1 Ekim 2025 Çarşamba

KUR’ÂN-I KERÎM’DE TÂLÛT VE CÂLÛT’UN KISSASI -1


 

قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ اللهَ لَيَدْفَعُ بِالْمُسْلِمِ الصَّالِحِ عَنْ مِائَةِ أَهْلِ بَيْتٍ مِنْ جِيرَانِهِ الْبَلَاءَ. (طس)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق الله تعالى ، صالح بر مسلمان سببيله قومشولرندان يوز حانه حالقندان ألبتده اوزاقلاشتيرير . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Muhakkak Allâhü Teâlâ, sâlih bir Müslüman sebebiyle komşularından yüz hane halkından belâyı elbette uzaklaştırır.”

 (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)

Hicrî:  09  Rebîulâhir   1447  Fazilet Takvim

 

 

KUR’ÂN-I KERÎM’DE TÂLÛT VE CÂLÛT’UN KISSASI -1

 

Bakara Sûresi’nin 251. âyet-i celîlesinde buyurulmuştur ki -meâlen-: “Eğer Allâh’ın, insanların bazısını bazısı ile defetmesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesâda uğrardı. Lâkin Allah, bu âlemler üzerine ihsân sahibidir.”

Allâhü Teâlâ, insanların bazısının şerrini ve zulmünü, diğer bazısının hayrı ve adâleti ile, kötü kimselerin fesâdını da diğer sâlih zâtlar ile defeder. Nitekim bu âyet-i celîlenin öncesinde bildirildiği üzere Câlût’un fesâdını, Tâlût ve Dâvûd aleyhisselâm ile defetmiştir. Tâlût’un emri altında cihâd sâhalarına atılan mücâhidler ile İsrâîloğullarından fesâdı giderip onları tekrar yurtlarına nâil kılmıştır.

Şöyle ki: Câlût, Amâlika kavminden müşriklerin hükümdarı olup onlar Şam sahili civârında meskûn idiler. İsrâîloğullarına hücum edip onlara galip geldiler, memleketlerini aldılar, birçoklarını esir ettiler, onları yurtlarından sürdüler.

İsrâîloğulları, İşmûîl aleyhisselâm’ın peygamberliği zamanında ona gelerek, “Bize bir hükümdar gönder (tayin et) de onun emri altında Allah yolunda cihâd edelim.” dediler. Peygamberleri onlara, “Ya üzerinize harp etmek farz kılınır da muhârebe etmezseniz? Bunun vebâlini düşündünüz mü?” diye sorunca “Biz niye muhârebe etmeyelim ki; yurtlarımızdan çıkarıldık, evlatlarımızdan olduk.” dediler.

Peygamberleri, Allâhü Teâlâ’ya dua etti. Allâhü Teâlâ da onlara melik olarak Tâlût’u gönderdi. Tâlût, Yûsuf aleyhisselâm’ın kardeşi Bünyamin’in neslinden olup çobanlık ve dericilik işi yapan fakir bir kimse idi. Bundan dolayı İsrâîloğulları, onun hükümdar olmasına razı olmadılar. “O, bize nasıl sultan olabilir, hâlbuki biz, sultan olmaya ondan daha lâyıkız. Hem ona malca bir genişlik verilmiş de değildir.” dediler. Peygamberleri onlara, “Şüphesiz ki Allah, onu, sizin üzerinize melik olarak seçti ve ona ilim ve vücut itibarıyla da kuvvet üstünlüğü verdi. Onun hükümdar olacağının alâmeti, size Tâbût’un (ellerinden alınmış olan Tevrat sandığının geri) gelmesidir.” cevabını verdi. Daha sonra Tâbût kendilerine iade edilince onun hükümdarlığını kabul ettiler.

(Devamı var)

Hicrî:  09 Rebîulâhir  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

KONU BAŞLIKLARI 2

KONU BAŞLIKLARI 3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder