إِنَّ رَجُلًا جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : فَقَالَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ مَا عَمَلُ الْجَنَّةِ قَالَ الصِّدْقُ وَإِذَا صَدَقَ الْعَبْدُ بَرَّ وَإِذَا بَرَّ آمَنَ وَإِذَا آمَنَ دَخَلَ الْجَنَّةَ. (حم)
بر زات ، رسول الله ( صلى الله عليه وسلم ) كلدى : و ‘‘ يا رسول الله ، جنت ( أهلنيك ) عملى ندر ؟ ديه سؤآل أتدى ، بيوردولركى : دوغرولقدر . قل ، دوغرى اولديغى زمان عمللر إشلر . صالح عمللر إشلديكى زمان ( حقيقى معناده ) إيمان أتمش اولور . إيمان أتديكى زمان ده جنته كيرر . "
Bir zât, Resûlullah (s.a.v.)’e geld- : “ve “Yâ Resûlallah, Cennet (ehlinin) ameli nedir?” diye suâl etti. Buyurdular ki: “Doğruluktur. Kul, doğru olduğu zaman sâlih ameller işler. Sâlih ameller işlediği zaman (hakîkî manada) iman etmiş olur. İman ettiği zaman da Cennet’e girer.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 30 Rebîulevvel 1447 Fazilet Takvim
SADÂKAT VE İHLÂSIN EHEMMİYETİ -1
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki:
“Allah’tan korkup helâle harama dikkat eden, dürüst ve ahdine/yeminine sâdık olanlar haricinde bütün tüccarlar, kıyâmet günü fâcirler zümresinde bulunacaklardır.”
Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur:
“Kazançların en temizi, şu tüccarların kazançlarıdır ki onlar; konuştuklarında yalan söylemezler, kendilerine itimat olunduğunda ve bir emanet bırakıldığında hıyânet etmezler, bir şey satıp alırken aldıkları bir malı kötülemez, sattıkları malı da (haksız) methetmezler. Bir borçları olsa alacaklıya borcu geciktirip de zulmetmezler; alacaklı olsalar, borçluyu (haksız yere) sıkıştırmazlar.”
Sadâkat, doğruluk elbette övülmüştür. Sâdık kimse, dünya ve âhirette güzel nâm sahibi olur.
Evliyâdan Ahmed bin Ebu’l-Havârî (rah.) anlattı: Süleyman Dârânî (k.s.) Hazretlerine, “Ben, İsrâîloğullarına gıpta ediyorum. Zira onlardan 800 sene ömür sürüp de bunu ibadetle geçirmekten zayıflayıp çöp kadar kalanlar var.” dedim. Buyurdu ki: “Ama ben öyle zannediyorum ki bizden hiçbirisi, zayıflamaktan derisinin kemiğine yapışmasını istemez. Bizim yegâne istediğimiz şey, sıdk ve niyette ihlastır. Bir kimse, on gün ihlaslı olabilse, İsrâîloğullarının o uzun ömürlerde nâil olduklarına, tamamıyla nâil olur.”
Nice kimseler, uzun ömür sürerler, ama arzularına nâil olamazlar, nice kimselere de kısa ömürleri bereketli kılınır, uzun ömür sürmüş gibi hayır ve sevaplara nâil olurlar. (Devamı var)
REBÎULÂHİR AYI İCTİMÂI, RU’YET VE BAŞLANGICI
Hicrî-Kamerî 1447 yılı Rebîulâhir ayı ictimâı, 21 Eylül Pazar günü Türkiye saati ile 22.54’tedir. Ru’yet ise 22 Eylül Pazartesi, Türkiye saati ile 15.29’dadır.
Hilâl ilk olarak Hint Okyanusu’ndan ve Afrika Kıtası’nın güneyinden itibaren batı taraflara doğru görülmeye başlayacaktır.
23 Eylül Salı günü de Rebîulâhir ayının 1. günüdür.
Hicrî: 30 Rebîulevvel 1447 Fazilet Takvim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder