قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَالَّذِينَ اِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً اَوْ ظَلَمُٓوا اَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللّٰهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اللّٰهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلٰى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ. (سورة آل عمران، ١٣٥)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : و ( او متقيلر ) أؤيله ظاتلردر كى ، بر بيوك كوناح إشلدكلرى ويا نفسلرينه ظلمتدكلرى زمان اللهى ذكرأدرلر ، همن كوناحلرى إيجن إستغفارده بولونورلر . كوناحلرى ، الله ، دان باشقه كيم مغفرت أدر ؟ و اونلر ، يابطقلرى كوناحده ، بيله بيله إصرار أتمزلر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : “Ve (o müttakîler) öyle zâtlardır ki, bir büyük günah işledikleri veya nefislerine zulmettikleri zaman Allâh’ı zikrederler, hemen günahları için istiğfarda bulunurlar. Günahları, Allah’tan başka kim mağfiret eder? Ve onlar, yaptıkları günahta, bile bile ısrar etmezler.”
(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 135)
Hicrî: 15 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim
YAĞMUR DUASI
Müminler, Cenâb-ı Hak Hazretlerine, bereketli yağmurlar vermesi için işledikleri kötülük ve günahlardan dolayı istiğfâr ile dua ederler ki buna “istiskâ (yağmur duası)” denir.
Yağmur duasının meşrûiyeti, sünnet ve icmâ-ı ümmet ile sabittir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretlerinin namazgâha çıkarak birçok defa yağmur duasında bulundukları sabittir.
Aynı şekilde Emîru’l-Müminîn Hz. Ömer radıyallâhü anh Hazretleri, hilâfetleri zamanında kalabalık bir cemaatle yağmur duasına çıkmışlar, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in amcaları, Hazret-i Abbâs’ın mübarek elinden tutarak ve onunla tevessül ederek cemaate hitâben: “Ey insanlar! Rabb’inize istiğfâr ediniz! Zira o, Gaffâr’dır (günahları mağfiret buyurucudur).” dedikten sonra şöyle dua etmişti:
“Allâh’ım! Muhakkak ben, sana istiğfâr ederim ve sana tevbe eylerim. Allâh’ım! Biz, Peygamber Efendimizin amcası ve sâlih kulların ile sana yakınlaşmayı talep ediyoruz. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’inde, ‘(Hızır aleyhisselâm’ın yıktığı) duvara gelince, o duvar şehirde iki yetim çocuğundu. Altında ise onlara ait bir hazine vardı. Babaları da sâlih bir kimse idi...’ (meâlindeki, Kehf Sûresi’nin 82.) âyet-i celîlesiyle, babalarının sâlihlerden olması sebebiyle yetimlerin malını muhafaza ettirdiğini bildiriyorsun. Şu hâle nazaran sâlih kullarına hürmeten başkalarına da rahmet edersin. Muhakkak sen, sözünde hak ve sâdıksın Allâh’ım! Yolunu kaybedenleri ihmâl etme, zayıf ve âciz kalanları sahipsiz bırakma! Allâh’ım! Çocuklar tazarrû ediyor, büyükler acziyetlerini arz ediyor. Şikâyetler ziyadeleşiyor. Sen, sırları ve gizli olanları en iyi bilensin. Allâh’ım, ümitsizliğe düşüp helâk olmazdan evvel rahmet yağmurlarınla onları sulayıver. Zira senin rahmetinden ancak kâfirler ümit keserler.”
Bütün Müslümanlar o anda “Âmîn” nidâlarıyla tazarrû ve niyâzda bulunmuşlar. Duanın akabinde derhal yağmur düşmekle, Allâhü Teâlâ indinde dualarının kabul olunduğu anlaşılmıştır.
Hicrî: 15 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder