قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : الْكِبْرُ بَطَرُ الْحَقِّ وَغَمْطُ النَّاسِ. (م)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كبر ، حقى إنكار و إنسانلرى تحكير أتمكدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kibir, hakkı inkâr ve insanları tahkîr etmektir.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 21 Safer 1447 Fazilet Takvim
KÖTÜ AHLÂKTAN KİBİR
Kibir (kendini büyük görme), bütün ayıpların aslı ve günahların en büyüğüdür ki kötü ahlâkın kaynağıdır. Kibirden kurtulan kalp, her hastalıktan ve her kederden kurtulmuş ve uzaklaşmış olur. Onun için evliyâ-yı kirâm, kibirden uzak durma husûsuna tam manasıyla ihtimam gösterirlerdi. Kur’ân-ı Kerîm’de, Hadîd Sûresi’nin 23. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Ve Allah, her bir böbürleneni, çok iftihar edeni sevmez.” buyurulmuştur.
Bir hadîs-i kudsîde ise Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Büyüklük, benim ridâmdır. Yücelik ise izârımdır (yani bunlar bana mahsustur). Kim bunlardan birisinde benimle mücâdeleye girerse, onu Cehennem’e atarım.”
Habîb-i Ekrem (s.a.v.) buyurmuştur ki: “Hak Teâlâ, bütün kötülükleri bir eve koyup kapısını da kibir eylemiştir.”
Bir kâmil zât şöyle demiştir: “Bütün varlıklar içerisinde kendinden daha kötüleri olduğunu düşünen kimse kibirli ve zorbadır. Kendisi için bir makam ve hâl görmezse o zaman mütevâzı kullar zümresine dâhil olur.”
Muhakkak ki Ashâb-ı Kirâm, Tâbiîn ve Selef-i Sâlihîn (rıdvânullâhi aleyhim ecmaîn) Hazerâtının hepsinin ahlâkı ve âdeti, manevî temizliğe ehemmiyet vermekti. Fakat şimdi insanlar sadece dış görünüşlerinin süsüyle uğraşırlar da kalplerinin kibir, hevâ, ucub, riyâ ve dünya sevgisi gibi manevî kirlerle dolmasına aldırmazlar, bu kötü huylardan nefret etmezler, onları temizlemeye çalışmazlar. Hâlbuki ancak kalbini kötülüklerden temizleyip güzelliklerle süsleyen, kulluk vazifelerini hakkıyla edâ edenler, her murada kavuşurlar.
İmâm Ebu’l-Leys (rah.) şöyle dedi: “İşlediği amelin sevabını âhirette almak isteyen, önce amelini, riyâ ve gösterişten uzak tutmalı; sırf Allah rızası için yapmalıdır. Sonra da kibir ve gurur sebebiyle amelinin sevabı gitmesin diye onu unutmalıdır. Yapılan bir ibadeti muhafaza etmek, onu yapmaktan elbette daha zordur.”
Hicrî: 21 Safer 1447 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder