Hadîs-i Şerîf:
“Ümmetimin (müctehidlerinin dînî hükümlerde) ihtilâfı rahmettir.”
(Hadîs-i Şerîf, Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî:18 Şaban 1434 •Fazilet
Takvim
MEZHEBLERİN TARİHÇESİ
Resûlullâh’a (s.a.v.) vahiy gelirdi. Ashâb-ı Kirâm bizzat
Resûlullah’tan âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler dinleyip ilim
öğrenirlerdi. Dâimâ Resûlullah’ın (s.a.v.) mübârek meclis ve huzurunda
ilim nuru ile nurlanır, kalbleri saf, itikadları doğru, amelleri hâlis
ve şüpheleri çözülmüş olurdu.
Resûlullah’ın (s.a.v.) vefâtından sonra
Ashâb-ı Kirâm (aleyhimürrıdvân) İslâmiyet’in yayılması işini mühim görüp
ona çalıştılar. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm’den ve hadîs-i şerîflerden
çıkardıkları birçok hükümleri kitablara yazmağa elleri değmedi. Zîrâ
onların çoğu müctehid olduklarından ihtiyaç olduğunda kendi içtihâdları
ile amel ederlerdi. Resûlullâh'ın (s.a.v.) mübârek meclisinde az bir
zaman bulunan bir Müslüman köylü bile hikmetli şeyler söylemeye
başlardı.
Ashâb-ı Kirâm’dan sonra, tâbiîn ve onlardan sonrakiler zamanında
Müslümanlar ve hâdiseler çoğaldı, câhillik yayıldı, nice bid’at ve
dalâletler türedi. Bunun için o zamanın âlimlerinin çalışıp ictihâd
etmeleri, halka fetvâ vermeleri, Kur’ân-ı Kerîm’den ve hadîs-i
şerîflerden hükümler ve mezheb çıkarıp yazmaları ve insanlara
öğretmeleri lâzım ve vâcib oldu. O büyük alimler de her mes’eleyi
deliliyle, her suâli cevabı ve her müşkili fetvâsı ile bildirdiler.
Böylece mezhebler meydana geldi.
Her birine bir topluluk uydu.
Kimi İmâm Ebû Hanîfe’ye, kimi İmâm
Şâfiî’ye, kimi İmâm Mâlik’e, kimi İmâm Ahmed’e, kimi Süfyân-ı Sevrî’ye,
kimi Dâvûd-ı Zâhirî’ye ve diğerlerine uydular (rahimehumullah). Fakat
zamanımızda ehl-i sünnetin dört mezhebi ‘Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve
Hanbelî’ vardır. Diğerlerine uyan kalmamıştır.
Bütün bu müctehidler, amelî bazı meselelerde ayrı iseler de, itikadda
birdirler; hepsi Ehl-i sünnet ve cemâattir.
Müctehidlerin ihtilafları
Allâhü Teâlâ’nın izni ile olmuştur. Bu imamların hepsi hidâyet üzeredir.
Bir kişi amelini, alışverişini, nikâhını ve diğer işlerini bu
imamlardan birine uyarak yaparsa doğrudur. Kıyâmette sevâba kavuşup
Cennet’e girer.
Hicrî:18 Şaban 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder