Hadîs-i Şerîf:
“Kul, Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup hatmettiği zaman, altmış bin melek ona istiğfar eder.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü'l-Ummâl)
Hicrî:15 Şaban 1434 •Fazilet
Takvim
KUR’ÂN-I KERÎM’İ ÖĞRENİP, OKUMAK VE OKUTMAK
Her müslümanın namazı câiz olacak kadar Kur’ân-ı Kerîm âyetlerini ezberlemesi farz-ı ayındır.
Fâtiha sûresiyle diğer bir sûreyi ezberlemek vâcibtir ki bununla farz da yerine getirilmiş olur.
Kur’ân-ı Kerîm’in diğer kısımlarını ezberlemek de müslümanlar için bir farz-ı kifâyedir.
Kur’ân-ı Kerîm’i namaz dışında Mushaf-ı Şerîf’ten bakarak okumak, ezbere okumaktan daha faziletlidir.
Kur’ân-ı Kerîm’i namaz haricinde de kıbleye dönerek ve temiz elbiseler giyinmiş bulunarak abdestli okumak müstehabtır.
Kur’ân Kerîm’i okumaya eûzü besmele ile başlamak müstehabdır.
Kur’ân-ı Kerîm’i ayda bir kere hatmetmek, yani Fatiha’dan Nâs
sûresine kadar tamamını okumak evlâdır. Senede bir, kırk günde bir,
haftada bir hatmedilmesi evladır diyenler de vardır.
Kur’ân-ı Kerîm’i üç günden az bir müddette hatmetmek müstehab
değildir. Çünkü böyle az bir müddette okuyan, Kur’ân-ı Kerîm’in yüksek
manalarını düşünemez, tecvidine de riâyet edemez.
Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemek farzdır. Başka işler ile uğraşan kimselerin
yanlarında Kur'ân âyetlerinin alenen (duyulacak surette sesli) okunması
uygun değildir. Bu halde Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeyenler değil,
okuyanlar günaha girmiş olurlar.
Kur’ân-ı Kerîm’i okumak nâfile ibadetten, sesli okumak gizli okumaktan ve dinlemek, okumaktan daha faziletlidir.
Bir kimse yürürken veya bir iş görürken Kur’ân-ı Kerîm’i okuyabilir.
Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup öğrenmiş olan kimse sonradan Mushaf-ı Şerîf’ten okuyamayacak derecede unutacak olsa günahkâr olur.
Kur’ân-ı Kerîm’i okumak gibi başkasına öğretmek de pek büyük bir
ibadettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Sizin en hayırlınız, Kur’ân-ı
Kerîm’i öğrenip başkalarına öğreteninizdir.” buyurdular.
Hicrî:15 Şaban 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder