قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ...فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ فَتَمَسَّكُوا بِهَا وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ. (حم)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( أهل بدعتيك جوغالديغى زمانده ) ... سز هبنز ، بنم سنتمى و هدايته أردرلمش اولان راشد خاليفلرينين يولونى تاكيب أدينز ، اونه صمصقى صارلنز ، آزى دشلرينزله ( يعنى بتون كوجونوزله ) اونا طوطونونوز . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “(Ehl-i bidatin çoğaldığı zamanda) …siz hepiniz, benim sünnetimi ve hidâyete erdirilmiş olan râşid halifelerimin yolunu takip ediniz, ona sımsıkı sarılınız, azı dişlerinizle (yani bütün gücünüzle) ona tutununuz.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 05 Cemâziyelevvel 1447 Fazilet Takvim
HULEFÂ-YI RÂŞİDÎN’İ SEVMEK
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’den sonra Hazret-i Ebûbekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali radıyallâhü anhüm sırasıyla halife olmuştur.
Tâbiîn’den İsa bin Talha rahimehullâh demiştir ki:
İbn-i Abbâs (r.a.) Hazretlerine, “Ey Ebû Abbâs, bana selefimiz olan Ashâb-ı Kirâm’ı öyle anlat ki sanki onları gözlerimle görmüş gibi olayım.” dedim. Buyurdu ki: “Bana, Ebûbekir radıyallâhü anh’i mi soruyorsun? Vallâhi o, çok müttakî, dost ve ahbabı pek çok, bütün hayırlar kendisinde toplanmış olan bir zât idi. O, öyle bir zât idi ki kendisinde kimse kusur bulamazdı.
Sonra, Ömer radıyallâhü anh’i mi soruyorsun? Vallâhi o, çok takvâlı, dininde çok kuvvetli idi. Kendisine her cihetten tuzaklar, pusular kurulduğu hâlde o, bunları bilir, korunur ve sakınırdı. Onun idaresinde aslâ gevşeklik ve tembellik bulunmazdı.
Sonra, Osman radıyallâhü anh’i mi soruyorsun? Vallâhi o, çok oruç tutar, geceleri çok ibadet ederdi ve kavmi tarafından da çok sevilen bir zât idi.
Sonra, Ali kerremallâhü vechehû’yü mü soruyorsun? Vallâhi o, çok ilim ve hikmet sahibi bir zât idi. Ondan işiteceğin her şey mutlaka hoşuna giderdi. Bulunduğu makam ve mevkii çok yüksek idi. Dünyadan tamamen yüz çevirmişti.”
Evliyâullâhtan bir zât şöyle anlattı: “Benim, çok günahkâr bir komşum vardı. Kötülüğü sebebiyle onun yanından başka bir yere taşındım. O komşum öldüğü vakit, bir gece rüyamda gördüm ki komşum, yeşil bir bahçe içerisinde rahat, uzanmış yatıyordu. Ona, “Bu nimetlere nasıl nâil oldun? Hâlbuki ben seni pek günahkâr olarak biliyordum” diye sordum. Dedi ki:
“Allâhü Teâlâ, âhir ömrümde bana tevbeyi nasip etti, hâlimi düzelttim. Ben, her namazımın arkasından, ‘Ey Allâh’ım, Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali’den (radıyallâhü anhüm) râzı ol. Onları sevmem sebebi ile bana rahmet eyle.’ diye dua ederdim.”
Hicrî: 05 Cemâziyelevvel 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder