27 Ağustos 2025 Çarşamba

İMANI MUHAFAZA ETMEK


قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيٰوةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ. (سورة النحل، ٩٧)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : أرككدن ويا قدندان هر كيم مؤمن اولرق صالح بر عمل إشلرسه محقق اونه كوزل بر حيات ياشاترز و يابمقته اولدقلرى عمللريك دهاكوزلى إيله أجرلرينى محقق ورينز . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen- : “Erkekten veya kadından her kim mümin olarak sâlih bir amel işlerse muhakkak ona güzel bir hayat yaşatırız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeli ile ecirlerini muhakkak veririz.”

(Nahl Sûresi, âyet 97)

Hicrî:  04  Rebîulevvel   1447  Fazilet Takvim

 

 

İMANI MUHAFAZA ETMEK

 

İman, bir kandile benzer. Onun muhafazası; dinin emirlerine uymakladır. Son nefeste şeytanın vesvesesi ise çok şiddetli rüzgâra benzer. Kim iman kandilini yakar, lâkin Allâhü Teâlâ’nın emirlerine uyup, menettiklerinden sakınarak onu korumazsa iman kandilinin sönmesinden korkulur.

İmâm-ı Âzam (rah.) Hazretlerine, “Hangi günah sebebiyle imanın kaybolmasından korkulur?” diye suâl edildi, şöyle buyurdular:

“İman nimetine şükretmeyi terk etmek, son nefeste imansız gitmekten korkmamak ve Allâhü Teâlâ’nın kullarına zulmetmektir. Her kimde bu üç fena huy bulunursa -Allah korusun- son nefeste imansız gitmesinden korkulur.”

Hazret-i Ali (k.v.) buyurdu: “İman, üç dalı olan bir ağaç gibidir. Dallardan biri uzuvlara gider ve meyvesi de sâlih amellerdir. Diğer dal, nefse gider, meyvesi de şehvetleri -nefsin âhirette pişmanlığa sebep olacak arzularını- terk etmektir. Bir dalı da kalbe gider ki onun meyvesi, ihlastır.”

Hazret-i Fâtıma (r. anhâ), Resûlullah Efendimize (s.a.v.), “Ey babacığım, ey Resûlullah! Bana, kulun ruhu çıktığı esnada gözlerinden yanağına dökülen inci gibi iki damla yaşı, (o hâlin hakikatini) bildirin.” dedi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Ey Fâtıma! Alın terlediği, inlemeler çoğaldığı, burun delikleri açıldığı, elmacık kemikleri ortaya çıktığı, kollar serildiği vakit; kul artık amelini kendisine göstermekte olan ölüm meleğine bakmaktadır. Kul sağına, soluna bakınır, kendisine bir yardımcı ve arka çıkan bulamaz da bu hâline, dünyasına esef ederek, tasalanarak ağlar ve fâni dünyasından bâki âhiretine adım atar.” buyurdular.

Resûlullah Efendimize (s.a.v.), ölümün eleminden suâl edildi; şöyle buyurdular: “Ölümün en hafif elemi, ıslak yün içindeki budaklı dikeni çekmeye benzer. Hiç diken, yünden kolay çıkar mı? Elbette yolarak çıkar. Eğer dünya, fâni altından olsa ve âhiret de bâki topraktan olsa, bâki elbette fâniden hayırlı olurdu.”

Öyleyse, başa gelmeden önce ölüme hazırlık yapmalı, Hak Teâlâ’dan son nefese kadar, son nefes dâhil ve her nefeste imanını muhâfaza etmeyi istemelidir.

Hicrî:  04 Rebîulevvel  1447  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder