9 Aralık 2013 Pazartesi

İMÂM-I A’ZAM EBÛ HANÎFE (R.A.)



Hadîs-i Şerîf:
 “Nefsim yed-i kudretinde olan Allâhü Teâlâ’ya yemin ederim ki ilim Süreyya’da (Ülker yıldızında) da olsa Fars’dan bir adam (İmâm-ı Âzam) onu oradan alır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî:4 Safer 1434   •Fazilet Takvim

İMÂM-I A’ZAM EBÛ HANÎFE (R.A.)


İmâm-ı A’zam Hazretleri hicrî 80 senesinde dünyaya gelmiştir. Ashâb-ı Kirâm’dan Enes bin Mâlik, Câbir bin Abdullâh, Abdullah bin Ebî Evfâ, Ebu't-Tufeyl Âmir bin Vâsile ve Abdullâh bin Enîs, Vâsile bin Eska‘, Abdullâh bin Ceri' hazretlerinden hadîs rivâyet etmeye icâzet almış ve hadîs rivâyet etmişlerdir. (radıyallâhü anhüm)
İmâm-ı A’zam (rh), Tâbiîn arasından ictihâd fazîleti ile mümtâz olup Ehl-i sünnet akâidini ve fıkhını rivâyeten ve dirâyeten delilleri ile beyân edip yazmışlardır. Allâh tarafından mazhar olduğu kemâlât, zühd ve takvâsı ile imamlar arasında mümtâzdır. Yaşı 70'e ulaştığında hicrî 150'de vefât etmişlerdir.
Dînin aslî delilleri olan kitâb, sünnet, icmâ’ ve kıyâs yoluyla tesis eylediği mezhebi büyük âlimler arasında kabul görmüş ve hükümleriyle amel edilmiştir. İbrahim bin Edhem, Şakîk-ı Belhî, Ma‘rûf-i Kerhî, Bâyezîd-i Bestâmî, Fudayl bin Iyâz, Ebû Dâvûd-ı Tâî, Ebû Hâmid Leffâf, Halef bin Eyyûb, Abdullâh bin Mübârek, Vekî‘ bin Cerrâh, Ebûbekr Verrâk (rahimehümullâh) gibi evliyâ-i kirâmın onun mezhebine uymaları mezhebinin kuvvetine en büyük bir delîldir.
Derslerine en fazla devâm edenlerden Mis‘ar bin Kidâm (rh.) şöyle anlattı: İmâm-ı A‘zam Hazretleri sabah namazından sonra ilim öğretmek için oturur, yatsı namazına kadar devam ederdi. Abdestini tazelemek ihtiyacı hissetmez, yemek için de kalkmazdı. Hiç uyumazdı, ancak öğleden önce hafifçe bir ağırlık çöktüğü görülürdü.
Onu takib ettim, yatsıdan sonra insanlar dağıldığında bütün gece mescidde ibâdet etti, sabah yaklaştığında namaza hazırlanmak için evine girdi.”
İmâm-ı A’zam Hazretleri buyurdular:
"Ben Allâh’a duâ ederken anne babamdan önce hocam Hammâd’a duâ ediyorum."
İmâm-ı A’zam Hazretlerine ‘halkın sefilleri kimdir?’ diye soruldu. ‘Nimete nankörlük edenlerdir.’ buyurdu.
Hicrî:4 Safer 1434   •Fazilet Takvim

ONA YA HASETÇİLER VEYA CAHİLLER DÜŞMAN OLUR

Evliyâdan Ahmed bin Harb (rh.): “Âlimler arasında İmâm-ı A’zam, emîrler arasında halîfe gibidir.” buyurdu.
İmâm-ı A‘zam ve İmâm-ı Şâfiî (r.anhümâ) her ikisi de Ramazân-ı şerîfde altmış defa Kurân-ı Kerîm’i hatmederdi.
İmâm Ebû Yûsuf hazretlerine bir mesele sorulduğunda cevap verir ve sonra: “Bu İmâm-ı A‘zam'ın sözüdür. Kim onu kendisi ile Rabb’i arasında amelinde düstûr tutarsa dinini kurtarmış olur.” buyurdu.
Abdullâh bin Dâvûd (rh.): “İmâm-ı A‘zam aleyhine ancak iki vasıftaki insan konuşur: ya ilmine hased edendir, yahut cehaletinin bile farkında olmayan cahildir.” demiştir.
İmâm Ebû Yûsuf (rh.) “Bir evlâdım vefât etti, hemen defin işleri için birisini tayin edip İmâm-ı A‘zam hazretlerinin derslerine devam ettim. Onun dersinden bir günü kaçırmaktan korktum.” demiştir.
İmâm-ı A‘zam hazretleri Dâvûd-i Tâî’ye (rh.):
“Senin ilmini iyice sağlamlaştırdık” buyurdu. Dâvud-i Tâî; “Geriye ne kaldı.” deyince:
“Şimdi onunla amel etmek kaldı”, buyurdu. Dâvûd-i Tâî de, dünya ile kalbî alakalarını kesip ibâdetle meşgûl oldu.
Hicrî:5 Safer 1434   •Fazilet Takvim



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder