قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اِذَا اُذِّنَ فِى قَرْيَةٍ اَمَّنَهَا اللهُ مِنْ عَذَابِهِ ذٰلِكَ الْيَوْمَ. (طب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بر يرده أذان اوقونديغى زمان ، او كون ، الله تعالى ، اوراده بولونانلرى عذابندان قورور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bir yerde ezan okunduğu zaman, o gün, Allâhü Teâlâ, orada bulunanları azâbından korur.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 11 Safer 1447 Fazilet Takvim
BAŞA GELENE RAZI OLMAK VE MUSİBETLERE SABRETMEK -2
Allâhü Teâlâ, Dâvûd aleyhisselâm’a şöyle vahyetti: “Ey Dâvûd! Eğer sen, başına gelen sıkıntılara sabredersen, benim yardımım muhakkak sana erişir.”
Sabır, bütün işleri derleyip toparlayan, akla ve fikre nizam veren güzel bir haslet olup hayrın tohumu ve çaresizlerin çaresidir. Tâbiîn’den Meymûn bin Mihrân (rah.) demiştir ki: Gerek peygamberlerden ve gerek diğer büyük zâtlardan herhangi bir kul, büyük bir hayra nâil olduysa; muhakkak sabır ile nâil olmuştur.”
Sabır üç kısımdır: Günahlara karşı sabretmek, tâat üzere sabretmek, sıkıntı ve musibetlere sabır göstermek. Akıllı kişi, bu üç hâlde de sabırda sebât göstermelidir ki hem rahatlık hem de sıkıntılı zamanlarda takdîr-i İlâhî’ye rızâ gösterebilenler makamına yükselebilsin.
EZÂN-I MUHAMMEDÎ İLE FETHEDİLEN ŞEHİR
Haleb kadısı Ebu’l-Mehâsin Yûsuf şöyle anlattı:
Musul’da yanımızda Musa isminde bir zât vardı. Sesi pek gür olup medresede müezzinlik yapardı. İmâdüddîn Zengî tarafından kendisine bir köy bağışlanmıştı. Kendisine sebebini sordum, şöyle anlattı:
İmâdüddîn Zengî (1098 tarihinde Haçlılar eline düşmüş olan) Ruha (Urfa) şehrini kuşattığı seferde (M. 1144), ben de maiyetinde bulunuyordum. Şehrin ve düşmanın hâlinden haber almak için gizlice şehrin çarşısına gittim. Halkın giydiği kıyafetlerden satın aldım ve bunları giyerek dolaşmaya başladım. Bir cami yanından geçerken minareyi gördüm. “Şuraya çıkıp bir ezan okuyayım, ne olursa olsun” dedim ve dayanamayıp minareye çıktım. “Allâhü Ekber-Allâhü Ekber” nidâları yükselince şehirde bir kargaşa başladı.
Halk, “Müslümanlar, şehre girdiler” diye bağrışarak dehşete düştüler. Kâfir askerleri de -Müslümanların içerde olduğunu zannederek- dört haftadır İslâm askerine mukabele ettikleri surlardan indiler. O sırada Müslümanlar hücum ederek bu suru aldılar ve sonrasında da şehri fethettik. İşte bu hâdise üzerine bana, Musul yakınlarındaki o köyü bağışlamıştı.
Hicrî: 11 Safer 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder