Hadîs-i Şerîf, :
“Beş gece vardır ki, bu gecelerde yapılan duâlar reddolunmaz. Cuma gecesi, Receb ayının ilk gecesi, Şabân ayının on beşinci (yani berât) gecesi ve bayram geceleri.”
(Hadîs-i Şerîf, Musannef-i Abdurrezzâk)
“Beş gece vardır ki, bu gecelerde yapılan duâlar reddolunmaz. Cuma gecesi, Receb ayının ilk gecesi, Şabân ayının on beşinci (yani berât) gecesi ve bayram geceleri.”
(Hadîs-i Şerîf, Musannef-i Abdurrezzâk)
Hicrî:29 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
RECEB AYI ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN AYIDIR
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) “Receb ayı Allâh’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.” buyurdular.
Receb ayı, günahları terk içindir. Şaban Allâh’ın ahdine vefa ve amel içindir. Ramazan sıdk ve safa içindir.
Receb tevbenin kabûlüne, Şabân şefâate, Ramazan ise sevabların kat kat olmasına vesiledir. Receb tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasad ayı yani ekip suladığını biçip devşirip toplayacak bir aydır.
Receb öyle bir aydır ki, Allâhü Teâlâ onda işlenen hayırlara kat kat sevâb verir.
Bu ayda edilen duâ müstecâb (kabul) olur. Onda işlenen küçük hatalar affolunur. Onda işlenen hayrın sevâbı gibi işlenen günahın cezâsı da kat kat olur.
Peygamber Efendimize (s.a.v.) “Yâ Resûlallâh! ‘Receb Allâh'ın ayıdır’ ne demektir,” diye sorulunca “Receb Allâh'ın ayıdır. Çünkü Receb, Hakk’ın mağfiretine mahsus bir aydır... Bu ayda Allâhü Teâlâ peygamberlerin duâlarını kabûl etmiştir. Bu ayda Allâh, evliyasını düşmanlarından kurtarmıştır.
Bir kimse bu ayda oruç tutsa, Allâh ona üç türlü lütufta bulunur: Onun geçmiş günahlarını mağfiret eder, kalan hayatında (hayır üzere bulundukça) onu korur, mahşerde susuzluktan emin kılar.
Bir yaşlı zât ayağa kalkıp: “Yâ Resûlallâh! Ben Receb ayının hepsini oruç tutamam” deyince “Sen Receb ayının birinci, onbeşinci ve sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş gibi olursun. Çünkü hasene on katı ile yazılır, ammâ ilk Cuma gecesinden de gâfil olma” buyurdular.
Hicrî:29 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
Hadîs-i Şerîf, :
“Allâhü Teâlâ nezdinde sözlerin en sevimlisi dörttür: Sübhânallâh,
velhamdülillâh ve Lâilâhe illallâhu, vallâhü ekber.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)
Hicrî:28 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
EN BÜYÜK İSTİĞFAR: TESBİH NAMAZI
Tesbih namazı tevbenin, istiğfârın en büyüğü ve bütün vücutla yapılanıdır.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.), amcaları Hz. Abbâs'a (r.a.) hitâben tesbih namazı ile alâkalı şöyle buyurmuşlardır:
“Ey amca! Sana on (çeşit günahını silecek) şey(i) haber vererek ikrâm etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günâhının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatâ ile ve kasden yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve âşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun. Dört rek’at namazı kılarsın... Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Her gün kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.”
Tesbîh namazı 4 rek’attir. Bu namazda 300 defa şu tesbih okunur:
“Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm.”
Bu tesbih, namaz içinde şu kadar okunur:
15 kere, Sübhâneke'den sonra (Fâtiha'dan önce),
10 kere, zamm-ı sûreden sonra,
10 kere, rükûda, (tesbihlerden sonra)
10 kere, rükûdan kalkınca ayakta (kavmede),
10 kere, birinci secdede, (tesbihlerden sonra)
10 kere, iki secde arasındaki oturuşta (celsede),
10 kere, ikinci secdede. (tesbihlerden sonra)
Birinci rek'atte okunan tesbihlerin adedi 75'tir.
İkinci rek'atte aynı sıralama ile yine 75 defa okunur.
Üçüncü ve dördüncü rek’atler de böyle kılınır. Birinci kâdede (oturuşta) tahiyyattan sonra salli ve bârik, üçüncü rek'ate kalkınca önce sübhâneke okunur.
Tesbih namazı, kılınması teşvik edilmiş bir namazdır. Bunu alışkanlık hâline getirmek müstehaptır. Kılmasını bilmeyenlerin istifâde etmesi maksadıyla cemaatle de kılınabilir. (Muhtasar İlmihal, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:28 Cemâziyelâhir 1434 •Fazilet
Takvim
"SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder