عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ : أَمَرَنِي رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ أَقْرَأَ بِالْمُعَوِّذَاتِ دُبُرَ كُلِّ صَلَاةٍ. (د)
عقبه بن عامر ، دن ( رضى الله عنه ) روايت اولندى كى : رسول الله صلى الله عليه و سلم ، بانه هر ( فرض ) نمازيك آرقاسنده معوذاتى ( إخلاص ، فلق و ناس سورلرينى ) اوقومامى أمرأتدى . "
Ukbe bin Âmir’den (r.a.) rivâyet olundu, o dedi ki: “Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem, bana her (farz) namazın arkasında Muavvizât’ı (İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini) okumamı emretti.”
(Sünen-i Ebû Dâvûd)
Hicrî: 11 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim
MÜHİM NASİHATLER
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri bir mektubunda şöyle buyurmuştur: “…Evlâdım! Şu kıymetsiz dünyanın tarâvetine (nefse hoş gelen lezzetlerine) aldanmaktan, onun çirkin ve faydasız süslerine kapılmaktan sakın. Zira bu dünyanın, güvenilecek, itibar edilecek bir tarafı yoktur. Hem bu dünya, karar kılınacak, ebedî kalınacak bir yer de değildir. Bu söylediğim nasihatlerim, bugün anlaşılmasa da yarın âhirette elbette anlaşılacak fakat o zaman da fayda vermeyecektir. Beyt:
Onun kulağı, benim ağlayıp sızlamama sağır olmuş.
Bu sebeple benim nasihatimi ve ağlamamı işitmeye razı olmaz.
Senin yapman lâzım gelen husûslar şunlardır:
Devamlı zikr-i kalbî ile meşgul olmaya istekli ve gayretli olmalısın. Bunu yaparken, zikr-i kalbînin Allâhü Teâlâ’nın en büyük nimetlerinden olduğuna itikad etmelisin. Beş vakit namazı, gevşeklik ve tembellik göstermeden, cemâatle edâ etmelisin. Malının zekâtını, onun ehli olan ihtiyaç sahiplerine canıgönülden, isteyerek vermelisin. Haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmalısın. Mahlûkata karşı şefkatli olmalısın. İşte ebedî kurtuluş yolu budur. Vesselâm.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, Fazilet Neşriyat, c. 1, m. 189)
ASLÎ VAZİFELERİ İHMAL ETMEMELİDİR
Ebu’l-Ferec el-Bağdâdî (rah.) dedi ki: İnsanların birçoğunda şunları gördüm:
Üzerlerine pislik sıçramasından sakınıyorlar, fakat (manevî necâset olan) gıybetten çekinmiyorlar.
Çokça sadaka veriyorlar, fakat işlerinde haram muameleden sakınmıyorlar.
Geceleri teheccüd kılıyorlar, fakat farz namazlarını vaktinde kılmayıp tehir ediyorlar.
Bunlar gibi daha birçok şeyde gayret edip de asıl olan şeyleri zâyi ediyorlar. Bunun sebebini araştırdım ve iki şeyden dolayı olduğunu anladım:
Birincisi: Bu hâl artık onlarda âdet hâline gelmiştir.
İkincisi: Arzu ettikleri şeyi elde etmek husûsunda nefislerine mağlup olmalarıdır. Zira nefis, galip geldiği zaman, kişinin artık hakikatlere karşı kulakları sağır, gözleri kör olur!
Hicrî: 11 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder