Hadîs-i Şerîf,
“Kabirdeki ölü, denizde boğulmak üzere iken yardım isteyen biri
gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden veya arkadaşından kendisine
gelecek duâyı bekler. Duâlar kendine ulaşınca, dünyâ ve içindekilerin
kendisinin olmasından daha çok sevinir.”
(Hadîs-i Şerîf,
Kenzü'l-Ummâl)
Hicrî:13 Recep 1434 •Fazilet
Takvim
ÖLÜ VE DİRİ, BAŞKASININ AMELİNDEN FAYDALANIR
Müslüman, başkasının bağışladığı amellerden, hayırlardan faydalanır. Bu sünnet ve icma ile sabittir. Sadece kendi yaptıklarının kendisine faydası olur diyen kimse icmâ'a ve sünnete muhalefet etmiş olur. Bu ise batıldır.
Çünkü;
• İnsan, başkasının yaptığı duanın faydasını görür. İşte bu, başkasının yaptığı amelin faydası demektir.
• Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mahşerde hesabın kolay olması, cennete girmeleri ve cehennemden kurtulmaları için Müslümanlara şefaat edecektir.
• Peygamberler ve sâlih müminler şefaat ederler.
• Melekler yeryüzündekilere dua ve istiğfar ederler.
• Allâhü Teâlâ, dilerse hiç hayır işlemeyen bir mümini, sırf rahmetiyle cehennemden azad eder.
• Mü’minlerin çocukları, babalarının işlediği amellerle cennete girerler.
• Ölünün, verilen sadakalardan fayda gördüğü Hadîs-i şerîf ile sabittir, bunda icma vardır.
• Ölmüş bir kimse adına, velisi hac yapsa ölüden farz hac düşer.
• Herhangi bir borçlu kişinin borcunu başka bir kimse öderse o kimse borcundan kurtulur.
• Birine borçlu olan veya haksızlık eden kimse, malın sahibi alacağını ve hakkını helâl etmekle mes’ûliyetten kurtulur.
• Sâlih komşu, hayatta iken de komşularına faydalı olduğu gibi ölünce de kabir komşularına faydalı olur.
• Bir kişi zikir meclisine başka bir maksatla gelse -zikir halkasına oturmasa bile- rahmete kavuşur, zikirden istifade eder.
• Ölü için kılınan cenaze namazı ve yapılan dua ölüye fayda verir.
Bütün bunlar başkasının amelleri ile fayda elde etmektir. Bunun sayılamayacak kadar misalleri vardır.
Hicrî:13 Recep 1434 •Fazilet
Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder