قال سُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : رَغِمَ أَنْفُهُ ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُهُ ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُهُ قِيلَ: مَنْ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: مَنْ أَدْرَكَ وَالِدَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ أَحَدَهُمَا أَوْ كِلَيْهِمَا ثُمَّ لَمْ يَدْخُلِ الْجَنَّةَ. (م)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بورنى يره سورتلسون ، بورنى يره سورتلسون ، بورنى يره سورتلسون ! ’ بيوردولر . ‘ كيميك يا رسول الله ؟ ’ دنلدى . بيوردولر كى : ‘‘ ياشليلق كونلرنده آنا و باباسندان برينه ويا هر إيكيسنه يتشب ده ( اونلره خدمت أدرك ) جنته كيره مين كمسنيك ( بورنى سورتلسون ، يعنى حور و حكير اولسون ) . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Burnu yere sürtülsün, burnu yere sürtülsün, burnu yere sürtülsün!’ buyurdular. ‘Kimin yâ Resûlallah?’ denildi. Buyurdular ki: “Yaşlılık günlerinde ana ve babasından birine veya her ikisine yetişip de (onlara hizmet ederek) Cennet’e giremeyen kimsenin (burnu sürtülsün, yani hor ve hakir olsun).”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 06 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim
FAKİR OLAN ANNE BABANIN NAFAKASI
Nafaka; bir insanın ailesine sarf ve infâk ettiği yiyecek, içecek, giyecek ve kalacak yerdir.
Fakir olan anne babanın nafakalarını temin etmesi, zengin veya çalışmaya gücü yeten kişi üzerine vaciptir.
Nafakalarını temin husûsunda itibar, cüziyyete (yani evlat olmaya) göre belirlenir. Bu husûsta erkek ve kız evlatlar müsâvîdir. Her birisi üzerine müsâvî olarak vacip olur. Mesela bir kimsenin, bir oğlu ile bir kızı olsa nafakalarını bu evlatlar müsâvî şekilde temin ederler.
Evlat fakir olduğu takdirde, anne babanın nafakalarını temine zorlanamaz. Fakat baba, çalışmaya gücü yetmeyecek derecede âciz olsa, evlatları fakir bile olsa onları kendi ailelerine dâhil ederek infakta bulunmaları gerekir. Zira üç-dört kişiye yeten, dört-beş kişiye de yeter.
Evlatların, günlük ihtiyaçlarından fazlasını kazandıkları takdirde, kazandıklarının fazlası ile fakir olan anne babalarına infakta bulunmaları icap eder. Eğer evlatlar, ancak günlük yiyeceklerini temin edebiliyorlarsa ayrıca infakta bulunmayıp anne babasına da kendi aileleri ile beraber yedirmeye mecbur kılınırlar. Zira onları tamamen terk etmek, zâyi olmalarına sebep olur.
AKILLI KİMSENİN VASIFLARI -2
Akıllı kişi, dostuna, arkadaşına, -hep yanında olacağını bildiğinden- canı ve malıyla yardımcı olur. Düşmanına, adaletle mukabele eder. Halka karşı güleryüzlü olur, selam verir. Sadece, işini göreceğini bildiği kimselerden yardım ister. Âlimlik davasında bulunmaz. Çünkü insanların fazileti, kendi iddia ettikleri değil, lâkin akıllı insanların, onun hakkında söyledikleridir.
Akıllı kişi, şu üç şeyden sakınmalıdır: Çok gülmek, çok temennî etmek ve sebatsızlık. Çünkü bu üç şey, aklı, ateşin, kuru dikeni yakmasından daha çabuk tüketir. Akıllı kişi, vakur olur, ancak güç yetireceği yükün altına girer, erişebileceği şeyin peşinde koşar, istifâde edeceği kadar infak eder, eline geçenlerden sadece faydasını gördüklerine sevinir. Kaçırdığı dünya nimetlerine aslâ hayıflanmaz.
Aklını inkişâf ettirmek isteyenler için, en faydalı şey, tecrübedir. İnsanın, isabetli kararlar vermesi ancak başkalarının tecrübelerini öğrendikten sonra olur.
Hicrî: 06 Rebîulâhir 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder