قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ: اَلصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ. (خ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إيكى نعمت واردركى ، إنسانلريك أكثريسى او نعمتلرده آلدانمشدر ؛ بونلر ، صحت و بوش وقتدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İki nimet vardır ki, insanların ekserisi o nimetlerde aldanmıştır; bunlar, sıhhat ve boş vakittir.”
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 10 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim
İLMİN FAZİLETİNE DAİR BAZI ÂYET-İ CELÎLELER
Fakîh Ebulleys (rah.) Hazretleri şöyle buyurdu: Zümer Sûresi’nin 9. âyet-i kerimesinde -meâlen-: “...De ki: Bilenlerle bilmeyenler hiç müsâvî (denk) olur mu?...” buyurulmuştur. İlim ehli kimseler için başka hiçbir fazilet olmasa dahi, sırf bu âyet-i kerîmede bildirilen fazilet, onlar için kâfidir. Zira âyet-i kerîmede âlimin, cahil üzerine faziletli olduğu açıkça beyan buyurulmuştur.
- Tâhâ Sûresi’nin 114. âyet-i kerimesinde -meâlen-: “(Habîb’im) de ki: Rabb’im, ilmimi ziyadeleştir” buyurulmuştur. Cenâb-ı Hak, bu âyet-i celîlede, ilmin ziyadeleşmesini talep etmeyi emrediyor.
- Raʻd Sûresi’nin 19. âyet-i kerimesinde -meâlen-: “Şimdi (yâ Muhammed), sana, Rabb’inden inzâl olunanın şüphesiz hak olduğunu bilen (ve bu suretle Rabb’inin hak davetine icabet eden) kimse, âmâ olan (hakkı görmeyen, tanımayan) gibi olur mu?” buyurularak âlimler ve ilim sahipleri methedilmiştir.
- Mücâdele Sûresi’nin 11. âyet-i kerimesinde -meâlen-: “…Allah, sizden, iman edenleri yükseltir. Kendilerine ilim verilen (ve ilmiyle amel eden âlim)leri ise derecelerle yükseltir.” buyrularak ulemânın çok büyük fazileti ve yüksek dereceleri olduğunu bildirmiştir.
- Allâhü Teâlâ, Bakara Sûresinin 31. âyet-i kerîmesinde buyurduğu üzere Âdem aleyhisselâm’a bütün isimleri/ilimleri öğrettikten sonra onu, meleklerden üstün kılmış ve onlara, Âdem aleyhisselâm’a secde etmelerini emretmiştir. Bu âyet-i celîle de ilmin faziletine diğer bir delildir.
DÜNYAYA KIYMET VERMEYİN
Hasan-ı Basrî (rah.) demiştir ki: “Dünyaya kıymet vermeyin! Zira vallâhi dünya, ancak onu, kıymetsiz gördükten sonra hoş olur.”
Cahil kimse, dünyalığa kavuşunca sevinir, âlim ise dünyada hep (âhiret hayatının dertleriyle dertlendiğinden) gam içindedir. Cahil kimse, Cenâb-ı Hakk’ın takdîrine karşı çıkar, ondan razı olmaz. Âlim ise, takdir-i İlâhî’ye razı olur, Rabb’inin emrine teslimiyet gösterir.
Hicrî: 10 Cemâziyelâhir 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder