قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْمُؤْمِنُ هَيِّنٌ لَيِّنٌ جَوَّادٌ سَمْحٌ لَهُ خُلُقٌ حَسَنٌ، وَالْكَافِرُ فَظٌّ غَلِيظٌ لَهُ خُلُقٌ سَيِّئٌ. (فر)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : مؤمن آغرباشلى ، يوموشق حويلى ، جومرت ، مسامحكر و كوزل آخلاقه صاحبدر . كافر إيسه قابادر ، قطى قلبليدر و كوتى آخلاقه صاحبدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mümin ağırbaşlı, yumuşak huylu, cömert, müsâmahakâr ve güzel ahlâka sahiptir. Kâfir ise kabadır, katı kalplidir ve kötü ahlâka sahiptir.”
(Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs)
Hicrî: 07 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim
HUY GÜZELLİĞİ BEDEN GÜZELLİĞİNDEN ÜSTÜNDÜR
Ahlâkı güzelleştirmek, gazap ve şehvetin mahv ve izalesiyle olur. “Mizaç ve tabiatın icabı olan bu şeyler, insandan ayrılmazlar...” diye deliller ileri sürmüşler ise de büyük âlimlerin beyanı üzere huy değişir. Değişmeseydi, ahlâkı değiştirmek hakkında dînî emirler vârid olmazdı. Mesela, “Ahlâkınızı güzelleştiriniz.” hadîs-i şerîfi buyurulmaz idi. Çünkü emir ve teklif, yapılabilecek şeyler hakkında olur.
Ahlâkın değişebileceği, tecrübeyle de malumdur; nice yaramaz çocuklar, muktedir hocaların verdikleri terbiye sayesinde kötü huylarını terk ederek ahlâklarını güzelleştirmektedirler. Ahlâkı değiştirip güzelleştirme husûsu, insanlar hakkında nasıl inkâr olunabilir? Zira bu, hayvanlarda bile mümkündür. Şahin, köpek gibi, avladığını parçalayıp yemek âdeti olan yırtıcı hayvanlar, tâlim ve terbiye ile huylarından vazgeçip avcılara avlar getiriyorlar. Bunun gibi; dağlarda başıboş gezmeye alışmış olan hayvanlar, terbiye ile uysallaştırılıp yük altına giriyorlar.
Velhâsıl gerek dînî emirlerin vârid olması, gerek malum tecrübeler, gerekse âkil kimselerin ittifakla delâletleriyle anlaşılır ki ahlâkı güzelleştirmek mümkündür. Onun için her Müslüman, ruhunun terbiyesine ve ahlâkını düzeltip güzelleştirmeye gayret etmelidir.
DUADA MEŞRÛ OLAN ŞEYLERİ TALEP ETMELİ
Dua eden kişi, duasında meşrû olan bütün arzu ve ihtiyaçlarını talep etmeli; isteklerinin verilmesini uzak ve imkânsız görmemelidir. Zira bütün kâinatı yaratan Allâhü Teâlâ için, hiçbir şey zor ve imkânsız değildir.
Allâhü Teâlâ, duaların bazılarını hemen kabul eder, bazılarının kabulünü ise tehir edebilir. Geciktirmesinin hikmeti; ya istenilen şeyin henüz takdir edilen vakti gelmemiştir -çünkü her şey için ezelde takdir edilmiş bir vakit vardır- veya Allâhü Teâlâ kulunun duasında ısrar etmesini sevdiği içindir veyahut Allâhü Teâlâ’nın bildiği başka bir sebeptendir. Bazen de sevabı âhirette verileceği için duasının kabulü ezelde takdîr edilmemiştir.
(Âdâb ve Fazîletleriyle Dualar, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 07 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder