Hadîs-i Şerîf, :
“Mekkeliler Resûlullâh’dan (s.a.v.) kendilerine bir mucize
göstermesini istediler. Resûlullâh da (s.a.v.) onlara ayın ikiye
bölünüşünü gösterdi.”
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)
Hicrî:24 Recep 1434 •Fazilet
Takvim
AYIN İKİYE AYRILMASI MUCİZESİ
Peygamberimiz, Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) ayı iki parçaya ayırması mucizesi Peygamberliğinin sekizinci senesinde oldu. Müşriklerden birtakımı mehtaplı bir gecede Resûl-i Ekrem Efendimiz’den ayın ikiye ayrılıp sonra birleşmesini istediler. Böyle bir mucize göstermedikçe iman edemeyeceklerini söylediler.
Resûl-i Ekrem Hazretleri de Hak Teâlâ’ya duâ buyurdu. Allâhü Azîmüşşân’ın kudretiyle ay iki parçaya ayrıldı. Bir parçası Hira -şimdiki adı Nur- dağının bir tarafında, diğer parçası da öbür tarafında göründü; sonra birleşip evvelki hâlini aldı. Bu mucizeyi o gece bazı yolcular da görmüşlerdi. Mekke-i Mükerreme’ye gelince hikâye ettiler. Yazık ki müşrikler ‘bu sihir’ dediler, yine iman etmediler.
CENNET EHLİNİN EN AŞAĞISI
Mûsâ (a.s.), ‘Ey Rabbim, Cennet ehlinin en aşağı derecesinde olanlarının yeri nasıldır?’ dedi. Allâhü Teâlâ buyurdu:
Bütün Cennet ehli Cennete girince bir kişi gelip:
“Yâ Rabbi! Bütün halk yerlerine girmişler ve mertebelerini bulmuşlar”, der. Allâhü Teâlâ:
“Bütün dünyânın hükümdarlığı kadar sana mülk versem razı mısın?” buyurur.
‘Razıyım, Allâh’ım’ der. Hak Teâlâ:
“Madem razısın, dünyanın on misli kadar mülk senin olsun.” buyurur. Mûsâ (a.s.):
“Ey Rabbim! Öyle ise onların en üstünlerinin makâmları nasıldır.” dedi: Hak Teâlâ Hazretleri:
“Ben onlara gözler görmedik, kulaklar işitmedik ve gönüllerden geçmedik şeyler veririm.” buyurdu.
ATALAR SÖZÜ:
• Biri yer biri bakar, kıyâmet ondan kopar.
• Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
• Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.
Hicrî:24 Recep 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder