Fâtır Sûresi:
Ayeti Kerime:
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ
Meali: "Muhakkak ki seni Hak ile hem bir beşîr (müjdeleyici) hem bir nezîr (korkutucu) gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezîr geçmiş olmasın."
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ
Meali: "Muhakkak ki seni Hak ile hem bir beşîr (müjdeleyici) hem bir nezîr (korkutucu) gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezîr geçmiş olmasın."
(Fâtır Sûresi, âyet 24)
Hicrî:6 Rabiülevvel 1434 •Fazilet
Takvim
PEYGAMBERLERE OLAN İHTİYAÇ
Allâhü Tealâ, varlığını, birliğini bilmeleri ve kendisine ibadet etmeleri için insanları yaratmış, onları diğer yaratılmışlar arasında akıl ile fikir ile mümtaz kılmıştır. Bir insan aklını ve fikrini kullanarak bir yaratan olması gerektiğini bilebilir. Fakat insan kendi başına Allâhü Teâlâ'yı şânına lâyık bir surette bilemez, onun rızasına uygun olan ibadetleri ve kendi yaratılışındaki hikmetin neden ibaret bulunduğunu öğrenemez. İnsanların birbirine karşı olan haklarını, vazifelerini lâyıkı ile tayin edemez; nihayet yaradılışına aykırı yürür de haberi olmaz, vahşette, cehalette kalır da farkına varamaz, ebedî saadetten mahrum olur.
Nitekim peygamberden haberi olmayan veya peygamberlerin bildirdikleri hakikatleri bozup değiştiren nice milletler, sapıtmış, insanlığa yakışmayacak bir hâle gelmiş, aralarında her türlü vahşilik çıkmış, insanlara, ağaçlara, taşlara tapınıp durmuşlardır.
İnsanları bu gibi çirkin, korkunç hallerden kurtarmak, insanlara dinî ve dünyevî vazifelerini öğretmek, kendilerine uyanları dünyada ve âhirette selâmete, saadete erdirmek için birer ilâhî rehber olan peygamberlere ihtiyaç vardır. Binaenaleyh Allâhü Teâlâ, kendi fazlı ve keremiyle insanlara peygamberler göndermiştir. Artık kimsenin "Ne yapayım, Allâh'ı bilemedim. Allâh'a dair bilgi edinemedim" demeye mazereti kalmamıştır.
Allâhü Teâlâ şöyle buyurmaktadır (meâlen): "(Biz bütün insanlara böyle) müjdeci ve korkutucu resûller gönderdik ki bu resullerden sonra Allâh'a karşı insanların mazerete vesile olacak bir hucceti; tutamağı olmasın." (Nisâ Sûresi, âyet 165)
Peygamberlerin en büyüğü ve en sonu bizim peygamberimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v.) dir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) kıyâmete kadar bütün yeryüzündeki milletlerin peygamberidir.
O mübarek Peygamberin getirdiği kitab, onun bütün talimatı hiçbir değişikliğe uğramaksızın kıyâmete kadar Allah tarafından korunmuştur.
Hicrî:6 Rabiülevvel 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder