قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ… (سورة التوبة، ١٠٠)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : مهاجرلر إيله أنصار ، دان إلك أول إسلاميتى قبول إيله باشقالرندان أؤنه كجنلر و اونلاره ( إيمان و طاعتده ) كوزللكله تابى اولانلر واريا ! الله ، اونلاردان راضى اولدى ، اونلار ده الله ، دان راضى اولدولر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : “Muhâcirler ile Ensar’dan ilk evvel İslâmiyet’i kabul ile başkalarından öne geçenler ve onlara (iman ve taatte) güzellikle tâbi olanlar var ya! Allah, onlardan râzı oldu, onlar da Allah’tan râzı oldular...”
(Tevbe Sûresi, âyet 100)
Hicrî: 22 Rebîulevvel 1447 Fazilet Takvim
ASHÂB-I KİRÂM’A TÂBİ OLMANIN LÜZUMU
Abdullah bin Mes’ûd (r.a.) buyurdu ki: “Yoluna uyulacak, kendilerine tâbi olunacak kimseler, Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’in Ashâbı’dır. Onlar, bu ümmetin en hayırlılarıdır. Kalpleri en temiz, ilimleri en derin, zahmetleri en az olanlarıdır. Allâhü Teâlâ onları, Nebî’sine arkadaş olarak ve dinini ikâme etmek üzere seçmiştir. Onların faziletlerini iyi bilin, yollarını, izlerini takip edin, ahlâklarına, davranışlarına gücünüzün yettiği kadar sımsıkı sarılın. Çünkü onlar, dosdoğru bir hidayet üzeredirler.”
“Allâhü Teâlâ, kullarının kalplerine baktı, Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem’i seçti ve onu peygamber olarak gönderdi. Onu, ilmiyle necip ve üstün kıldı. Sonra tekrar insanların kalplerine baktı ve onun için Ashâb’ını seçti, onları, dini için Peygamberinin yardımcıları ve onun vezirleri kıldı. Binâenaleyh müminlerin yani Ashâb-ı Kirâm’ın güzel gördükleri şeyler, Allâhü Teâlâ indinde güzeldir. Onların çirkin gördükleri şeyler, Allâhü Teâlâ indinde de makbul değildir.”
İbn-i Mes’ûd (r.a.), bu sözleriyle, Ashâb-ı Kirâm’dan sonra gelecek olan bütün ümmet-i Muhammed’e (s.a.v.), Ashâb-ı Kirâm’ın yoluna tâbi olmalarını, onların sîret ve ahlâklarını kendilerine örnek alarak hidâyet bulmalarını tavsiye etmiştir.
Hanbelî fakîhlerinden Berbehârî (rah.) da demiştir ki:
“Ey kardeşim! -Allah, sana rahmeti ile muamele etsin- Husûsiyle içinde bulunduğun zamanda sana sözleri ulaşan kimselerin kim olduğunu güzelce düşün, araştır. Size gelen şeyler husûsunda, ‘Bu mesele hakkında Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in Ashâb’ından veya Ehl-i Sünnet âlimlerinden sâdır olan bir söz var mıdır?’ diye sorup araştırmadan, hiçbir şeyi kabul etmekte acele etme. Onlardan bir söz işittiğinde hemen ona sarıl, haddini aşma, onların sözlerinden nefsine uyanları seçip diğerlerini terk etme. Yoksa Cehennem’e düşersin.”
Hicrî: 22 Rebîulevvel 1447 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder