قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ شَئْ ٍأَحَبُّ إِلَى
اللهِ تَعَالَى مِنْ شَابٍّ تَائِبٍ وَمَا مِنْ شَئْ ٍأَبْغَضُ إِلَى اللهِ
تَعَالَى مِنْ شَيْخٍ مُقِيمٍ عَلَى مَعَاصِيهِ. (كنز)
بيغمبر
أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر :"كم
بنى سَوه رك و شَوكله ، هر كوندوز و كجه اؤجر كره صلوات اوقورسه او كجه كوندوزده
إشلديغى كوناحلرى باغشلاياجاغنى الله تعالى وعد أتمشدر ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ’ya,
günahlarından tevbe eden gençten daha sevimli hiçbir kimse yoktur.
Allâhü Teâlâ’ya, günah işlemeye davam eden yaşlıdan daha sevimsiz hiçbir
kimse yoktur.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 02 Receb 1437 Fazilet Takvimi
TEVBE ETMEK FARZDIR
Her Müslüman sabah akşam tevbe ve istiğfâra devâm etmelidir. “Ey îmân edenler, Allah’a nasûh tevbe ediniz” meâlindeki Tahrîm sûresinin, 8. âyet-i kerimesiyle tevbe farz kılınmıştır.
Tevbe: kusûruna, günahlarına kalbiyle pişman olup bir daha yapmamaya azmetmektir.
İstiğfâr: ‘Estağfirullâh el-azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-Hayye’l-Kayyûme ve etûbü ileyh’ diyerek Allah’tan günahının bağışlanmasını niyâz etmektir.
Kulda şu üç şey bulunduğunda hakikaten tevbe etmiş olur:
Birincisi, işlediği günahın zararının, dünyada ve âhirette severek istediği her şeye perde olduğunu bilmek.
İkincisi, işlediği günahlardan dolayı kalbinde elem, acı hissetmek.
Üçüncüsü, böyle günahları terk etmeye azmettikten sonra hemen o günâha karşılık olacak iyilikler yaparak günahlar sebebi ile kaçırdığı hayırları tedarik etmeye, kazanmaya gayret etmek.
Yoksa kalbi gâfil olup günahına da pişman değil iken sırf dili ile tevbe ve istiğfârın faydası olmaz. Ancak âhirete ve günahların âhirette zarar vereceğine tam îmân edenlerin tevbesi makbul olur.
İmâm-ı Âzam (rah.), vasiyetnâmesinde istiğfarı tavsiye etmiş ve akşam sabah seyyidü’l-istiğfar okumanın cennete girmeye vesîle olduğunu rivâyet etmiştir.
Seyyidü’l-İstiğfâr:
“Allâhümme ente’l-Melikü’l-Hayyü’llezî lâ ilâhe illâ ente. Ente Rabbî, halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü eûzü bike min şerri mâ sana’tü, ebûü leke bini’metike aleyye ve ebûü bizenbî, fağfirlî zünûbî, feinneke lâ yağfiru’z-zünûbe illâ ente.”
(Ş. Dürri Yekta)
Hicrî: 9 Receb 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder