İMAM-I
GAZALİ'DEN,
HAYATI
VE NASÎHATLERÎ
Asıl adı Ebû Hâmid Muhammed olan
İmam-ı Gazali Hazretleri Horasan bölgesinde Tus şehrinin Gazale köyünde 1058
yılında dünyaya geldi. 1111 yılında ise dünyaya veda eyledi. İslâm dünyasında
Hüccetü'l-İslâm (İslâmın ispatlayıcısı) olarak tanınan İmam-ı Gazâlî, Selçuklu
döneminde yaşamış, İslama yönelen hücumlara, dine yapılan taarruzlara karşı
müdafaalarda bulunmuş, dinin anlaşılması için tartışmaya açılmış olan
meselelere çözümler getirmiş bir müceddiddir, dinin yenileyicisidir.
İmam-ı Gazalî'nin İslâm eğitim ve
ahlâkı üzerinde getirmiş olduğu yenilik, İslâmın özünden uzaklaşma yoluna
girmiş olan Müslümanları ahlâkî eğitime tabi tutmuştur. En mühim eseri olan İhyâu
Ulûmi'd-Din, başta iman ve ibadet olmak üzere, ahlâk sahasında çok ciddî
bir hizmet görmüş, dokuz asırdır tazeliğinden bir şey kaybetmemiştir.
İmâm-ı Gazalî'yi halka tanıtan
hacımca küçük, fakat tesiri bakımından büyük olan eseri Eyyühe'l-Veled olarak
bilinen ve dilimizde Ey Oğul şeklinde bilinen eseridir.
Gazali, üzerinde çalıştığımız
"Ey oğul"un pîri ve üstadıdır. Bu alanda yapılmış olan çalışmanın
ilki ve en mükemmelidir. Diğer çalışmalar büyük ölçüde bu kitabın üzerine bina
edilmiştir.
Birçok dünya diline çevrilen, UNESCO
tarafından da yayınlanan Ey Oğul, batıda ve doğuda okuma rekoru kıran bir
eserdir. "Müslümanın yirmi dört saati" demek olan bu kitap, ayrıca
bir öğüt ve nasihatler bütünüdür.
Bu çeşit çalışmaların tamamında
olduğu gibi, İmam-ı Gazalî'nin bu eserinin baş kısmında iman ve İslâmın esasları
ile birlikte, ibadet konulan işlenmektedir. Ancak biz sadece ahlâkî bölümleri
ve insan eğitimine yönelik kısımları aldık.
Allah'tan kork
Ey oğul!
Allah'tan nasıl korkulması
gerekiyorsa öyle kork. Ona kulluk görevini gereği gibi yap. Haram kıldığı
şeylerden mümkün olduğu nisbette kaçın. Allah'ın saadete uzanan yolundan
ayrılma. Hayatını düzene sokan emirlerini sakın ihmal etme ki, yaşayışın sıhhat
bulsun, gözlerin aydın olsun.
Çünkü gizli ve kapalı hiçbir şey
Allah'tan gizli ve kapalı değildir.
Babana itaat et
Ey oğul!
Senin hayatını renk katmak için güzel
belgeler koydum. Onları korur ve dediklerime kulak verir, günlük yaşayışını ona
uydurursan hükümdarların gözleri ve gönülleri sana karşı ilgiyle dolup
taşacaktır.
O halde şu anda da, bundan sonra da
babana itaat et.
Boş sözden uzak dur
Ey oğul!
Aklının hemen kabul etmeyeceği şeyi
söyleme. Lüzumsuz lâftan, çok gülmekten, şaka ve alaya almaktan, din kardeşinle
tartışmaktan sakın.
Böyle yapmak saygıdeğerliği götürür,
kin ve düşmanlık kapılan açar.
Ağırbaşlı ol
Ey oğul!
Ağırbaşlı, terbiyeli, saygılı ve
nezaketli olmaya çok dikkat et ve itina göster. Ancak böyle yaparken gurura
kapılma. Sonra senden bu sıfatla söz edilir.
Halka tepeden bakma. Sonra senden bu
sıfatla bahsedilir.
Herkese hoşnut davran
Ey oğul!
Dostuna da düşmanına da hoşnutluk
göster.
Başkasına eza ve cefa etmekten
kendini alıkoy ve bunu onlardan korkup ürktüğün için de yapma. Sadece iyi bir
huy olduğunu düşünerek öyle davran.
Ortayolu tut
Ey oğul!
Bütün işlerinde ortayolu tut. Çünkü
işlerin en hayırlısı orta yoldur. Az konuş. Karşılaştığın her Müslümana selâm
ver.
Yürüyüşüne dikkat et
Ey oğul!
Ölçülü adımlarla yürü, ayaklarını
yerde sürükleyerek yürüme. Sağa sola baka baka yürüme.
Etrafı rahatsız ederek, başını şunun
bunun kapısına doğru döndürme.
Toplantılarda şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Uğradığın bir toplantıda yer
alanların üzerine dikilip durma.
2. Sokak ve caddeleri meclis gibi
kullanma.
3. Dükkânları sohbet yeri olarak
seçme.
4. Fikrî tartışmada kendini haklı
çıkarmak için inat gösterme.
5. Edep ve terbiyesini yitirmiş
patavatsız kimselerle tartışma. Bir hüküm verirken "şahsî görüşümdür"
de.
6. Birşeyi veya bir adamı överken
aşırıya gitme.
7. Bir mecliste oturmak istediğin zaman
bağdaş kurup otur.
8. Sakın parmak çatlatma
9. Sakalınla oynama
10. Yüzüğünle meşgul olma.
11. Oturduğun bir yerde, bulunduğun
bir toplulukta dişlerini kürdan ve benzeri şeylerle temizlemeye kalkışma.
12. Burnunla oynama
13. Parmağını burnuna sokma.
14. Yüzüne sinek konarsa yavaşça onu
kovmayı ihmal etme.
15. Esnememeye dikkat et.
16. Halkın seni hafife alacağı söz ve
davranıştan sakın.
17. Bulunduğun topluluk yol gösterici
olsun.
18. Sözlerin çok kıymetli bir nesne gibi
paylaşılsın.
19. Güzel sözlere kulak ver.
20. Konuşulan bir sözün tekrar
edilmesini isteme. Bu, onu dinlemediğini gösterir.
Şu
kadından uzak dur
Ey oğul!
Huysuz ve karaktersiz kadından sakın.
Çünkü böylesinin dili kocası üzerinde çirkin ve ağırdır. Dünyaya çocuk
getirmesi, yüzündeki haya perdesini açmıştır. Artık ne ev halkından utanır, ne
de konu komşusundan.
Böyle kadınlar ne dünyaya yararlar,
ne de âhirete. Bunlar ülfet ve sohbet edilmeye lâyık değildirler.
Böylelerinin gizli hali olmaz. Aile
sırrını sokağa dökerler. İyilik ve hayrı çoktan yere gömmüşlerdir.
Asık suratlı olarak sabahlar, akşam
nerede olduğu bilinmez.
Onun sunduğu bir yudum su şerdir,
zehirdir. Yemeği öfke, konuşması maskedir. Evi perişan, elbisesi kir ve pastır.
Yılan gibi sokar, akrep gibi ısırır.
Kocası evet dese, o hayır der.
Böylesi kadınlardan uzak dur.
Kadınların bir kısmı da geri zekâlı
ve hantaldır. Ağır canlı ve kıt anlayışlıdır. Kocasını sever, kazancına razı
olur; fakat güneş doğup yükseldiği halde hâlâ sesi duyulmaz. Yemekleri bayat,
kapları kirli ve paslıdır.
Şu kadınla da hayatını kur
Ey oğul
Kadınların bir kısmı da sevimli ve
merhametlidir. Bereketli ve feyizlidir. Soylu çocuk doğurur.
Kendisine her zaman güvenilir.
Komşuları arasında itibarlıdır.
Aile sırlarım korur, kimsenin yanında
açmaz.
Cömerttir, eli açıktır. Bağırıp
çağırmaz, alçak sesle konuşur.
Evi ter temizdir. Çocukları çiçek
gibi, gönül alıcıdır. Hayrı süreklidir. Kocası da o nisbette yumuşak huyludur.
Namus onun şiarı, terbiye değişmez vasfıdır.
Fırsatları kaçırma
Ey oğul!
Fayda sağlayacak fırsatları kaçırma.
Muhtaç olduğun şeylere iyice sahip çık. Görülmesini acele ettiğin işlerinde
dikkatini başka taraflara dağıtma.
İçinde bulunduğun toplumun âdet ve
geleneklerine saygılı ol.
Âhirette seni rüsvay edecek çirkin
âdet ve geleneklerden sakın.
Birşeyin neticesini iyice düşünüp
hesaba katmadan yapmakta acele etme.
Soysuz adamlarla tartışma
Ey oğul!
Soysuz adamlarla tartışma. Sonra onun
kötü arzularını kendine çekmiş olursun.
Namus ve şerefini koruyan insanlara
herkes izzet ve ikramda bulunur. Böyle kimseler halk tarafından itibar görür.
Hakkı bilmek, doğruluktan gelen bir fazilettir.
Kendini zavallı ve fakir göstermeye
çalışan kimse hakarete uğrar.
Az kelime ile çok şey anlat
Ey oğul!
Bir meseleyi yazarken gereksiz
kelime kullanma. Az kelimeyle çok şey anlatmaya çalış.
Sonu gelmeyecek arzular peşinde
koşmak, sapıklıktır.
Başkasını kınayan ve hep kusur
söyleyen adamın dostu olmaz.
Din süslerin en güzelidir.
Kuru gürültü, boş yere vakit
harcamaktır.
Sarhoşluk insanlıktan uzaklaşıp
şeytanlaşmaktır.
Yapılan bir akdi bozan kimse sırtına
bir kin yüklenmiş olur.
Yumuşak söz büyüklerin ahlâkındandır.
Evlenmek istediğin kızı iyi seç
Ey oğul!
İnsanın hanımı huzur ve sükûnet
kaynağıdır. Bir kızla evlenmek istediğinde ailesini iyice araştır ve öğren.
Çünkü temiz ve asil bir aile tatlı meyveler yetiştirir.
Bilmiş ol ki kadınlar parmaklarımız
kadar birbirinden farklıdırlar.
Şirret ve karaktersiz kadından sakın.
Onların dış görünüşlerine aldanma, böyleleri kocasına karşı kaba ve hırçındır.
Kocası kendisine saygılı olduğu zaman
bunu bir üstünlük sanar. Hiçbir iyiliğe karşı teşekkür etmesini bilmez. Az şeye
de hiç kanaat etmez.
Dostunu iyi seç
Ey oğul!
İki çeşit dost ve kardeş vardır.
Birisi, başına bir bela geldiği zaman seni korur; diğeri de mutluluk ve ikbal
günlerinde senin dostundur.
Belâ gelip ikbalden düştüğünde
dostluk yüzünü gösteren kardeşi hakiki kardeş ve dost bil ve dostluğunu
korumaya çalış.
Saadet günlerindeki dosta pek
güvenme. Sıkıntılı günlerinde dostluk bağını uzatmıyorsa, onu düşmanların
düşmanı bil.
İnsanları iyi tanı
Ey oğul!
Heveslerine ve nefsine uyan aşağılık çukuruna
yuvarlanır. Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin, dış görünüşe pek
aldanma. Çünkü insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle adamdır, kıyafetiyle
değil.
Benzi sarı, zayıf kimseleri hor
görme. Çünkü insan iki küçük et parçasıyla ölçülür: Kalbi ve dili. Öyleyse
insanların bu iki değerinden faydalanmaya çalış; gerisi et, kan ve kemiktir.
Fitneden sakın
Ey oğul!
Düşman ülkesinde de olsan fitne ve
fesat çıkarmaktan sakın.
Kendinden aşağı kimselere karşı çoluk
çocuğunu, şeref ve itibarını yaygı yapma.
Malını kendinden fazla kıymetli ve
üstün tutma.
Fazla konuşma
Ey oğul!
Fazla konuşma. Sonra bulunduğun
toplulukta taşınması güç bir yük olursun.
Seninle beraber oturana karşı
alicenap davran. Yanına oturmak isteyene güzel, nazik, hareket et.
Başkasının gözüne dikkatle bakıp
durma.
Fazla lügat parçalayıp yaldızlı söz
söyleme. Çünkü bu sözlerin dış görünüşü belki güzel sayılabilir, fakat gerçekte
güzel değildir.
Kendinden fazla söz etme
Ey oğul!
Çocuğunu çok beğendiğini başkalarına
anlatma.
Hizmetçinin çok hünerli olduğundan
başkalarına söz etme.
Atından ve kılıcından bahsetme.
Gördüğün rüyaları her yerde anlatmaya
kalkışma. Çünkü gördüğün rüyadan sevinç duyduğunu belirttiğin zaman beyinsiz ve
seviyesiz insanlar bu konuda seni rahatsız etmeye başlarlar.
Kişiliğini korumak için şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Saçını sakalını tarayıp öyle
sokağa çık.
2. Beyaz kılları koparmaya kalkma.
3. Lüzumundan fazla güzel kokulu
şeyler sürünme.
4. Bir ihtiyacını dile getirirken
üzerinde ısrarla durma.
5. Birtakım arzularının yerine
gelmesi için küçülme.
6. Servetinin tam listesini, mevcut
paranın tam rakamım çoluk çocuğuna verme. Çünkü bunlar onu az görecek olurlarsa
kendilerini zayıf sanarlar. Çok görecek olurlarsa yaşayışlarında değişiklik
yapmak isterler. Onları hırpalamadan belli ölçüde idare etmeye çalış.
Tartışmada şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Birisiyle tartışırken vakar ve
efendiliğini elden bırakma.
2. Bilgisizliğini ortaya koyma. Bu
konuda aceleci olma.
3. Delillerini getirirken çok iyi
düşün.
4. Tartıştığın kimseyle aranda hakem
olarak yumuşak huyunu gör.
5. Elinle ve parmağınla fazla
işarette bulunma.
6. Fazla heyecanlanıp yüzün turp gibi
olmasın.
7. Şakakların terlemesin.
8. Karşındaki adam sana ölçüsüz
davranır, küstahlıkta bulunursa sen de nezih ve ağırbaşlı davran.
9. Seni kızdıracak olursa, yine
ölçülü konuşmaya çalış, kendi şerefini düşün.
Hükümdarla görüşmede şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Devrin hükümdarı sana yakınlık
gösterirse, onunla mızrak ucunda bulunduğunu hesapla.
2. Hiçbir zaman onu bu yakınlığından
cesaret alıp haddini aşma ve kendini güven içinde hissetme.
3. Son derece efendi ve yumuşak
davran.
4. İlâhî hükümlerden biri
zedelenmedikçe hükümdarın hoşuna gidecek şekilde konuş.
5. Onun sana lütufları seni
ölçüsüzlüğe sürüklemesin.
6. Sakın hükümdarla yakını arasına
girme. Ancak iyilik ve hayırlı işlerde gir. Çünkü hükümdarla yakınları arasına
giren kişinin düşüşü çok ani ve sür'atli olur.
Konuşurken şu noktalara dikkat et
Ey oğul!
1. Söz verdiğinde onu mümkün
olduğu ölçüde yerine getir.
2. Konuştuğunda ancak doğruyu söyle.
3. Sağırlara seslenir gibi konuşma.
4. Dilsizlere hitap eder gibi sesini
kısma.
5. Makbul söz söyle, güzel konuşmaya
çalış.
6. Seni dinleyenin olduğu takdirde
konuş.
7. İlgi duyulmayan yerde konuşma.
8. Halkın kabul etmeyeceği ve garip
karşılayacağı olaylardan söz etme.
9. Bazı sözleri devamlı olarak
tekarlayıp durma: "Yani, ondan sonra, evet evet evet, hayır hayır
hayır," ve benzeri gibi...
Büyüklerin sofrasında dikkatli ol
Ey oğul!
Büyüklerle bir sofraya oturduğun
zaman fazla su isteme. Etin kemiği ile fazla meşgul olma. Hiçbir yemeği ayıplama
ve sofradaki hiçbir yiyeceği küçümseme. Sonra sofra sahibini üzmüş olursun.
Gözü aç ve savurgan olma
Ey oğul!
Kendini iyice sıkıntıya sokmuş bir
miskin gibi gözü aç; mal kıymeti bilmeyen, ilerisini görmeyen bir sefih gibi
savurgan olma. Sana ait hakları belirle. Dostuna saygılı, düşmanına insaflı ol.
Nimetlere şükret
Ey oğul!
Allah'ın verdiği nimete dâima şükret.
Musa Aleyhisselâm, münacatında,
"Yâ Rabbi! Âdemoğullarına el, ayak, göz, kulak ve sair birçok nimetler
verdin. Âdemoğulları bu nimetlerin şükrünü nasıl îfa edebilir?" diye sordu.
Cenab-ı Hak ona şöyle buyurdu:
"Yâ Musa! Verdiğim nimeti Benden
bilip, kendi işinden ve çalışmasından bilmeyen kulum, ona verdiğim nimetin
şükrünü eda etmiş olur. Verdiğim nimetleri kendinden ve çalışmalarından bilip,
Benden bilmeyen kulum da nimetin şükrünü eda etmemiş olur. Kula lâyık olan gece
ve gündüz Bana teşbih ve hamd etmektir."
Fakirlere ihsan et
Ey oğul!
Cenab-ı Hakkın ihsan buyurduğu
nimetten fakirleri ve muhtaçları hissedar etmek şükürdür. Eğer kapına bir fakir
gelirse, onun kalbini hoş et, öyle gönder.
Sadakayı gizli ver
Ey oğul!
Sadaka verirken gizli vermek, kendine
bir musibet geldiğinde bağırıp çağırmayarak, yaygara yapmayarak gizlemek
gerekir.
Bir günah işlediğinde ceza gelmeden
hemen tevbe et. Sadaka vermek sıddıklar nişanıdır. Onlar sıddıklar
zümresindendir.
Tamahkâr olma
Ey oğul!
Tamahkâr olma. Kalbin katı ve kara
olur. Çok mal arttırmak için hasislik etme.
Salih insanların sohbetinde bulun
Ey oğul!
Âlimlerin ve sâlih insanların sohbet
ve meclisinde bulunmayı elden bırakma. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde
şöyle buyurmuşlardır:
"Bir kimse ulema ve sâlihlerin
meclis ve sohbetine giderse. Cenab-ı Hak o kimsenin herbir adımına karşılık
kabul olunmuş bir hac sevabı ihsan eder."
Âlim ve sâlih zatlar Allah'ın
dostlarıdır. Onları ziyaret edenin sevabı Allah'ın evini ziyaret edenin sevabı
gibidir.
Dargınları barıştır
Ey oğul!
Dargın ve küsülü olanları barıştır
ki, sen de yarın Kıyamet gününde mesrur ve şad olasın.
Musa Aleyhisselâm münacatında,
"Yâ Rabbi! Küsülü iki kişiyi barıştırana ne ecir verirsin? Senin rızanı
kazanmak için halka zulmetmeyenlere nasıl bir mükâfat verirsin?" diye
sordu.
Hak Teâlâ şöyle buyurdu:
"Ben de yarın Kıyamet gününde
ona selâmet verip korktuğundan emin ederim."
Merhametli ol
Ey oğul!
Cenab-ı Hak şefkati ve merhameti
sebebiyle Musa Aleyhisselâma peygamberlik verdi. Ey oğul! Sen de şefkat ve
merhameti elden bırakma ki merteben yüce olsun.
Yeryüzünde olan mahlukata merhamet
eyle. Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"Yâ Ebâ Hüreyre! Yeryüzünde olan
mahlukata merhar met eylersen, Allah da sana merhamet eder."
Anne-babanın rızasını al
Ey oğul!
Anne-baban yaşlanınca elinden geldiği
kadar onlara yardım et. Çünkü ebeveynin, sen küçükken türlü türlü zahmetini
çektiler. Devamlı onların hayır duasını al. Beddua ederlerse dünyan da,
âhiretin de yıkılır. Anne-babanın rızası Allah'ın rızasıdır. Onların
öfkelenmesi Allah'ın gazabıdır.
Resul-i Kibriya Efendimiz (a.s.m.),
"Cennet onların ayağı altındadır" buyurmuştur.
Bir hadiste şöyle buyurmuştur:
"Anne-babasına iyilik edenin, onların gönlünü alanın ömrü bereketli ve
uzun olur. Yarın kıyamette azap görmez."
Yakın akrabalarına iyilikte bulun
Ey oğul!
Amcan ve halan baban hükmündedir,
teyzen ve dayın da ana hükmündedir. Onlara anne-babana ettiğin hürmet gibi
hürmet et. Hayır dualarını almaya çalış, sakın ihmal etme.
Âmâ akrabana iyilik et
Ey oğul!
Senin evindeki bereket direği,
rahmetin vesilesi, sana gelecek musibetlerin gidericisi evindeki yaşlı âmâ
akra-bandır. "İdare edemiyorum, geçimim dardır" deme. Onların
vesilesiyle gelen bereket olmasaydı, geçimin daha da darlaşacaktı.
Hocana hürmet et
Ey oğul!
Hocana tazim ve hürmet et. Çünkü hoca
hakkı ana-baba hakkından fazladır. Ana-baban dünyanı mamur ederken, hocan
âhiretini mamur eder. Onun içindir ki, hocaya hürmet, ana-babaya hürmetten
efdaldir.
Hocanı gördüğün zaman elini öp,
hürmet et, diz çöküp edeple otur. Senden bir isteği olursa, kendi işini bırak,
önce onun işini gör.
Eğer fakir ise elinden geldiği kadar
yardım ederek hayır duasını al. Çünkü hocanın talebesine duası, ana-babanın
evladına duası gibidir.
Kardeşinin ayıbını gizle
Ey oğul!
Mü'min kardeşinin bir ayıp ve
kusurunu görürsen onu gizle, ifşa edip yayma.
Resul-i Ekrem (a.s.m.) şöyle
buyurmuştur:
"Kim bir mü'min kardeşinin
kusurunu görür de, halkın yânında onu rüsvay etmezse, Allahü Taâla Kıyamet gününde
onun ayıplarını örter, mahşerde halkın huzurunda rüsvay etmez."
Hayırlı işlerde devamlı ol
Ey oğul!
Hayırlı amellerinde sebat et ve
işlemede devamlı ol. Birgün yapıp birgün terk etme.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle
buyurmuştur: "Allah katında en sevgili amel, daimi yapılan ameldir. Daimî
yapılan amel kişiyi maksuduna ulaştırır."
Anne babana karşı gelme
Ey oğul!
Anne-babana karşı gelme. Gönüllerini
kırma. Kalblerini incitme.
Bir kimseden anne-babası razı olmazsa
o kimse için Cehennemden iki kapı açılır.
Bir kimsenin anne-babası zâlim olsa
bile onlara karşı âsi olmamalıdır.
Cenab-ı Hak, Musa Aleyhisselâma şöyle
buyurmuştur: "Ya Musa bil ki, günahların içinde bir günah vardır ki,
mizanda en ağır o gelir. O da anne-babası çağırdığı zaman, çocuğun onlara
'efendim' deyip cevap vermemesidir.
Anne babanı darıltma
Ey oğul!
Anne-baban sana darılırsa, sen onlara
karşı gelme. Bir köle efendisine nasıl hürmet ve itaat ederse, sen de ana-baban
bir iş buyururlarsa o işi çabucak yap ki, sana beddua etmesinler. Eğer sana
darılırlarsa onlara karşı kafa tutma. Ellerini öpüp hiddetlerini teskin et
İzzet-i nefsini koru
Ey oğul!
Fakirlere karşı mütevazi ol.
Zenginlere karşı zillet gösterme. İzzet-i nefsini koru.
Kimseyi incitme
Ey oğul!
Âhirette selâmet istersen kimseyi
incitme. Bir çocuk görünce, "Bu günâh işlememiş masumdur. Ben günahkârım,
bu benden üstündür" de. Kendinden yaşlı birisini gördüğün zaman da,
"Bu benden çok ibadet etmiştir. Benden efdaldir" de.
Kendini herkesten aşağı gör
Ey oğul!
Cahil birisini görürsen, "Bu
bilmeyerek günah işler, ben ise bile bile günah işlerim, bu benden
efdaldir" de.
Bir fakiri görürsen "Bu imân ve
saadetle gider. Ben ise nasıl gideceğimi bilmiyorum. Bu benden efdaldir"
diye düşün.
Eğer bu şekilde kendini herkesten
aşağı görmezsen Allah katında yüce olamazsın.
Mü'min kardeşini sevindir
Ey oğul!
Mü'min kardeşini sevindir. Peygamber
Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"Bir kimse dünyada bir mü'min
kardeşim sevindirirse, Cenab-ı Hak kıyamet gününde onun kalbini ferahlatır."
Başka bir hadiste de şöyle
buyurmuştur:
"Bir kimse bir çocuğu
sevindirirse, Allah onu şirkten başka bütün geçmiş günahlarını bağışlar."
Mü'min kardeşinin ihtiyacını gör
Ey oğul!
Elinden geldiği kadar mü'min
kardeşinin ihtiyacını gör.
Peygamber Efendimiz (a.s.m) şöyle
buyurmuştur:
"Kim dünyada bir mü'min
kardeşinin ihtiyacını giderirse, Cenab-ı Hak, on'u dünyada, altmışı da âhirette
olmak üzere yetmiş ihtiyacını giderir."
Küçük ve büyük kardeşine güzelce davran
Ey oğul!
Eğer kardeşin senden küçük ise, ona
edep ve terbiyeyi öğret. Okut ve tahsil yapmasını temin et. Tatlı sözlerle öğüt
ver, fena hallere düşmesine mâni ol.
Şayet kardeşin senden büyükse, ona
saygı ve hürmet göster, sözünü dinle, anlattıklarına kulak ver. Âhiret
kardeşine ise tazimde kusur etme. Senden bir haceti varsa, çabuk yerine getir.
Çünkü, ana-baba bir kardeşten âhiret kardeşin daha hayırlıdır.
Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.)
şöyle buyurmuştur:
"Birbirleriyle Allah için âhiret
kardeşi olanlara, Cenab-ı Hak âhirette bir derece ihsan eder ki, hiçbir amelle
o manevî dereceye erişilemez."
Eğer âhiret kardeşin uzakta ise ara
sıra ziyaret et, ihmal etme.
Oğlunu ve kızını iyi yetiştir
Ey oğul!
. Oğluna ve kızına küçükken edep
ve terbiye öğret. Onları iyi yetiştir. Büyüdükleri zaman öğretmen güç olur.
Hanımının ve çocuklarının bir suçu olursa bağışla.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle
buyurmuştur:
"Çocuklarınızın, hanımınızın ve
hizmetçinizin suçunu bağışlayınız."
Küçüklerin kabahatim affetmek,
büyüklerin şanıdır.
En efdal sadaka ehline, evladına ve
hizmetçisine verdiğin sadakadır. Bir hadiste şöyle buyurulmuştur:
"Bir kimse hanımına, çocuklarına
ve hizmetçisine gönlünün istediği yemeği yedirirse, Allah Taalâ ona bin derece
ihsan eder."
Oğlunu yabancı kadınlarla ülfet
ettirme. Yedi yaşında namazı, dokuz yaşında orucu öğret. Günah ve haram olan
şeyleri bellet.
Müsafire ikram et
Ey oğul!
Evine misafir gelirse kapıda karşıla,
selâmını al. İzzet ve ikram ile "Hoş geldiniz, safa geldiniz" diyerek
önlerine düş.
Odada üst başa oturt. Sen de aşağıya
otur. Yemek vaktinden önce gelmişse yemek çıkar. Yemek vaktinden sonra
gelmişlerse tatlı birşey ikram et.
Kalkıp giderken "Rahatsız
oldunuz, özür dilerim" diyerek kapıya kadar uğurla.
Gece kalmak için akşam üstü gelen
misafire de bu şekilde ikram et, yemek yedirdikten sonra gece fazla oturma.
Belki misafir yorgundur. Münasip bir yere yatağını yap, yanına su koy, tuvaleti
de göster. "Allah rahatlık versin" diyerek kendi odana çekil. Sabah
olunca kahvaltı çıkar. Eğer kalıcı misafir ise, kalıncaya kadar gönlünü hoş
tut. Gideceği vakit yemek yedirmeden bırakma. Belli bir yere kadar yolcu et,
"Allah selamet versin" diye dua et.
Yiyip içerken şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Sofraya oturmadan önce ellerini
yıka.
2. Sağ dizini dikip sol dizinin
üzerine otur.
3. Tabağın ortasından değil, kendi
önünden ye.
4. Sofrada sağa sola eğilerek
yanındakileri rahatsız etme.
5. Ağzında lokma varken konuşma.
6. Ağzındaki lokmayı kimseye
gösterme.
7. Etrafına çok bakma.
8. Ekmeği ısırıp yemeğe batırma.
9. Vücudunun rahatını istersen az ye
ve az iç.
10. Sofradan kalkınca da az su iç.
11. Cemaat içinde sümkürüp
tükürme.
12. Su içerken acele ile bardağı
dikerek, hort hort içme. Vücuda zarardır. Yavaş yavaş arada nefes alarak iç.
13. Ayakta su içme. Sıhhate zarardır.
14. Bir kimse su isterken sen de
isteme.
15. Terli iken su içme.
16. Gece uyanıp su içmek doğru
değildir.
17. Eğer çok susamışsan önce ağzını
çalkala, sonra az iç.
Çarşı pazarda şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Çarşı pazarda yürürken kimseye
omuz vurma, incitme.
2. Kimse ile alay etme.
3. Meydanda yere sümkürme ve tükürme.
4. Elle çekişip kavga etme.
5. Sattığı şeyi geri getirirlerse al.
6. Yalan söyleme
7. Kimseyi aldatma.
8. Dükkânını erken aç, geç kapa ve
kaparken Besmele çek ve "La havle velâ kuvvete illâ
billahi"l-aliyyilazîm"i oku.
9. Halkla tatlı konuş.
10. Yenecek birşey alırken sahibinin
izni olmadan alıp tatma.
11. Aldığın yiyeceği evine açıktan götürme.
"O nedir?" diyene tattır.
Arkadaşlık hukukuna riayet et
Ey oğul!
Bir kimseyle yol arkadaşlığı yaparsan
onun ayağınca yürü, hızlı yürüme.
Öteye beriye sapma.
Yol arkadaşını bırakıp da bir tarafa
savuşma. Bir işle meşgul olup da bekletme.
Arkadaşlık hakkını ve onun
alışkanlıklarını gözet ki, senden hoşnut olsun.
Ondan ayrılacağın vakit helâlleşip
veda et ve elini sık.
Hasta ziyaretine git
Ey oğul!
Hastanın halini hatırını sormak görgü
kuralıdır.
Hastayı ziyaret ettiğin zaman odasına
habersiz girme.
İçeri girerken selâm ver, hastanın
sağ yanına oturup elini okşa. "Neren ağrıyor, hastalığın nedir, şimdi
nasılsın?" diye sor. "İnşâallah geçer" diye teselli et ve
ümitlendir.
Hastanın yanında çok oturma.
İhtiyacı varsa elinden geldiği kadar
yardım et.
Eğer hasta ağır ve kendini bilmiyor
veya doktor, kimse ile görüşmesini yasaklamışsa odasına girme, ev halkından
haber al veya bir adam gönderip sordur:
Hasta ziyareti insanî bir vazife
olduğu gibi, sünnettir ve sevabı çoktur.
Cenazeye katıl
Ey oğul!
Akrabandan, dostlarından veya
memleketin ileri gelenlerinden biri vefat ederse cenazesine katıl.
Cenaze sahibine, evlat ve akrabasına
orada hazır bulunanlara selâm ver.
Vefat eden fakir ise cenaze masraflarına
yardım et. Cenazeyi yaya olarak takip, etmek sünnettir. Mazeretin yoksa mezara
kadar yaya git.
Cenazeye katılamıyorsan ailesine
mektup yazarak başsağlığı bildir.
Cenazede bulunmak ve cenaze namazını
kılmak çok büyük sevaptır.