قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: (اَلْإِيمَانُ) أَنْ تُؤْمِنَ
بِاللهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَتُؤْمِنَ
بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ. (م)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر : " ( إيمان ) اللهه اللهيك ملكلرينه كتابلرينه بيغمبرلرينه و آخرت كونونه إنانمان بر ده قده ره خيريك و شريك الله تان ( يعنى الله تعالى نيك ديلمسيله و تقديريله ) اولديغونه إنانماندر ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“(İman) Allâh’a, Allâh’ın meleklerine, kitaplarına,
peygamberlerine ve âhiret gününe inanman,bir de kadere; hayrın ve şerrin
Allah’tan (yani Allâhü Teâlâ’nın dilemesiyle ve takdîriyle) olduğuna
inanmandır.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 23 Cemaz,yelâhir 1437 Fazilet Takvimi
ÎMÂN KALP İLE TASDÎK, DİL İLE İKRÂR ETMEKTİR
Her insan, âkıl bâliğ (ergen) olunca îmânı öğrenmeye gayret etmeli; Allâhü Teâlâ’nın varlığına ve birliğine dâir göklerdeki ve yerdeki delilleri düşünmeli; ömrünü gaflet ile zâyi edip âhirette azâba düşmekten sakınmalıdır.
Îmân; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Allâhü Teâlâ’dan getirip haber verdiği kat‘î olarak bilinen şeyleri kalple tasdîk ve dil ile ikrâr etmektir.
İslâm itikâdının esası olan altı şeye kalbiyle inanıp diliyle de ikrâr etmelidir; yani “Âmentü billâhi ve melâiketihî…”yi sonuna kadar mânâsını bilerek okumak lâzımdır.
Bunu okuyan Müslüman demiş olur ki: “Ben Allâhü Teâlâ’ya ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kaderin -yani: takdir edilmiş şeylerin- hayır olsun, şer olsun Allâhü Teâlâ’nın bilmesi ve dilemesiyle olduğuna inandım, öldükten sonra dirilip mahşer yerine gitmek de muhakkaktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilah yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed Mustafâ (s.a.v.) Allâhü Teâlâ’nın kulu ve resûlüdür.”
Bir Mümin îmân etmesi gereken bir şeyde şüphe ederse hemen o anda ‘Allâhü Teâlâ’nın ilminde hak olan ne ise ona inandım’ demesi farzdır. Sonra akâid ilminde kâmil bir âlimden veya sahih bir kitaptan ihmal etmeden doğrusunu öğrenmelidir.
Peygamberimiz ve Ashâbının i’tikâdı üzere olan yola, Ehl-i Sünnet ve Cemâat denilir. Mezhep imâmlarımız âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ-ı ümmetle bu mezhebin hükümlerini isbât edip bir araya toplamışlar ve diğer sapık fırkaları ibtal etmişlerdir. (Dürr-i Yekta Şerhi)
Hicrî: 23 Cemaz,yelâhir 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder