sağlık temennîsi olan selamdan daha faziletli olabilir?" buyurdu.
(Ebû Nuaym, Hilyetü'l- Evliyâ, 1/201.)
Hicrî:22 Rabiülevvel 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder